Kitaplar... Kitaplar

SEVGİLİ okuyucularım, her insan bazen yaptığı güzel işlerle övünme hakkına sahiptir. Belli konularda tevazu göstermeye, yaptıklarınızı gizlemeye gerek yoktur.

Tam tersine onları duyurmalısınız ki, başkalarına örnek olsun.

Bugüne kadar ülkeme yararlı epeyce iş yaptığımı sanıyorum. Ama onlardan biri var ki, bence çok önemli...

Ve Türkiye’de bir ilk olduğunu biliyorum. Belki dünyada da öyledir. O konuda iddialı konuşup sizi yanıltmak istemem.

Hemen her gün yazarlardan ve yayınevlerinden kitaplar gelir. Bunların çoğu adıma yazarından imzalanmış olarak gönderilir. Kitap bir yazarın alın teri, göz nuru, beyin ürünüdür. Hepsine özellikle telefon açıp bir teşekkür ederim... Ve çoğundan aynı sözü duyarım:

‘Sizden başka arayıp teşekkür eden olmadı.’

Bu, toplumsal saygısızlığımızın bir göstergesidir ve ayrı bir konudur!

***

Bana gönderilen imzalı kitapları biriktiriyorum. Okuyacaklarımı okuyorum, bir bölümünü kendim için ayırıyorum. Ötesini Ankara’da Başkent Üniversitesi kütüphanesine armağan ediyorum.

Orada benim adıma çok büyük bir bölüm açıldı. Yazarlarından imzalı kitaplar herkesin hizmetinde. Bir koleksiyon.

Son olarak birkaç gün önce 374 adet kitap daha gönderdim. Aldığım resmi teşekkür yazısını size aynen aktarıyorum:

‘5 Kasım 2004. Kütüphanemize armağan ettiğiniz 374 adet kitap koleksiyonumuza dahil edilmiştir. Daha önceki armağan kitap sayınız 2.377 olup, son parti ile birlikte bu sayı 2.75l olmuştur. Öğrenci, akademisyen ve idari personelimiz tarafından çok fazla kullanılan kitaplarınızla Üniversitemiz kütüphanesine yapmış olduğunuz değerli katkılarınız için teşekkürlerimizi sunarız.

Semra Arda. Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı.’

Bir üniversite kütüphanesine armağan edilen ve tümü yazarlarından benim adıma imzalı olan 2.751 kitap. Yazarlar arasında gazeteciler, ünlüler, ismi hiç bilinmeyenler ve şimdi aramızdan ayrılmış olanlar var. Her türde binlerce kitap.

Demin de söylemiştim, bu yaptığımın Türkiye’de bir ilk olduğunu kesinlikle biliyorum. Belki dünyada bile başka bir örneği yoktur.

Bu vesile ile herkese çağrıda bulunuyorum:

Kitaplar evdeki raflarda saklanacak süs eşyası değildir. İşinize yarayacakları, bundan sonra okuyacaklarınızı ayırın ve ötesini mutlaka bir yerlere bağışlayın. Okullara, kitaplıklara, cezaevlerine... Unutmayın, insanlar kitap bekliyor ve alamıyor. Çorbada bir tuzunuz olsun.

***

Hazır sırası gelmişken size yeni çıkan bazı kitaplardan söz edeyim. İlginizi çekenler olabilir, belki alıp okursunuz.

Hayattaki en yaşlı tarihçimiz, üstadımız Cemal Kutay’ın bazı kitapları yeniden basıldı. Okumanızı öneririm:

‘Atatürk’ün Beraberinde Götürdüğü Hasret: Türkçe İbadet.’

‘Lawrens’e Karşı Kuşçubaşı.’
(Eşref Kuşçubaşı Birinci Dünya Savaşı’nda Türk gizli istihbarat servisinin önde gelenlerinden biri.)

‘Tarihte Türkler, Araplar, Hilafet Meselesi.’

Ayrıca Kutay üstadımızın çeşitli kitapları da bir araya getirilip yeniden basılmış. ‘Atatürk Enver Paşa Hadisesi, Talat Paşa’yı Nasıl Vurdular, Mütarekede Pontus Suikastı, Lozan’da İsmet Paşa’yı Kimler Öldürecekti, Karabekir Büyük Ermenistan’ı Nasıl Yok Etti, Türkiye’de İlk Komünistler (İklim Yayınları).

***

İSKİ olayını biliyorsunuz. Yolsuzluk iddiasıyla uzun süre cezaevinde yatan eski genel müdür Ergun Göknel yaşadıklarını kitap yapmış: Ağlayayım mı Güleyim mi? Medya, Yargı ve Politikanın İSKİ Sınavı’ (Büke Yayınları.)

Gazeteci arkadaşımız Ufuk Büyükçelebi’nin çok güzel ve ilginç kitabı: ‘Gizli Kalmış Bir Hayat ve Yavruvatan Kıbrıs. İhanet Yorgunu Denktaş’ (Birharf Yayıncılık).

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ile yapılan uzun söyleşi: ‘Depremden Kalan Anılar’ Işıkara hoca her yönüyle depremi anlatıyor. (Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.)

Büyükelçi Tuncer Topur’un kitabı: ‘Dipsiz Kuyu. Ortadoğu ve Türkiye’ (IQ Kültür Sanat Yayıncılık).

İyi okumalar diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları