Kral ile kralcı

* KRAL: Öyle ya da böyle garanti veriyor... “Kimseye baskı uygulamayacağız” diyor... Demokratız diyor...

* KRALCI: Eleştirenin üzerine çullanıyor... “Söyletmeyin” diyor... “Yaşatmayın” diyor... Ağzını bozuyor...

Haberin Devamı

* * *

*KRAL: Sivil diktatörlük kurmadık diyor... “Demokratikleştik” diyor... En azından tartışmaya yatkın bir portre çiziyor...

*KRALCI: Sivil diktatörlük diyeni yaftalıyor... Darbeci olmakla suçluyor... Tartışmaya girişmeye bile yanaşmıyor.

* * *


*KRAL: Bazı aydınların ortaya attığı tezlere, başka bazı aydınların cevaplar verdiğine işaret ederek sağlıklı bir tartışma zemininin bulunduğuna işaret ediyor.


*KRALCI: Kendisinden farklı düşünenlerin ortaya attığı tezlerin arkasında komplo arıyor... Fikre fikirle karşılık vermek yerine fikri ortaya atanın niyetiyle ilgileniyor...

* * *


*KRAL: “Türkiye sivil diktatörlüğe gidiyor” cümlesinin baş hedefi olmasına rağmen en azından öfkesini kontrol etmeyi başarabiliyor.

Haberin Devamı


*KRALCI: “Türkiye sivil diktatörlüğe gidiyor” cümlesinin baş hedefi olmamasına rağmen öfkesini kontrol edemeyip çullanma operasyonu yapıyor.

 

Yeni trendler

 

*Türbanlı yazarların, son zamanlarda “yandaş kalemler”in hedefi haline gelen Nuray Mert’in hakkını teslim eden yazılar yazması...


*Dizi yapımcılarının İsrail’e rest çekip posta koyması...


*Davos toplantılarının yıldönümü haftasını, “Kutlu one minute haftası” olarak idrak etmek...


*“Ermeni tehciri”nin yerini “Roman tehciri”nin alması...


*İlhan Selçuk’un “Şeriat gelmez”, “Ne askeri ne sivil vesayet” türü açıklamaları...


*Mehmet Şevket Eygi ve Nazlı Ilıcak gibi isimlerin ardından Abdurrahman Dilipak’ın da “sempatikler” kervanına katılması...


*“Uğur Mumcu’yu İslamcılar öldürmedi” açıklamasını yapan Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu’yu manşetlerde ağırlamak.


*Kadınların “Ezel” adlı diziye, erkeklerin futbol maçlarına yaptığı muameleyi yapması...

 

Neden kimse medya meselesine değinmez

 

BU memlekette vicdanına güvendiğim aydınların en başında Ömer Laçiner gelir.


Sosyalist Birikim Dergisi’nin yönetmeni Ömer Laçiner, bugünün demokratları 28 Şubat’ta “Ne cami/ne kışla” falan derken...

Haberin Devamı


Yiğit bir çıkış yapmış ve asker baskısına meydan okumuştu.


“Türbana özgürlük” eylemlerine katılmıştı...


Hatta bir keresinde televizyon stüdyosunda “Okul kapısında başını açan türbanlı kıza, ‘Ne yapıyorsun kızım... Açma başını... Diren...’ derim” diye konuşmuştu.


İşte o Ömer Laçiner, Today’s Zaman Gazetesi’ne bir röportaj vermiş.


Son zamanlarda basına yönelik baskılar konusunda lafı hiç eğip bükmeden, yapılanların demokrasiyle bağdaşmayacağını söylemiş.

* * *


Buradan yola çıkarak “Sivil vesayet geliyor” diyenlerin üzerlerine çullanan kalemlere soruyorum:


Tamam... Diyelim ki her şey güllük gülistanlık... Memleket güzel günlere doğru gidiyor... Hepsine tamam...

Haberin Devamı


Peki ama neden o uzun ve bilmiş analizlerinizde “hükümetin medya politikası”na dair tek bir satıra yer vermiyorsunuz? Bu konu neden es geçiliyor? Neden şanlı demokrasi bayrağını tepeye, en tepeye dikmekte olan iktidarın, nasıl bir medya politikası izlediğiyle ilgili bir çift kelam etmiyorsunuz?


Yoksa işin bu tarafı “dokunulmaz” alan mı? “Cıs” mı deniyor size?


Ergun’a tek soru

 

ERGUN Babahan, hepimizi Ertuğrul Özkök’ün tetikçisi yapmış... Özkök organize ediyormuş, biz de talimatı uyguluyormuşuz.


Ne Özkök’ün karakterini, ne de bizim karakterimizi bilmediğinden olacak böyle ayıp şeyler söylemiş...


Canı sağ olsun...


Ama madem her şey açık konuşuluyor, ağza gelen söyleniyor, o halde ben de Ergun’a tumturaklı bir soru sorayım bari:

Haberin Devamı


Sevgili Ergun... Sen Sabah Gazetesi’ndeyken, Sabah’ı Ahmet Çalık aldığında, bir medya patronuna gidip, “Gazeteyi cemaatçiler ele geçirdi... Ben bu şartlar altında orada çalışamam... Sizin gruba geçmek istiyorum” dedin mi, demedin mi?


Hadi bir cevap ver Ergun... Oldu mu böyle bir olay?

Yazarın Tüm Yazıları