Çayın kahvenin yanına...

Düşman çatlatan kekler, mis gibi kokan börekler, kıtır kurabiyeler… Ustaca süslenmiş meyveli pastalar, tartlar, turtalar… Tam kıvamında pişmiş, iştah kabartan çatlak kurabiyeler, simitler, çörekler… Kokusuyla alıp götüren sıcacık kuruvasan, bir dilim çikolatalı brownie ya da limonlu cheesecake... Hepsi de her gün yudumladığımız çayın kahvenin yanına yakışan lezzetler...

Haberin Devamı

Çocukluğumdan beri bilirim, ikindi vakti çay keyfi yapma vaktidir. Ama çay öyle tek başına içilmez, yanında muhakkak tatlı ve tuzlu birkaç çeşit hamur işi ya da kısır, mercimek köftesi gibi meze tarzı ikram olur. Çabucak bir kek çırpılır, çay demlenene kadar pişer. Ya da hemen fırından hazır ekmek hamuru alınır, yağda kızartılır ve pişiler çaya yetişir.

Çay davetleri, hanımlar arasında özellikle de kabul günlerinde adeta bir lezzet yarışına dönüşür. Çay sofrası bir ziyafet sofrası gibidir adeta... Öyle 3-4 çeşitle bitmez. Her defasında da farklı çeşitler sunma telaşı yaşanır.

Günümüzde ise her şey o kadar çok değişti ki... Hanımlar kabul günü çay davetlerini artık kafelerde yani ev dışı mekanlarda yapıyorlar. Çalışanlar ise çayın kahvenin yanındaki atıştırmalığa sabah kahvaltı niyetine başlayıp, gün içinde ara öğünler ya da akşam üzeri atıştırmalığı olarak devam ediyorlar.

Evde pişenin tadı da kokusu da başka tabii. Tazeliği, lezzeti de öyle. İçinize sine sine haftada bir de olsa bir tepsi kurabiye yuvarlamak, eşinizle, çocuğunuzla mutfağa girip bir kek çırpmak, içilen çaya da kahveye de paylaşmanın keyfini katar.

Peki, hazır ya da ev yapımı butik üretim olsun; çayımıza, kahvemize lezzet eşlikçisi yapıp katık ettiğimiz tatlı ve tuzlu hamur işleri hakkında ne biliyoruz?

Bir kere hepsinde aroma vericiler yani tatlı baharatlar var: Vanilya, tarçın, mahlep, karanfil gibi... Kek, kurabiye, börek, çörek, pasta, turta… Hepsinde kabartıcılar var. Yumurta, şeker, yağ ve un temel malzeme... Yan malzeme ise ona değer katan ceviz, badem, üzüm, çikolata, kakao... Hamur işi dendiğinde el emeği, maharet, bilgi, tecrübe, teknik ve iyi bir reçete yani tarif şart… Hepsi bir araya gelince ortaya çıkan ise bir şaheser…

Hamur işi hüner işi midir? El becerisi gerektirir, ama o da tekrarlanarak gelişir. Birbirine yakışan tatları, un, yumurta, yağ ve şeker bir araya geldiğinde nasıl bir bileşim olduğunu; fırın ısıları, mayalanma süreci,  yoğurma tekniği, hangi kapta pişmeli?, ne kadar beklemeli?, ne tip bir fırında pişiyor? gibi pek çok detay bilgi var işin içinde. Bunlar geliştikçe bilgiyle donanırsınız, eliniz alışır, yeteneğiniz ve beraberinde yaratıcılığınız gelişir. Sonunda, siz de hamur işi konusunda hünerlerinizi ortaya koymaya başlarsınız. Bu haftaki yazımı sizlerle Çay Saati adlı kitabımdaki keklerimden birinin tarifini paylaşarak bitirmek istiyorum.

Afiyetle kalın...

ÇİKOLATA SOSLU MAHLEPLİ KEK

Gerekli malzemeler:
3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep
2 çorba kaşığı kakao

Haberin Devamı

Çikolata sos için:
1 kahve fincanı krema
2 çorba kaşığı süt
50-60 gram bitter çikolata

• Yumurtaları kırıp toz şekeri ekleyin ve mikserle 3 dakika çırpın. Süt, yağ ve unun yarısını ekleyip tekrar çırpın. Kalan unu, kabartma tozunu ve mahlebi ekleyip bir spatula veya tahta kaşıkla aynı yönde karıştırın. Pürüzsüz kıvamlı kek hamuru haline gelince yarısını yağlanmış kek kalıbına boşaltın.

Haberin Devamı

• Hamurun kalan kısmına kakao ilave edip iyice çırpın ve mahlepli hamurun üzerine dökün. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 30-35 dakika pişirin. Fırından alıp soğumaya bırakın. Ilınınca kalıbı ters çevirerek keki çıkarın. 

• Çikolata sosu için bir cezvede krema ve sütü kaynatın. Ocaktan alıp içine hemen doğranmış çikolatayı ilave edin. Çikolata eriyene kadar karıştırın. Soğumuş olan kekin üzerine ılık sosu döküp dilimleyerek servis yapın.

Yazarın Tüm Yazıları