Metresin intikamı

Hristos Zahopulos... 54 yaşında, evli ve bir çocuk babası. Selanik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra sanat tarihi üstüne doktora yaptı.

Bizans tarihini de araştırdı. Başbakan Kostas Karamanlis ile 1990’lı yılların başında tanıştı ve kısa sürede sıkı dost oldular. Karamanlis, 2004 seçimlerinde başbakan olduğunda, Atina Olimpiyat Oyunları nedeniyle kültür bakanlığını da üstlenince, dostu Hristos’u bakanlığın genel sekreteri yaptı.

Zahopulos bu görevde kendi "imparatorluğunu" kurdu. Karamanlis’ten sonra kültür bakanlığına atanan bakanlar onun /images/100/0x0/55eae48bf018fbb8f89d6cfakılına bile zarar veremediler. AB’den ve devletten gelen 2 milyar euro gibi astronomik bir rakamın nasıl harcanacağında, büyük ihalelerde, milyarlık ruhsatlarda son sözü o söylüyordu.

Evdokia Çaku... 40 yaşlarında, bekar. Arkeoloji okudu ama bir kez bile kazma kürek tutmadı. Kültür bakanlığının sözleşmeli personeli. 2004 yılında Selanik’teki bir davet sırasında Zahopulos ile tanıştı..

Bir telefon, iki telefon, bir yemek, iki yemek derken sevgili oldular. Evdokia’ya sırılsıklam aşık oldu kültür bakanlığının genel sekreteri. Tabii ilk "torpili" de sevgilisini "halkla ilişkiler sorumlusu" olarak yanına almaktı. Önceleri otellerde buluşuyordu iki sevgili, sonra bir evde. İhtiraslı kadındı Evdokia. İddialara bakılırsa, sevgilisinin gizli banka hesaplarını, yaptığı yolsuzlukları, yediği rüşvetlerı öğrenmekte gecikmedi.

Bakanlıkta herkes onu "Genel sekreterin resmi metresi" olarak tanıyordu artık. Ne isterse yapıyordu. Zahopulos ile görüşmek isteyen önce Evdokia’nın ofisinden geçiyordu.

Zamanla aşkın alevi azalınca 40 yıllık karısını gerekçe gösterip kaçmaya başladı metresinden. Söylenenlerin yalancısıyım, artık gayri resmi metresler de girmişti genel sekreterin hayatına.

Aptal kadın değildi elbet. Durumu anlamakta gecikmedi. Üstelik hálá "sözleşmeli personel" statüsünde idi devlet memuru olarak. Tehditle denedi kadrolu olmayı, başaramadı.

Seyrek görüşüyorlardı artık ve her defasında kavga.

Evdokia bir sabah ofisine geldiğinde, "Tarihi Eserleri Restorasyon Dairesi’ne atandınız" yazısını buldu. Üstelik yerine de birbirinden güzel iki genç kız getirilmişti. Çılgına döndü.

Kavga sesleri duyuldu Zahopulos’un makam odasında. "Bu ilişki bitti. Anla bunu" diye bağırdı genel sekreter, "Asıl sen bittin" dedi genel sekreterin halkla ilişkiler sorumlusu.

Kadının dört bir yanını sarmıştı intikam ateşi. Terk edilmiş, ihanete uğramış, çöp gibi fırlatılmıştı bir köşeye.

Sinsi planını kurdu ve uygulayama koydu.

- Hristo, eski güzellikleri hatırlasak, hani yarın nasıl olur... Evde buluşalım mı?

Erkek mileti ya, nasıl karşı koyabilirdi. Üç yıllık sevgilisinin kendisine tuzak kurduğunu düşünmeksizin kabul etti.

Kadının elinde artık koskoca kültür bakanlığı genel sekreterinin, başbakan Karamanlis’in yakın dostunun cinsel tercihlerini gösteren video kaydı da vardı, rüşvet, yolsuzluk kanıtı bir sürü belge de.

Başbakan Karamanlis’e "haberler" ulaşınca dostu Zahopulos’un derhal istifasını istedi. Ne var ki Evdokia için istifa yeterli değildi.

Atina’da geçenlerde "bu akşam televizyonlarda büyük bomba patlayacak" dedikodusu yayıldı... Bir video kaseti varmış, belgeler varmış diye...

Ana haber bültenleri başladığında ise flaş haber farklıydı:

"Kültür bakanlığı genel sekreteri intihar etti" idi.

Hristos Zahopulos... 54 yaşında. Evli ve bir çocuk babası. "Sağlık nedenleri" ile genel sekreterlikten istifa ettikten iki gün sonra Atina’nın Kolonaki semtindeki bir apartmanın 5. katta bulunan dairesinden atlayarak intihara kalkıştı. Mucize eseri yaşıyor. Günlerdir yoğun bakımda.

Evdokia Çaku, 40 yaşlarında, bekar. Atina savcısı, tehdit ve şantaj suçlamalarıyla tutuklanmasını kararlaştırdı. Tüm suçlamaları reddetti. Pire’deki Koridalos Cezaevi’nde yargılanacağı günü bekliyor

Vrettos’da aroma ve renk cümbüşü

Bu şehrin, bir zamanlar Osmanlı mahallesi, son 40 yıldır ise Sultanahmet’i "Plaka"da, 1909 yılından beri her gün 10.00-03.00 arasında açık farklı bir mekan var. "Vrettos".

Bar deseniz bar değil, alkolü içkilerin satıldığı dükkan deseniz o da değil. Hani yıkıldı yıkılacak ahşap kapısını araladığınızda, önce burnunuzu fetheder birbirine karışmış likör, uzo, kanyak kokuları. Gözlerinizi fethetmeye gelince marangoz tezgahı benzeri ince uzun 2 masa, 10-15 tabure ve koskoca bir vitrin. Hepsi ahşap, hepsi eski, çok eski, çok çok eski. Vitrinin içinde de rengarenk yüzlerce likör şişeleri. Sinsi bir ışıklandırma da eklenince tam bir renk cümbüşü. Fıçılar ve uzo imalatında kullanılan bakır imbik tamamlıyor manzarayı.

Burada, öyle saatlerce oturup muhabbet yapılmaz. Bir kadeh, iki kadeh işte. Ayaküstü demlenmek gibi bir şey. Şarap, uzo, kanyak ne içerseniz için markası "Vrettos"dur. Eski ahşap tezgahın arkasında, sahibi Yiannis Papadonikolakis oturuyor.

Yaklaşık bir asır önce Mihalis Vrettos açmış bu dükkanı. 60 yıl çalıştırmış. Çoluk çocuğu olmadığından, ölmeden önce Angelos Anastasiadis’e satmış. O da tam 37 yıl tezgahın arkasında içki servisi yapmış. Yiannis 2 yıl önce satın aldığı "Vrettos"da bir tek turistlerden bıkmış. Hergün yüzlerce turist kamera ve fotoğraf makineleri ile dükkanı kuşatıyorlar. Çareyi çekim yapmaya kalkışanlardan para istemekte buldu. Tabii turistler hemen vazgeçip gidiyorlar. Müşteriler de rahatça sohbet edebiliyor böylece.

Başkent Atina’nın canlı tarihidir bu mekan. Gördüğünüz her şey, koku alma duygunuzu pohpohlayan her şey, sanki dünden, geçmişten.

Olur ya yolunuz düşerse bir gün buralara, elbet Plaka mahallesini görmenizi önerecektir bilenler. Benim önerim ise "Vrettos"dan da geçip, azıcık demlenmeniz.

Evliliğin 7. yılı

Eğer 100 değil, 1.000 değil tam 18.000 çift katılmışsa bilimsel bir araştırmaya, sonuçlarına ciddi ciddi eğilebiliriz. İnsan Araştırma Merkezi’nin (EMAS) Yunanistan çapında gerçekleştirdiği ve aylar süren araştırmasında kıssadan hisse şu: Evliliğin 7. yılından itibaren komşunun karısı-kocası daha bir hoş geliyor göze.

Hiç şüphe yok ki, iki kişi evlenmeye karar verdiklerinde cinsel birlikteliklerinin de ilelebet olacağını zannediyor. EMAS’ın araştırmasına göre, dünyaevine girdikten sonra çiftlerin cinsel birliktelikleri 2. yılda haftada 3 defaya, 5’inci yılda da 10 günde 1 defaya düşüyor. "Körolası" 7. yıl geldiğinde 1 ayda, 2 ayda 1.

Araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 19.5’i, kadınların da yüzde 2’si evliliklerinin daha 1. yılında başkalarının yastıklarına yaslanmışlar. Evliliğin 7. yılında eşlerini aldatan erkeklerin oranı yüzde 65, kadınların da yüzde 64.5. Yani evliliğin 7. yılında "boynuz" sözkonusu oldu mu, tam bir kadın-erkek eşitliği.

Araştırmada, evliliklerinin 7. yılında boşanan 699 çiftten yüzde 64’ünün eşini "suçüstü" yakaladığı-yakalattığı vurgulandı.

Niye 2. değil, 10. değil de illa 7. yıl? EMAS’ın başkanı Dr. Kontantinidis, "Bunun bilimsel bir izahı yok. Biyolojik, psikolojik ve sosyal olabilir nedenler. Yapıları itibariyle poligamik olan genler, erkeği "fethetmeye", kadını ise "seçmeye-tercih etmeye" kışkırtan hormonlar, ya da fazla iç içe, haşır neşirliğin bedensel temasa getirdiği bıkkınlık sebep olabilir" diyor.

Psikolojik nedenler genellikle "lambaya püf de"nin yerini, sevgi-saygı-şefkat ve daha bir dizi "değerlerin" alması. Sosyal nedenlere gelince, eh güzel olan ne varsa ya yasaktır ya da şişmanlatır.

Yeni yıl temennisi

Yazlarımız, kışlarımız geçiyor ve geri dönmüyor hiçbiri. Bayramlarımız, pazarlarımız hızlı bir tren gibi gidiyor önümüzden. Güzellikler, küçük mutluluklar aceleci minik bulutlar gibi kayboluyor ufukta.

Hadi bu defa hiçbiri geçmesin, gitmesin, kaybolmasın.

Yeni yıl temennim: Bir sürü şeyi düzeltmek için daha koskoca iki gün var önünüzde.
Yazarın Tüm Yazıları