Mevsimlik işçi, Fransa’ya ayna tuttu

AVRUPA’da son yılların en sert kışı. Marsilya’da bile sıcaklık sıfırlarda. Karanlık hava Akdeniz kıyılarına yakışmıyor.

Hele 70 bin metrekarelik alana oturan eski Tekel binası bu havada olduğundan da yıkık ve terk edilmiş görünüyor. İçeri girene kadar.
Duvarların içinde rengarenk bir dünya. Friche La Belle de Mai, 400 sanatçı ve teknisyenin birlikte çalıştığı sanat üretim merkezi.
Fransa’da Türk Mevsimi çerçevesinde düzenlenen sergi de dün akşam La Friche’in galerilerinde açıldı.
İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi’nin, Sextant et Plus ve Cultures France ile ortaklaşa düzenledikleri sergi, değişen, kendisiyle yüzleşen Türkiye’yi yansıtırken bu değişimin evrenselle buluştuğu noktalara da dikkat çekmiş.
Veronique Collard Bovy ile birlikte serginin kuratörlüğünü yapan Çelenk Bafra’nın bu projesi üç ayrı grup sanatçının yapıtlarından oluşuyor.
Ayrı kentlerden ve ayrı ortamlardan gelen sanatçıların bir kısmı, Marsilya’da iki ay çalışarak buradaki günlük hayatın izlerini de yakalamışlar.
Elmas Deniz, Cevdet Erek, Deniz Gül, Borga Kantürk, Ahmet Öğüt, Canan Şenol, Merve Şendil, Gökçe Süvari eserlerini “Düzenlemeler” başlığı altında toplamışlar.
Xurban Collective’in projesinin adı ise “La Ville Blanc”. Sürekli büyüyen ve küreselleşen kentlerin yoksulu, farklıyı, zayıfı dışlamasını eleştiriyor sanatçılar.
Diyarbakırlı sanatçılar Şener Özmen, Cengiz Tekin ve Berat Işık’ın fotoğraf ve video çalışmaları ise Fransız şair Eluard’ın “Şimdiye kadar bana esrarlı biçimde yasaklanmış kelimelerin bir bölümü” adlı şiirden esinleniyor. Karşı cephelerin giderek daha çok birbirine benzemesi yüzünden bugünün Türkiye’sinde taraf olma zorluğunu anlatıyorlar.       
Sonuçta, geldikleri yer farklı olsa da, bireysel çalışsalar da ortak geçmiş, sanatçıların eserlerinde ister istemez yakalanan ruh birliğini fark ettiriyor izleyenlere. 
SARKOZY FİKİR DEĞİŞTİRMİŞ
TÜRKİYE Mevsimi’nin çeşitli faaliyetlerini izledim. Eleştirileri de izledim. Ama bütününe bakınca ben olumlu not veriyorum. Her projenin Fransa’yı sarsması gerektiğini hiç beklemedim. Bizans’tan günümüze İstanbul sergisini, bugüne kadar 200 bin kişinin izlemiş olması hiçbir şey mi?
Yaz başında Strasbourg’da tesadüfen açılışına katıldığım Le Corbusier ve İzmir sergisi de konuyla ilgilenenleri çeken başarılı bir örnekti. Üniversitelerdeki akademik tartışmalar, bazı belediyelerin düzenlediği Türkiye günleri, Eyfel kulesinin kırmızı beyaz aydınlatılması da öyle. 31 Mart’a kadar program dolu.
Sarkozy de, bu hafta Fransa’nın sanatçılarıyla yaptığı yeni yıl toplantısında Türkiye Mevsimi’ne değindi. Mevsimin çok olumlu geçtiğini ve memnun olduğunu söyledi.
Türkiye’de Fransa mevsimi başlarken çıtayı alçak tutma mesajı vermiş olan Sarkozy’nin fikir değiştirmesinde Fransa’da elde edilen sonucun etkisi yok mudur hiç?
SEÇİM TESADÜF DEĞİL
Mevsimlik İşçi projesinin Marsilya’da sergilenmesinin sıradan bir tesadüf olmadığını düşünüyorum.      
Marsilya, Ermeni diasporasının Avrupa’daki en etkili merkezi. Burası Türkiye karşıtı iddiaların ve söylemin kemikleştiği yer.
Türkiye gündeme geldiğinde eleştiriler genelde aynı kalıplarla yapılır. İşte böyle bir ortama Türkiye’nin farklı bir yüzünü, kendisini sorgulayan Türkiye’yi de tanıtıyor sergi.
İzmir’den, İstanbul, Antakya ve Diyarbakır’dan genç sanatçılar, yaşadıkları kentin gündelik hayatından kesitler yansıtırken Marsilya’nın günlük hayatıyla buluşuyorlar.
Fransa’da Türk mevsimi ile amaçlanan da zaten bu değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları