Kadir İnanır Koç olabilir mi

ASTROLOJİ meraklıları bu sorunun cevabını benden daha iyi verebilir.

Sizce Kadir İnanır, hangi burçtandır?

Koç burcu olabilir mi?

Haberin Devamı

Karakterini biliyorsunuz. Sadece siz değil bütün Türkiye biliyor.

Bıçkın ama terbiyesiz değil; kadına karşı sert ama kollayıcı; mağdur ama mağrur; öfkeli ama intikamcı değil.

Liderlik vasfı derseniz, fazlasıyla var.

Nüfus kâğıdına bakarsanız, 14 Nisan 1949 yazıyor. Yani Koç.

Bana sorarsanız da, bir Koç olarak “O da bizden” derim.

* * *

Önceki akşam Ataköy Oteli’nde Kadir İnanır’ın 41’inci sanat yılını kutladık.

Magazin Gazetecileri Derneği onun 41’inci sanat yılı için çok güzel bir gece düzenledi.

Neden 40 değil de 41 derseniz, onların cevabı şu:

“41 kere maşallah” demek için.

Bence çok güzel bir iş yaptılar. Hepsini kutluyorum.

Gecenin düzenlenişi, kalitesi, Türkiye’de magazin gazeteciliği kavramının artık bir üst aşamaya geçtiğini gösteriyordu.

Kadir İnanır’ın ödülünü ben verdim

“Niye sen” diye sorarsanız, çünkü ben Magazin Gazetecileri Derneği’nin üyesiyim. Magazin gazeteciliğine çok önem veriyorum. Çok destekliyorum.

O nedenle bana bir jest yaptılar.

* * *

Kadir İnanır’la benzerliklerimiz var.

İkimiz de İletişim Fakültesi’nin Radyo Televizyon Bölümü’nden mezunuz.

İkimiz de çok çocuklu ailelerden geliyoruz.

O ailenin en küçüğü, bense en büyüğüyüm.

Nüfus kâğıdına bakarsanız, ikimiz de Koç burcundanız. Ben 8 Nisan, o 14 Nisan doğumlu.

Ama iş öyle değilmiş.

Törene gitmeden önce Google’da bir arama yaptım. Kadir İnanır aslında ağustos ayında doğmuş. Yani nüfusa geç kaydedilmiş.

Törenden önce bunu söyledim. “Doğru ama ağustos değil eylül” dedi. Doğum gününü de pek bilmiyor. Çünkü o zamanlar nüfus memurları 1, 15, 30 gibi yuvarlatılmış tarihler atarmış.

Anlayacağınız Türkiye’nin Kadir Abi’si, Koç’a çok benzemekle birlikte Koç değil.

Haberin Devamı

Kapıda gazeteciler sordu:

“Sizin için Kadir İnanır kimdir?”

Şu cevabı verdim:

“Kadir İnanır Türkiye’dir.”

Evet, Süleyman Demirel nasıl Türkiye ise, Sezen Aksu, İbrahim Tatlıses nasıl Türkiye ise Kadir İnanır da öyle Türkiye’dir.

* * *

Belli ki kendine iyi bakıyor.

Söylediğine göre içkiyi az içiyormuş. Kilosuna dikkat ediyor.

Elbisesinin içinde gayet fit duruyor.

Konuşmamda şöyle bir espri yaptım:

“Kadir İnanır kuşağı diyeceğim ama, dilim varmıyor. Harrison Ford’un son filmlerini seyredince, ‘Kadir rahatlıkla High School Musical’ın 5’incisine oynar’ diyorum.”

Ama asıl espriyi pasta kesilirken patlattım.

Dernek büyük bir pasta yaptırmış. Pasta gelince eline büyük bir bıçak verdiler.

Bıçak elinde öyle kalakaldı. O bana baktı, ben ona. O an, intikam saatimin geldiğini hissettim.

Mikrofonu elime aldım ve konuştum:

“İşte bu Kadir İnanır’ın bittiği andır. Siz hiç bu yakışıklı ama gariban Anadolu çocuğunu pasta keserken gördünüz mü? Gitti güzelim karizma, geldi İstanbul monşeri.”

Durmadım devam ettim:

“Gel arkadaş, ben de Kahramanlar’dan çıktım ama bu İstanbul bana pasta kesmeyi öğretti” deyip, elini tuttum ve pastayı kestirdim.

* * *

Aşağıdaki masaya baktım.

Ekrem Bora ve Adnan Şenses oturuyordu.

Yan masada Haldun Dormen ve Cihan Okan’ı gördüm.

Sağ masada Şerif Gören.

Ebru Akel, geceyi büyük bir sevgi ve saygıyla sunuyor.

Sonra Yeşilçam’ı düşündüm. Ahmet Tarık Tekçe’nin öldüğü gece ağladığımı hatırladım. Kötü adamların bile iyi olduğu günlere döndüm.

İyi ki bu insanlar hayatımızda var.

Çünkü öyle sadece siyasetle Türkiye olunmuyor.

Siyasetçiler gelip geçiyor, Kadir İnanır’lar hep kalıyor. 

Yazarın Tüm Yazıları