Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Mevlam hem kar yağdır, hem de doğru dürüst meteorolojik uyarılar nasip et!

Bir hafta önce İstanbul ve kış turizm merkezleri başta olmak üzere tüm ülkede kar heyecanı yaşandı.

Kimisi işe gidemeyeceği için kaygılanırken, kimi de rezervasyonlar iptal edilmesin diye yağması için dua edip durduğu kara yılbaşı öncesi kavuşacağı için seviniyordu. Bu arada okullar tatil edilsin diye dua eden öğrenciler de muratlarına erdi ama bu sefer velilermağdur oldu...

Bu sene Ramazan Bayramı’ndan beri ve aralık ayının ortasına kadar İstanbul’a ve belli başlı kış turizm merkezlerine doğru dürüst kar yağmamıştı. Bu nedenle aralık ayının ortasında kış turizminin önemli kayak merkezlerindeki karların erimesi, ziyaretçileri şaşkına çevirmişti. Örneğin, son beş yılın en sıcak aralık ayını yaşayan Erzurum Palandöken’deki otellerde yer ayırtan çok sayıda turist, kar yağmadığını öğrenince rezervasyonunu iptal ettirmişti. Hatta buz pistine dökülen su bile donmamıştı. Bunun üzerine de oteller kar yağması için her gün personelini duaya çıkarmaya başlamıştı.

Sonunda dualar kabul edilmiş olacak ki (!) kar yağışı bir hafta önce Trakya ile birlikte Erciyes, Erzurum, Bolu gibi yüksek yerlerde başladı. Fakat örneğin, Kars kent merkezinde gün boyu devam eden kar, yerini hemen güneşli bir havaya bırakmıştı. Halbuki birçok yerde kayak sezonunun başlatılabilmesi için kar kalınlığının 50 santimetre gibi belirli bir yüksekliği bulması gerekiyor. Bu yazıyı yazdıktan sonra kısa süreli kar yağışının ardından ortaya çıkan güneşli ve kuru hava nedeniyle karlar tekrar eridi mi bilemem. Bildiğim bir şey var; o da 1987’den beri dünyada daha az kar yağdığı için kar örtüsü sürekli olarak azalıyor.

Bu nedenle artık azalan kar yağışına da alışmamız gerekiyor. Örneğin kayakçılarımız antrenman eksiklerini karayolunda tekerlekli patenle gidermeye artık alışmalı. Yoksa kar yağmasını beklerlerse yeterli kondisyonu kazanamazlar. Benzer şekilde kayak merkezlerinin de kayak pistlerinin çim sahaya dönmesine ve otellerin firmaların toplantı mekánlarına dönüşmesine alışması gerekiyor. Çünkü artan şehirleşme, özellikle sanayi ve yerleşim bölgelerinden çıkan sera gazlarıyla çevre ve atmosfer büyük miktarda kirlenmekte ve küresel ölçekte havanın ısınma eğilimi de giderek artmakta.

DÜŞÜŞ ARTIŞTAN FAZLA

Şu an Akdeniz havzasında dağlar mevsimsel olarak karla kaplanır. Dağlarda biriken karlar, kurak geçen yaz aylarında nehirlere ve göllere su sağlayan doğal bir baraj gölünün suları gibi görev görür. Küresel ısınmadan dolayı, kışın akarsulardaki akışta önemli bir artış olurken, yazın akış değerlerinde önemli düşüşler oluyor. Genellikle, düşüşler artışlardan daha fazla. Sıcak ve kuru havalarda karın erimesiyle su, akışa geçemeden direkt olarak buharlaşarak havaya karışmakta. Karın bu şekilde buharlaşması Doğu Anadolu gibi yarı kurak bölgelerimizde son yıllarda çok sık gözlenmekte. Bazı yıllar mevsim normallerinde kar yağışlarına rağmen nehirlerimizdeki akışın ve baraj göllerimizdeki su seviyesinin yükselememesinin nedeni de büyük ölçüde budur...

Geçen hafta (18 Aralık) ben de heyecanla İstanbul’da kar yağışını bekliyordum. Bir yandan meteoroloji radarına bakıyor, bir yandan TV’deki haberleri izliyor, diğer yandan da pencereden dışarıyı gözlüyordum. Çünkü gece yarısı yağması beklenen kar, haberlere göre Edirne’de başlamış ve İstanbul’a doğru yaklaşıyormuş. Trakya’da devam eden karın İstanbul’a ne kadar yaklaştığını görmek için meteoroloji radarına bakıyorum. Ama bir şey göremiyorum. Neredeyse tüm Trakya ve İstanbul, ‘Çok hafif yağmur veya hafif kar’ olarak tanımladıkları benzer renk tonlarına boyanmış. Yani nerede kar, nerede yağmur yağıyor radarda belli değil. Bunun da düzeltmesi için bakalım kaç sene bekleriz.

ORTALIKTA KAR YOK İŞYERİ ÇOCUK KAYNIYOR

Meteorolojinin verdiği ‘Meteorolojik Uyarı’da, ‘İstanbul’da bu akşam ve gece saatlerinden itibaren kar yağışı bekleniyor’ deniliyordu. Bir şey iki ayrı saatte nasıl başlayacak? Sinema matinesi gibi bir şey midir bu? Kar yağışı ‘akşam’ mı; yoksa ‘gece saatlerinden itibaren’ mi başlayacak? Yoksa her ikisinde mi? Böylece Da Vinci şifresi gibi verilen kar yağış saatini beklerken İstanbul Beylikdüzü’nde kar yağışının başladığı haberi verildi. Ardından da İstanbul’da ilk ve orta dereceli okullar tatil edildi.

‘Gece yarısı başlayıp öğlen saatlerinde sona erecek’ bir kar yağışı için sabahın köründe işe zor bela vardıktan sonra öğlen eve erken dönmeye sinir olurum. Bu nedenle, işe geç gidip eve zamanında dönmeye karar verdim. Bir-iki saat geç dışarı çıkınca ne göreyim! İstanbul’da iki milyon öğrenciyi tatil eden karı ara da bulasın. Ortalıkta kar yok ama işyeri çocuk kaynıyor!

Anlaşılan ne zaman başlayacağı ve ne kadar yağacağı bilinemeyen kar başlayınca paniğe kapılıp gereksiz yere okulları tatil etmişiz... Korkarım bundan sonraki kar yağışında da karın yerde 5-10 cm. biriktiğini görmeden harekete geçmeyiz!

Doğrusu dünyanın hiçbir yerinde, ‘İstanbul’da bu akşam ve gece saatlerinden itibaren kar yağışı bekleniyor!’ gibi bir meteorolojik uyarı verilemez. Meteorolojik uyarıların, ‘yer, zaman, miktar, olasılık ve koruyucu önlemler’ gibi kesin ve sayısal bilgiler içeren belli bir formatı ve mantığı vardır. Yetkilisine ve meraklısına meteorolojik uyarıların gelişmiş ülkelerde nasıl yapıldığını görmek için örneğin http://www.weather.gov/view/nationalwarnings.php adresine (küsmeden ve kırılmadan!) bakmalarını tavsiye ederim.
Yazarın Tüm Yazıları