İhracatta yazılan başarının fotoğrafı

Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin temmuz sonu itibariyle ihracat rakamları açıklandı.

Haberin Devamı

Ekonomideki sıkıntılara ihracat son 12 ayda 127.2 milyar doları yakaladı. Böylece, yıl sonu hedefi olan 125 milyar dolar da aşılmış oldu. Devlet Bakanı KürÅŸat Tüzmen, ‘Hedefi 130 milyar dolara çıkardık’ diye, ihracatçılara moral verdi… Â

/images/100/0x0/55eb4ce1f018fbb8f8b85adf
Geçenlerde bir işadamından dinlemiştim. ‘Ben bu ihracattaki artıştan hiçbir şey anlamıyorum. Bir yanda ağlayan ihracatçılar, diğer yandan da ardı ardına gelen rekorlar’ demişti. Rakamlar tam da bunu ortaya koyuyor. ‘İhracat katarı’, her şeye rağmen yoluna devam ediyor.

Bu bir başarı öyküsüdür

Evet, Türkiye’nin ihracattaki performansı tam anlamıyla başarı öyküsüdür. Bunu bir kez daha hatırlatmakta, bazı rakamları paylaşmakta yarar görüyorum.

Haberin Devamı

Aslında tablo her şeyi ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) verilerine göre, Türkiye’nin 1980 yılındaki ihracatı 2,9 milyar doların biraz üzerindeymiş. 2007 yılı sonunda ise yüzde 3 bin 571 oranındaki artışla 106 milyar doları aşmış.

Bu performans, Türkiye’yi, 1980-2007 yılları arasındaki artış sıralamasında, ilk 10 ülke arasına sokuyor. Ancak, ilk 10 ülke arasında Çin, Tayland ve Angola’yı dışındaki ülkeleri dikkate almamak gerekiyor. Rakamları çok düşük…  böyle baktığımızda yeri daha da önem kazanıyor.

Devamı kolay olacak mı?

Türkiye son 27 yılda bir ‘başarı öyküsü’ yazdı. Ancak, belli büyüklüklere geldikten sonra büyümek, başarıyı sürdürmek daha da zorlaşıyor. Çünkü, dünyada sınırlar kalkıyor, Türkiye’ye yeni rakipler geliyor. Bunlar olurken, Türkiye, değerli parası, enerji fiyatları ve işçilik maliyetleri nedeniyle rekabet avantajını da kaybediyor.
Benim gördüğüm kadarıyla tekstil, konfeksiyon, otomotiv, makine başta olmak üzere Türkiye’nin güçlü sektörleri var… Ancak, ihracatçıya, 2017, 2023’de de bu performansı gösterebilme şansı tanımak gerekiyor.

Yönetim guruları sonundaTürk şirketlerini de keşfetti!

Klasik bir giriş olacak ama son birkaç yıla kadar yönetim gurularının kitaplarında hiç Türk şirketinden söz edilmezdi… İstisnalar dışında ‘en büyük’ şirket listelerine Türkiye’den giren pek olmazdı… Son 1 yılda bu konuda ciddi değişimler yaşandığını görüyorum.

Haberin Devamı

Geçen aylarda sizlerle de paylaşmıştım. Yönetim gurusu Adam Morgan, ‘Büyük Balığı Yutmak’ adlı kitabının yeni versiyonuna TBox’ın başarısını da aldı, geniş yer ayırdı.

London Business School’da öğretim üyesi olan Prof. Donald Sull, ‘Gelişmekte olan ülkelerin örnek şirketlerini’ anlattığı yeni kitabına, Garanti Bankası’nı da ilave etti. Hatta Garanti’deki yeniliğin temellerini atan eski genel müdür Akın Öngör’ü, başarı öyküsünü anlatması için Londra’ya davet etti…/images/100/0x0/55eb4ce1f018fbb8f8b85ae1

Yeni kitaptaki Türk şirketleri

Bostan Consulting Group’un (BCG) üç uzmanı (Harold L. Sirkin, James W. Hemerling ve Arindam K. Bhattacharya), ‘Globality’ adlı kitap yazdılar. ‘Global’ (Küresel) ve ‘Reality’ (Gerçeklik) kelimelerinden doğan bu kavramı, yazarları şöyle tanımlıyorlar: ‘Globality, globalleşmeden çok farklıdır. Globalleşmenin yeni adı ve gelecekte olacakları anlatmayı amaçlıyor. Hızlı değişim ve dönüşümü ifade ediyor.’

Haberin Devamı

‘Artık dünyanın dört bir yanındaki herkesle, her şey için, her yerde rekabet etmek gerekiyor’ diye kitaplarını sunan 3 yazar, Türk şirketlerini de bu örneğin içine dahil etmişler.

Türkiye’den neler var?

BCG, daha önce ‘Meydan Okuyan 100’ adlı bir araştırma yayınlamış, Türkiye’den Sabancı, Koç ve Vestel’e yer vermişti. Kitapta, Türkiye’deki şirketlerin, diğer gelişmekte olan ülkelerdekilerle birlikte yeni döneme damgasını vuracaklarına dikkat çekiliyor.

Kitapta yer alan bir başka şirket ise Şişecam… Şirketin hızlı büyümesi ve böldeki stratejisi vurgulanıyor.

Esas övgüyü ise son aylarda ölümlerle gündeme gelen Tuzla alıyor. Tuzla’daki tersaneler, dünya çapında tekne yapım başarısı öne çıkarılıyor. Yazarlar, ‘Sadece 10 yıl önce balıkçı kasabası olan, 50 bin nüfuslu Tuzla, şimdi 30 bin çalışana sahip bir tersane merkezi haline geldi.’ Üstelik bu başarının, düşük maliyet değil, ustalık ve kaliteyle elde edildiğini vurguluyorlar.

Haberin Devamı

YTL, dolara eşit 12’inci para olur mu?

Dünyanın önde gelen iş ve ekonomi gazetesi Wall Street Journal’de 189 ülkenin para birimlerinin dolar karşısındaki değerleri yayınlanır. Uzun yıllardır izlediğim bu tabloya, ‘1 YTL= 1 Dolar’ tartışmalarından sonra dikkatle baktım.

1 Ağustos 2008 haftasında yayınlanan tabloda 11 ülkenin parasının 1 dolara eşit ya da eşit sayılabilecek düzeyde olduğu görülüyor. Bunların tamamına yakını da kapalı ya da küçük ekonomilere ait… 16 ülkenin parası dolardan daha değerli… Geri kalan 158 ülkenin para birimi ise dolardan daha değersiz oranlardan işlem görüyor.

YTL, 12’inci para olur mu?

1 dolara eşit 11 para birimi var. Peki Yeni Türk Lirası 12’inci olur mu? Ben bu sorunun yanıtını oldukça güç görüyorum. Yakın geçmişe bakınca daha iyi anlaşılıyor. Global dalga sırasında ‘1.7 YTL’ye gidiyoruz’diyenler oldu. Ondan önce ‘1 YTL eşittir 1 dolar’ tezini ısrarla savunanlar da… Ama hiçbiri henüz gerçekleşmedi. Piyasa ne diyorsa, o oluyor.
Bana soran okurlar oluyor. Gördüğüm kadarıyla kafaları da karışık olduğu için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Benim iki değerlendirmem olabilir:

Haberin Devamı

1. En doğru yöntem, kendi durumunuza göre döviz ve YTL pozisyonlarınızı belirleyin… Artık döviz, yatırım aracı olmaktan çıktı. Eğer döviz riskiniz, yani dolar ya da euro borcunuz varsa, ona göre yolunuza devam edin.
2. Bir para birimi, o ülkenin ekonomik gücünün de göstergesidir. 1 YTL’nin 1 dolara eşitlenmesi, ekonomik gücümüzü de ortaya koyar. Eğer buna inanıyorsanız, ona göre kararınızı verin.

Yazarın Tüm Yazıları