İslami sosyetenin evi

Yatak odasında üç metrelik palmiyeler...

Özel olarak Suudi Arabistan’dan getirilen ve evin içine otomatik gül suyu pompalayan havalandırma sistemi...

Odalardaki ekranlarda Kabe’den 24 saat canlı yayın yapan kapalı devre televizyon...

400-500 metre karelik evler bunlar.

Fütüristik tarzda düzenlenen özel namaz odaları bulunuyor hepsinde.

Sedirler ve rahleler Dubai’den, aksesuvarlar ve hat sanatları Paris’ten...

İslami sosyetenin, yeni dönem zenginlerin evlerinden manzaralar bunlar.

Bu kesimin evlerini dizayn eden İç Mimar Şafak Çak, bu haftaki Aktüel’de Ece Vahapoğlu’na anlattı bu detayları.

İslami sosyetenin özel isteklerinin, bilinen sosyeteden çok farklı olduğunu söylüyor.

Mesela antika sevmiyorlar, her şeyin yenisini istiyorlar.

Gösterişe meraklılar.

Osmanlı’ya ilgili değiller.

Nakit ödeme yapmayı seviyorlar.

En gözde alışveriş merkezleri Dubai...

"Bana öyle ev yapın ki bende 30 milyon dolar var zannetsinler" diyen müşterileri varmış Şafak Çak’ın.

Görgüsüzlük parayla değil mi?..

Bunun için İslamcı ya da laik olmaya gerek yok, görgüsüzsen görgüsüzsündür işte!

Ama İslami sosyete parayı yeni bulduğu için ya da olan parasını gösterecek iklime kavuştuğu için görünen o ki, iyice kontrolü kaybetmiş durumda.

Benim bildiğim İslam’ın israfa karşı çıktığı.

Ama bakıyorum da bizimkiler Arap şeyhleri gibi yaşamaya başlamışlar bile, bizde petrol olmamasına rağmen...

Bahis oynar gibi...

Gazetelerin spor sayfalarına bayılıyorum.

Sanki orada kurallar yok gibi, istediğini söyleyebilirsin istediğini yazabilirsin.

Bir gün söylediğinin tam tersini ertesi gün söyleme hakkı veriyorlar orada adama...

Dün Vatan’ın spor sayfası kendini övüyordu, "Herkes 10 yer dedi sadece Hakan Yaşar bildi" diye.

Hakan Yaşar, Arsenal maçından önce "Londra’dan puan almak için 8 neden" diye bir analiz yapmış.

Fenerbahçe de ’şerefli beraberlikle’ 1 puan alınca Vatan, "bakın bildik" diye bayram yapıyor.

Peki onu yazdınız, öyleyse Benfica-Galatasaray maçını da yazın...

Nasıl baltayı taşa vurduk diye...

Ne demişti Gökmen Özdener Vatan’daki bir sayfalık maç öncesi yorumunda;

"Galatasaray’ın beraber kalması hayal, galip gelmesi mucize"...

Eee tabela 2-0 GS diyor, ne olacak şimdi?

Gökmen Özdener maç sonrası yorumunda, "Mucizenin kendisi Galatasaray" diyerek tornistan yapmaya çalıştı ama nafile...

İddaa oynar gibi spor yazarlığı yapılıyor artık...

Salla gitsin...

Tutarsa övünürsün, tutmazsa görmezden gelirsin.

İnternetin gazabı

İnternette (hele ki güvenirliği onaylanmamış sitelerde) dolaşan haberlerin süzülmeden, araştırılmadan gazeteler ve TV’ler tarafından haber yapılmaması gerektiğini bir kez daha öğrendik.

Hesapta Müjdat Gezen, "Mustafa" filmini boykot edin çağrısı yapmış, Can Dündar’a "gavur" demiş...

Ali Bayramoğlu bunun üzerine bir yazı döşendi...

Neye dayanarak?

Taraf’ın yaptığı habere...

Taraf nerede bulmuş bunu?

İnternette, daha doğrusu bir blog sitesinde.

Bir blog sitesinde kimin yazdığı bile belli olmayan bir iddiayı taraflara sormadan alıp haber yaparsan bu hatalar zinciri de peşpeşe gelir işte.

Bizim meslekte böyle hatalar olabilir, eminim bu son da olmayacak.

Zaten hem Ali Bayramoğlu hem Taraf ayrı ayrı özür diledi...

Ama buradan hepimizin bir dersi çıkarması lazım;

İnternette her dolaşan habere inanmayın.

Hele ki o haber güvenilir, ismi cismi bilinen belli başlı sitelerden biri değilse...

Hele ki kaynak bir blog sitesiyse haberi üç kere araştırın.
Yazarın Tüm Yazıları