Leylekler gitmesin...

SEVGİLİ Pakize Suda'nın ‘‘Leylekler yarın gidiyor’’ yazısını okuyunca, gözlerim daldı.

Kendisi bir leylek.

Bir gün ağzında sevgi kundağı ile gelip Hürriyet'in çatısına konuverdi; hem bizlerin, hem okurların kucağında her gün inanılmaz güzellikte, çift sütuna bir bebek.

Hepimiz hayranlıkla onun yazılarını okumaya başladık.

Bu sene siyaset kargalarının kavga-gürültüsünden, leyleklerin gelişinin farkına varmamışım.

Gidiyorlar demek...

*

Havalar soğumaya başlayınca, leylekler düz tarlalarda büyük kurultaylarını toplarlar.

Tak tak tak...

İnanılmaz büyük tartışmalar olur, bazen müzakereler günlerce sürer ve her zaman aynı karar çıkar:

Gitmek...

Buradan kalkıp, Toros Dağları'nın güney eteklerinde son molayı verdikten sonra, Basra Körfezi ile Nil Deltası'na uçarlar. Kışın soğuk günlerini oralarda geçirip, ilkbaharda alay alay, ağızlarında gözükmeyen kundaklarla dönerler.

Gidişleri hüzün, dönüşleri sevinçtir.

*

Tıpkı bizim umutlarımız gibi.

Umutlarımız bir gider, bir döner.

Her dönüşte bir kundak umarız.

Kimi zaman bir iş, kimi zaman bir yatırım, kimi zaman bir yuva, kimi zaman bir diploma, kimi zaman bir yüzük, kimi zaman bir sözcük.

Her birimizin yaşamında leylekler uçuşur.

Hep leyleğin ağzındaki kundağı bekleriz.

Gider leylek...

Döner leylek...

*

İşte yine bir mevsim başı.

Sosyal-ekonomik-siyasal çalkantılar içinde, ulusumuz yeni havaların, yeni dönemlerin, yepyeni günlerin beklentisinde.

Seçimlerle birlikte yeni umutlar olmalı.

Gözlerimiz havada.

Leyleklerin ağzında kundaklar.

Öyle uçuşurlar.

Elinden gelse, Sevgili Pakize Suda'dan isterdim.

Söylesin leyleklere...

Gitmesinler...
Yazarın Tüm Yazıları