Krizde gazoz öne geçti, Pepsi kapağından 190 milyon kontör çıktı

BU aralar hangi sektörden kiminle karşılaşsam, piyasanın nabzını tutma çabasıyla ilk sorum hep krizle bağlantılı:

Kriz size nasıl ve ne kadar yansıdı?

Aynı soruyu geçenlerde buluştuğum The Pepsi Bottling Group Pazarlama Başkan Yardımcısı Deniz Aktürk Erdem, Satış Başkan Yardımcısı Hüseyin Tulpar ve Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik’e de yönelttim.

- Kriz, kolalı, gazlı içeceklerde çok az hissediliyor. Kriz dönemlerinde gazozlar daha da öne çıkabiliyor.

Pepsi Bottling Group (PBG), sektördeki rakipleri gibi tüketiciyle "sıcak temas"ı kesmemeye özen gösteriyor. Deniz Aktürk Erdem ve Hüseyin Tulpar’ın anlattığına göre, "sıcak temas" çabaları arasında öne çıkanlardan biri, Pepsi kutularının üzerine fotoğraf koydurma kampanyası olmuş. Kampanyası için 18 milyon kişi internetteki siteyi "tık"lamış. 100 bin kişi de resim göndermiş.

PBG Türkiye’nin geliştirdiği bu kampanya, İspanya, Rusya ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nde de örnek alınmış.

PBG Türkiye, 60 milyonu aşan cep telefonu abonesini dikkate alıp, buradaki potansiyelden de yararlanmak üzere plan yapmış. Bu yöndeki ilk adım 2007’de atılmış. PBG Türkiye’nin ürünleriyle tüketicilere 90 milyondan fazla kontör kazandırılmış.

Bu yöntemin tuttuğunu gören PBG Türkiye, 2008 yılında da aynı kampanyayı çeşitli adlar altında yürütmüş. Tüketiciler PBG ürünü içeceklerin kapaklarının altından geçen yıl da 100 milyon kontörü cep telefonlarına yüklemiş.

Deniz Aktürk Erdem ve Hüseyin Tulpar’ın anlattığına göre, PBG Türkiye, "kapağın altında kontör var" kampanyasını bu yıl daha da geliştirecek, sayıyı 200 milyona yükseltecek.

Normal fiyattan hesapladım, iki yılda "kapağın altındaki kontör"ler, tüketiciye bir anlamda 34.2 milyon TL’lik "konuşma süresi" kazandırmış... 2009’da bu rakam 200 milyon kontörle 36 milyon TL’ye çıkacak...

PBG Türkiye, "İçtikçe konuş" diyor, tüketiciyi kendine çekmeye çalışıyor.

Kriz dönemlerinde bu tür kampanyalar tüketicinin işine geliyor...

MASAK, bankalara neden güvenmiyor

GEÇEN yılın ekim-kasım aylarında maaş aldığımızdan, kredi kartını kullandığımıza, tüketici kredisi borcu ödediğimiz bankaya kadar sektörün tüm oyuncularından şu mesajı aldık: "En yakın şubemize başvurup, telefon, doğalgaz, elektrik veya su faturası ibraz etmeniz gerekiyor."

Bu durum gazetelerde "Bankaya fatura götürmeyenin hesabı kapatılacak" başlığıyla haber oldu.

Bunun gerekçesi, Mali Suçlar Araştırma Kurumu’nun (MASAK), bankada hesabı olanların adreslerini "çapraz denetim" yöntemiyle sağlam şekilde elde etmek istemesiydi. Neyse ki süre bu yılın haziran ayı sonuna kadar uzadı.

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Gümülcine’deki şube açılışından sonra soruları yanıtlarken, "Piyasaya yön veren oyuncuyuz" cümlesini kullanınca, konuyu açtım:

Madem bu kadar gücünüz var. MASAK’ın ’banka müşterisi fatura ibraz etsin’ uygulamasına karşı çıkıp, kaldırılmasını sağlayamıyor musunuz?

- İtirazlarımızı elbette yaptık.

MASAK’ın uygulaması, "bankalara güvenmiyorum" gibi anlaşılmaz mı?

- Biz bu durumu anlatmaya çalıştık. Ancak otorite (MASAK) ısrar etti...

MASAK’ın bu ısrarı "Bankalar müşteri adresini sağlam tutamıyor, İGDAŞ, TEAŞ, Türk Telekom, İSKİ gibi kurumlar daha güvenilir" anlamına mı geliyor?..

MASAK’ın bankaları bu kadar "güvensiz" görmesinin özel bir anlamı var mı?

Halka açık şirketlerde ’kadın kotası’ olmalı

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) bir toplantısında TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel’le yan yanayım. Hemen onun yanında TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş var. Bektaş, yarınki İstanbul Sanayi Odası (İSO) seçimleri için heyecanlıydı:

Bektaş: Erkekler bana kazık atmaya kalktı, ben de meslek komitemde kendi listemi çıkardım.

Beysel: Nasıl gidiyor.

Bektaş: İddialıyım, İSO Meclisi’ne gireceğim.

Beysel: Aslında kadınların iş hayatında daha da etkin şekilde rol almalarını sağlamak için halka açık şirketlerin yönetim kurullarına örneğin en az yüzde 30 "kadın kotası" konulmalı.

Bektaş: Ben kota uygulamasına temelde karşıyım.

Beysel: Dünyada bunun örnekleri var. En son İspanya bunu yaptı.

Türkiye, bu konuda İspanya’nın yolundan gider mi?
Yazarın Tüm Yazıları