Haberleri uçurdular

TÜRKİYE’de televizyon haberciliğinin, haber programcılığının duayeni, araştırmacı-soruşturmacı gazeteciliğin öncüsü Uğur Dündar aradı:

Haberin Devamı

- O yazıyı yazmadan önce neden beni aramadın?

Kastettiği Mehmet Ali Birand’ı son yolculuğuna uğurladığımız gün yayınlanan yazımdı:

- Başarımız sürerken Aydın Bey neden yerimi değiştirsin.

Mehmet Ali Birand
, 7 yıl önce Davos’ta kendisini üzen söylentiyi aktarmış, dertleşmişti:

- Patronumuz Aydın Doğan, yeni bir televizyon kanalı aldı. O kanalın ana haber bülteni için önemli bir meslektaşımıza teklifte bulunmuş. Arkadaşımız, “Kanal D’nin ana haber bültenini biz yapalım. Oradaki arkadaşları yeni kanala kaydırın” demiş. Bizim reytinlerimiz iyi giderken Aydın Bey neden yerimizi değiştirsin ki?

Birand’ın sözlerini yazarken bırakın söylentide adı geçen ünlü televizyon habercisinin adını yazmayı, sözü edilen kanalın adını bile yazmamaya özen gösterdim. Çünkü amacım 7 yıl öncesine uzanan bir söylentiyle tartışma yaratmak, hele de meslekte örnek aldığım isimlerin başında yer alan Uğur Dündar’ı kırmak değildi. Sadece Birand gibi çok ünlü isimlerin bile söylentilerden etkilendiğini aktarmaktı.

Haberlerine başında bulunduğu dönem içinde damgasını vurduğu TV kanalının da, kendisinin de adının yazıda yer almamasına rağmen Uğur Dündar, her zamanki titizliği ile arama gereği duymuştu:

- Ben asla öyle bir talepte bulunmadım. O konu tümüyle söylentiden ibaretti. Söylentiyi yazman yakışık almadı.

Ardından ekledi:

- Biz Star TV’de Yılmaz Özdil başta olmak üzere arkadaşlarımla birlikte haberleri kelimenin tam anlamıyla uçurduk.

- Biliyorum Uğur Abi, Star TV’nin haberlerini hep en çok izlenenlerin başında tuttunuz.

Dedim ya, amacım kimseyi üzmek, kırmak değildi... Özür diliyorum Uğur Abi...

Haberin Devamı

Hastaneden izin aldığı gün son buluşmamız oldu

İKİ ay önce Forum İstanbul 2023 platformunun öncüsü, Finans Dünyası Dergisi’nin sahibi Şeref Özgencil’e uğradım. Forum İstanbul 2023’ün bu yıl gerçekleşecek konferansı üzerine konuşurken İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Toktamış Ateş’in hastanede yoğun bakımda olduğunu belirtip, Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat’ı aradı:

- Osman Abi, Tokta Hoca epeydir hastanede. Yoğun bakıma alınmış, durumu nedir?

Osman Abi’yi duymasam da Şeref Özgencil’in tekrarlarından durumu anladım:

- Bacağını mı kestiler? Yapma be abi. 70 gündür yoğun bakımda mı?

Oradan çıkışta içim elvermese de mesleki dürtüyle Hürriyet Web Koordinatörü Bülent Mumay’ı aradım:

- Belki haberiniz vardır, Prof. Toktamış Ateş’in bacağı kesilmiş. Yoğun bakımdaymış.

- 15 gün önce öğrendik. Arkadaşlarımız Hocamızın eşini aradı. Yazılmaması ricasında bulundu. Biz de yazmadık.

- Ben de zaten eşiyle konuşmadan yazmamanızı söyleyecektim.

Telefonu kapattıktan sonra geçen yılın haziran ayının son günlerini anımsadım. Prof. Kenan Mortan, Osman Saffet Arolat’ın gazetecilikte 50 yılı geride bırakmasını kutlamak üzere bir buluşma düzenlemişti.

Buluşmaya Prof. Erdoğan Alkin, Rüştü Bozkurt, Tan Oral, Şeref Özgencil, Gazi Erçel, Mehmet Gül, Osman İkiz, Mehmet Tansuğ ve Niyazi Önen katılmıştı.

Gecenin sürprizi hastaneden birkaç saatlik izin alan Prof. Toktamış Ateş’in eşi Prof. Nevin Ateş’in yardımıyla tekerlekli sandalyede buluşmaya katılması olmuştu.

1976-1980 döneminde öğrenim gördüğüm şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki öğretim üyelerimiz arasında bulunan, o günlerdeki asistanı Şükrü Hanioğlu’yla birlikte bizim için bambaşka yeri olan Prof. Toktamış Ateş’i son kez o buluşmada gördüm.
Mekanın cennet olsun Tokta Hocam...

Yazarın Tüm Yazıları