Kimdir bu insanlar

Önceki sabah durum neydi?
Öfkelenmeden, okuyabilmek lazımdı.

Haberin Devamı

Sakin biçimde okumak lazımdı.
Nedir bu olay? Kimdir bu insanlar? Bir gece aniden mi gelmişlerdir;
Yoksa 10 yıldır aşağılanmanın, ötekileştirilmenin, itilip kakılmanın, ikinci sınıf vatandaş görülmenin, bir avuç sanılmanın, hayat tarzlarıyla, sinir uçlarıyla oynanmanın yarattığı bir duygu mu adım adım getirmiştin onları Gezi Parkına?
Yani, Gülse Birsel’in dün Hürrriyet Pazar’da yayınlanan harika yazısındaki şu duygunun mu ifadesidir:
“Eeee yetti beaaa...”

* * *

Öyle bir hareketti ki;
- Genciyle yaşlısını bir araya getirecek kadar nesiller üstü;
- Kadınla erkeği omuz omuza yürütecek kadar cinsiyetler üstü;
- En zenginiyle, en yoksulunu bir araya getirecek kadar sınıflar üstü;
- En ateistiyle, en müminini yan yana getirecek kadar inançlar üstü;
- En ateşlisiyle, en sakinini kol kola yürütecek kadar duygular üstü;
- En marjinaliyle, en klasiğini bir araya getirecek kadar karakterler üstü;
- En tanınmışıyla en tanınmamışını el ele getirecek kadar kibirler üstü;
- En MHP’lisiyle, en CHP’lisini, en İP’lisini aynı meydana toplayacak kadar partiler üstü;
- Cengiz Çandar, Hasan Cemal’le, Melih Aşık’ı aynı saflara sokacak kadar tavırlar üstü;
- Bursa’yı Çarşı’yla; Çarşı’yı, UltrAslan’la; UltrAslan’ı 1907’i, 1907’yi Çarşı’yla; hem de formalarıyla kol kola sıkacak kadar takımlar üstü;
Böyle bir hareketti yani...
İyi okumak gerekir.

* * *

Haberin Devamı

Dahası da var;
Onları bir araya getiren;
- Namaz kılmayan genci, namaz kılanları biber gazından korumak için duvar haline getiren;
- Şehrin öteki ucundaki avukatı, doktoru, şehrin bu tarafında göz altına alınanı, yaralananın yardımına koşturan;
- Bir gün önce eylemler sırasında çevreye verdiği zararı, çöpü, enkazı kamuya bırakmadan kendine temizleten;
- Arkasında hiçbir örgüt olmadığı halde, dünyanın en düzenli ve kontrollü hareketi haline getiren;
- Dükkanı zararı uğrayan esnafa, camı çerçevesi kırılan mahalle sakinine bile “Hiç önemli değil” dedirten;
- Evinde sessizce oturan ev kadınının tenceresini, tabağını, dünyanın en güzel vuvuzellası haline getiren;
- Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan köprüdeki sabah yürüyüşünü, demokrasi maratonuna dönüştüren;
- Gölcük Depremi’nden beri unuttuğumuz dayanışma ruhunu bize yeniden hatırlatan;
Bir duyguydu...

* * *

Haberin Devamı

Güçlü... çok güçlü bir duyguydu.
Arkasında çok birikmişlik vardı.
İyi okumak; mağrur bir alışkanlıkları bir kenara bırakıp; kibirsiz okumak gerekir.
Yüksekten değil, yakından bakarak okumalı...
Çünkü orada ne kimse için bir zafer var;
Ne de kimse için yenilgi veya hezimet...
Sadece çok güzel, çok aydınlık, çok umut verici bir Türkiye var.
Türkiye’yi ve dünyayı sarsan beş gün; Kürt sorunun barışçı çözümünü de kuvvetlendirecek yeni bir Türkiye ruhu yarattı...
Bunu, eski Türkiye’nin nobran duygularıyla harcamamalıydık.
O insanları anlamaya çalışmalıydık.
Mesaj verilmişti.
İş tadında kalmalıydı; iktidar üzerine gitmemeliydi.
Yazık hâlâ anlamıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları