Geçmişte gelecek zaman

FRANSIZCADA “Conditionel présent” denen şart kipi “Geçmişte gelecek zaman” olarak da kullanılır. Müthiş bir yapıntı, anlatı (“fiction”) zamanıdır. Ülker, Türkçede buna “Gelecek zaman hikâyesi” dendiğini söylüyor. Roman sanatının temel direklerinden biridir. “Bu inadın cezasını on yıl sonra çekecekti.” (Cezasını çekmiş.)

“Fırtınalar dindikten sonra sular sakinleşecek ve güzel günler gelecekti.” (Güzel günler hem gelmiş hem de gelmemiş olabilir.) Bu şart kipine Le Monde Gazetesi yeni bir kullanım tarzı ekledi.
“Başbakan Paris’te Sarkozy ile görüşecekmiş.” “Görüşme kesin değil”, “Görüşme olasılığı var” anlamında. O zaman cümlenin şöyle kurulması gerekir: “Başbakanın Paris’te Sarkozy ile de görüşebileceği söyleniyor”.
CAMİ BOMBALANMIŞ MI!
“Fatih Camii bombalanacaktı.” Geçmişte, Fatih Camii’nin bombalanması bir koşula bağlı olarak tasarlanmış. Tasarlanmamış da olabilir. Sonuçta cami bombalanmış mı? Hayır bombalanmamış. “2003 tarihli Çarşaf ve Sakal kodlu eylem planlarına göre, darbe ortamı yaratmak amacıyla Fatih ve Beyazıt camilerinde cuma günü bombalı saldırı düzenlenecekti.”
Saldırı düzenlenmiş mi? Hayır düzenlenmemiş. “Kendi jetlerimizi düşürecektik. Sıkıyönetim ilan edilmesini sağlamak için hazırlanan Oraj Hava Harekât Planı’nda, Ege’de uluslararası kriz çıkarmak amacıyla gerekirse bir Türk jetinin düşürülmesi yer alıyor.” Peki böyle bir zıpırlık yapılmış mı? Yapılmamış! Ayrıca, böyle bir harekât planı uygulanmak için hazırlanmış ise, uygulanmayan bir planın evrakının saklanması akla yakın mı? Elbette akla yakın değil! Mersin Lisesi Orta kısmında bizim Göbek Emmi lakaplı bir Türkçe öğretmenimiz vardı, roman ve öykü sanatını söyle tanımlardı: “Olmuş ya da olması mümkün olayların yer, zaman ve hars göstererek anlatılmasına roman (öykü) denir.”
Roman sanatı bir kurgu, yapıntı (fiction) sanatıdır. Zaten romanın öteki adı da “fiction”dur.
Gazetecilik dilinde “fiction” kesinlikle kullanılamaz. Gazeteci görmediğini görmüş gibi anlattığında mesleğine ihanet etmiş olur. Oysa romancı görmediğini görmüş gibi ve inandırıcı bir üslupla anlattığı zaman gerçekten romancı olur.
ROMAN ÜSLUBU PROPAGANDA
Bir gazete 20 Ocak tarihli sayısında “Fatih Camii bombalanacaktı” diye romanesk bir manşet atıyor. Ertesi gün (21 Ocak) bir başka gazete bu manşeti alıp kendisine bir manşet uyduruyor: “Balyoz darbe planı deşifre oldu. En kanlı darbe planı.”
Herhangi bir vadede bu türden spekülasyonların gerisinde “renkli devrim” yapımcılarının (prodüktörlerinin) bulunduğu kesinlikle anlaşılacaktır. Olmamış, gerçekleşmemiş olguları bir roman üslubu ile sunan bu propagandanın gerisinde CIA, Soros, NED (National Endowment for Democraty), IRI (International Republican Insttitude), NDI (National Democratic Institute), USIAD (United States Agency for International Development) gibi fesat örgütleri olabilir. Olabilir, ama her şeye karşın bir başka dünya mümkündür!
Yazarın Tüm Yazıları