Küpe iddiasına nasıl itildim...

Bu ara beni gören aynı şeyi söylüyor; "Mahsun’un filmi 1 milyon seyirciyi geçerse küpe takacakmışsın"...

Anladım ki, arkadaş masasında şakayla söylenmiş bir iddia üzerime kaldı.

Olayı anlatayım;

Geçen gece İstinye Park’taki Masa’da, Okan Bayülgen, Ömür Gedik, Ferhat Göçer oturuyoruz.

Söz Mahsun Kırmızıgül’ün Beyaz Melek’inden açıldı.

Ben, "1 milyon gişeyi görmez" dedim...

Ömür, "Bence geçer" diyerek, hiç beklemediğim bir anda serçe parmağını uzattı bana.

Okan ve Ferhat’ın karşısında güzel bir kadının düello davetini geri çevirmeyi erkekliğe yediremezdim!..

Ben Ömür’ü uzun zamandır koyu saça ikna etmeye çalışıyorum, fırsat bu fırsat deyip iddianın adını koydum; "Ben kazanırsam saçlarını siyaha boyatacaksın"...

O da, "Öyleyse sen de saçlarını uzatıp, küpe takacaksın" dedi...

"Aaa daha neler falan" dedik, güldük geçtik.

Hatta sonra ben Okan’a dönüp, "Mahsun’un filmi için biz niye iddiaya giriyorsak" dedim...

Olayın o masada bitiğini düşünüyordum.

Meğer bitmemiş!

Ferhat Göçer ve Ömür, TV8’de yayınlanan Güzel Şeyler programında Mahsun Kırmızıgül’e bu iddiayı aktarmışlar.

Mahsun da, "Beyaz Melek 1 milyonu geçecek, Cengiz de küpeyi takacak" demiş.

Ömür ve Mahsun, cumartesi gecesi birlikte katıldıkları Ata Demirer’in Hacıyatmaz’ında da bu iddiayı canlı yayında bir güzel anlatmışlar...

Ben iki programı da izlemediğimden dünyadan bihaberim!

Ama şimdi gören soruyor; "Küpe takacak mısın" diye...

Mahsun, gala için gittiği Diyarbakır’dan, "Altın küpe aldım sana" diye haber gönderiyor...

Ömür dersen sürekli tepemde; "Tek taş olsun, şöyle pırlanta olsun, şu kadar karat olsun"...

Ferhat’la Ömür’ün planı mı, Mahsun’un bu işte parmağı var mı bilmiyorum ama acayip oyuna getirildim...

Arkadaş masasındaki şaka yollu sohbet, ekranlara taşınarak resmen bir iddianın içine itildim.

Bir de üstüne dün akşam Ferhat arayıp, "Ben doktorum, yayında hijyenik ortamda küpeyi takarım" demez mi...

Anladım bir rating oyununa kurban gidiyorum.

İşin daha da kötüsü, Beyaz Melek’in 1 milyonu geçmesini ben de istiyorum (Belki bu son cümle beni kurtarır)...

En gözde mekan Masa

İstinye Park’taki Masa kısa sürede şehrin en favori mekanı olmayı başardı.

Günün her saatinda masalara dağılmış ünlü simaları görmek mümkün...

Hem alışveriş merkezinde olup hem açıkhavada olması, dekorasyonu, yüksek tavanlı mimarisi Masa’yı özel kılıyor.

Güneşli havada başka güzel, yağmurlu havada başka güzel Masa...

Eminim kar yağarken daha da güzel olacaktır.

Yemekleri de lezzetli olunca Masa’nın Bebek ve Nişantaşı tayfasını İstinye’ye getirebilmesinin sırrı ortaya çıkıyor.

Tek problem yüksek sesli müzik...

Karşılıklı oturup da birbirini duymanın imkanı yok.

O gece bir yandan Okan Bayülgen bir yandan ben müziğin sesini kıstırabilmek için az uğraşmadık.

Polise neler oluyor?

Dört gün önce İstanbul’da Feyzullah Ete adlı genç, polis tekmesiyle öldü...

İki gün önce İzmir’de Baran Tursun jipinin içinde polis kurşunuyla vurularak öldü...

Dün de Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Coşkundeniz, elleri kelepçelenelerek yolun ortasında tekme tokat dövüldü...

"Ben de Feyzullah Ete gibi polis tekmesiyle ölebilirdim" diye yazdı dün Mehmet.

Polise neler oluyor böyle?

Mevsim değişimi yaramadı galiba...

Üst üste bu haberler polisin imajını yerle bir ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları