Foça’dan Marsilya’ya zamanda yolculuk..

360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği"nin ütopyası gerçek oldu..

FRANSA’da kutlanacak olan "Türk Yılı" dolayısıyla 2 Mayıs’ta Foça’dan sembolik olarak hareket eden, ancak tüm hazırlıklarını ve formaliteleri tamamladıktan sonra 14 Haziran’da Çeşme’den gerçek olarak Akdeniz’e doğru "yelkenler fora" diyen yelkenli ve kürekli "Kybele" teknesi, antik çağdaki Foça (Phokai) denizcilerinin MÖ 600 yıllarında izlediği yolu tekrarlayarak Marsilya’ya 1 Temmuz’da ulaşmayı hedefliyor. 2600 yıl önceki arkeolojik verilere dayanılarak Urla’da inşa edilen teknenin mürettebatını, Mualla-Osman Erkurt çiftinin önderliğinde 2004’te arkeologlar, tarihçiler, denizciler, mühendisler, tekne ustaları ve deniz sevdalılarıyla Urla’da kurulan 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği gönüllüleri oluşturuyor..

TÜRK YILI

2 Mayıs’ta Foça Yeni Plaj’daki sembolik uğurlamada, Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie, ailesi 300 yıl önce Marsilya’dan İzmir’e gelmiş olan projenin ana sponsoru Arkas Holding Başkanı Lucien Arkas, Foça Kaymakamı Kamil Köten, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, İzmir Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu, teknede kürek çekerek çok anlamlı bir birliktelik sergilemişlerdi.

Bernard Emie, "Fransa’daki Türk Yılı için bu gemiden daha güzel ne gönderilebilirdi?.. Tarihi ve canlı bağları bu gemiden daha güzel ne simgeleyebilirdi?.. Türkiye ile Fransa 1 Temmuz 2009 ile 31 Mart 2010 tarihleri arasında buluşuyor" diyerek, Kybele gemisinin antik çağdan günümüze uzanan "zaman elçiliğini" pek güzel vurguladı.

ZAMANDA YOLCULUK

Ege ve Akdeniz ortak kültürünün kaynaklarının ortaya çıkarılmasıyla insancıl tarih bilincinin yaratılması, Ege kökenli Avrupa kentlerinin tarihsel altyapısının aydınlatılması, İzmir ve civarının antik çağdan günümüze ticari öneminin yeniden vurgulanması, Akdeniz’deki barış çabalarının genişletilmesi ve Türkiye’nin Fransa’da etkin tanıtılması gibi önemli amaçları olan bu girişim, yarattığı "zamanda yolculuk" etkinliği ile de evrensel bir "yeniden canlandırma" projesi olarak önem kazanmaktadır. 19 metre boyunca, 4.5 metre enindeki gemi, 20 kürekli, 30 civarındaki kürekçiyle, sıhhi ihtiyaçlar için gerekli bir motorlu teknenin eşliğinde 1700 deniz mili giderek, Fransa’da Türk Yılı’nın başlangıç tarihi olan 1 Temmuz’da Marsilya’da olacak. Bu olay, ülkemiz için önemli bir tanıtım atılımıdır.

Gemi, yolculuk sonunda nehir yoluyla 29 Ekim’de Paris’e gidecek. Daha sonra Tuna Nehri’nden Osmanlı’nın izlerinin peşinde sekiz Avrupa ülkesini, Almanya, Avusturya, Macaristan, Hırvatistan, Slovakya, Slovenya ve Romanya’yı geçerek Karadeniz’e çıkacak ve İstanbul 2010 Kültür Başkenti etkinliklerine katılacak. Ne güzel değil mi?.. Bu projeyi düşünen ve yaratan Mualla ve Osman Erkurt çiftini gönülden kutluyorum. 16 Eylül 1990 tarihli Yeni Asır’da yine "Ege’de Zaman" köşemde yazdığım, "Biliyor musunuz, Foçalılar Marsilya’nın atası!" başlıklı yazımla, harita basarak bu yolculuğu ütopya olarak önermiştim. Hayret birileri, 19 yıl sonra bunu başarıyor.. Sevincim sonsuz..

UĞURLAMA SONRASI

"Kybele" teknesini, 7 Haziran akşamüstü saatlerinde Çeşme limanından Dondurmacı Hüseyin ile uğurladım. Sonra Hüseyin ile Pizzacı Mehmet Yüce’nin sahildeki mekanına tüneyip demli çaylarımızı yudumladık. Gözümle Kybele’nin Sakız açıklarında kaybolmasını izledim.

Az sonra Egeli dağcılık derneklerinin önderlerinden usta dağcı Akın Özçekirge ile eşi İco yanıma geldi. Çayları tazeledik.. Dağcı Akın hemen, Kybele teknesindekileri küçümsedi:

- Denizden tekneyle Marsilya’ya babam da gider. Ben yıllarca Marsilya’da dışişleri görevlisi olarak çalıştım. Anadolu dağlarından yola çıkıp dağdan dağa Marsilya’ya kadar gitmeyi hep düşledim.. Onu yapsınlar da, ben onları göreyim bakayım" demez mi?..

Şaştım kaldım!...

Bu yazımı yazarken Atina yakınındaki "Egine Adası"na geldiler

7 Haziran’da Çeşme’den hareket eden "Kybele" teknesi, Ege Denizi’ne doğru yelken açmıştı. Bu yazımı yazdığım 16 Haziran’da tekne, Atina’ya en yakın "Kea Adası"nda büyük bir fırtınanın geçmesini bekliyordu. Siz bu yazıyı okurken, Egine Adası’na ulaşacaklar, 23 Haziran’da ise, Korint kanalını geçecekler.. 2600 yıl öncesinin koşullarına göre hazırlanmış "Kybele" teknesinin Çeşme Kalesi’nin önüne ne kadar yakıştığını sizlere Armağan’ın objektifi sunsun.. (Fotoğraf: Armağan Durkan)

Tarihi diriltenler

Foça-Marsilya Projesi destekçileri arasında 360 Derece Tarih Araştırma Grubu’nun Onursal Başkanı Prof. Hayat Erkanal ile TİNA (Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı) Başkanı Oğuz Aydemir bulunuyor.

Projenin yaratıcıları

"360 Derece Tarih Araştırma Derneği"nin yaratıcıları Mualla ve Osman Erkurt çifti, etkinliğin planlamasından eylemine kadar her aşamada seçkin bir önderlik yürütüyorlar. (Fotoğraf: Yaşar Aksoy)

Zaman Tüneli’ndeki mürettebat

Çoğu gençlerden oluşan "Kybele"nin mürettebatı yaşamlarının en ilginç deneyimini gerçekleştirdiklerini söylediler. Mürettebat içinde İzmirli arkadaşımız Selva Egeli ile Zait Ünaldı kardeşimin üniversiteli kızı Ece Ünaldı da bulunmakta.

Antik çağda Foça denizcilerinden notlar

Fransa’nın ünlü liman kenti Marsilya’yı, Pers (İran) ordularından kaçıp Akdeniz’i boydan boya geçerek Güney Fransa’ya ulaşan denizcilikte çok usta Phokaia’liler (Foçalılar) kurmuştur. Foça’nın simgesi horoz, bugün Marsilya’nın, hatta tüm Fransa’nın simgesidir. Marsilya’dan hala Fransız kamuoyunda "La Ville Phoceenne" yani "Foçalı Şehir" olarak söz edilir. Marsilya Limanı’nda bulunan bir pirinç plakada, "Bu şehir, M.Ö. 600 yılında Anadolu’dan gelen Phokaia’lılar tarafından kurulmuştur" diye bir yazı vardır.

Foça körfezinin ağzındaki adacıklar, uzaktan bakılınca denize uzanmış fok balıklarına benzetilir. Bu yüzden antik çağda bu kenti inşa edenler, bu adacıkların görüntüsü sebebiyle kente, Phokaia (Fok balığı vatanı/ kenti) demişlerdir.

DENİZCİ KAVİM

12 site-şehirden meydana gelen İyonya Birliği üyesi olan Phokaia kenti, M.Ö. 8. yüzyılda kuruldu. Anadolu’nun en eski yerleşik halkları olan Kyme, Erythrai ve Teos kentlerinden gelen İyonyalıların kaynaşarak birlikte yükselttikleri Foça Uygarlığı, denizci bir ekonomiye dayanan ve denizaşırı kolonizasyonla beslenen dinamik yapıya sahipti. Foçalılar Gediz (Hermos) nehrinin millerinden çanak, çömlek yaparlar ve seramik kalıplarla para basarlardı. Foça paralarının üzerinde fok balığı kabartması bulunurdu. Gemi yapımında çok ileriydiler. Dev kürekleri ve fırtınalarda bile parçalanmayan yelkenli tekneleriyle maviliklerin özgür denizcileriydiler.

Tarihin babası Halikarnaslı Herodot şöyle anlatır: "Uzun deniz yolculuklarına çıkan ilk Anadolulular, Foçalı idiler. Adriyatik, Eturya (İtalya), Galya (Fransa), İberya (İspanya) ve Tartassos’u açanlar bunlardır. Yuvarlak teknelerle değil, elli kürekli uzun gemilerle giderlerdi."

KURDUKLARI ŞEHİRLER

Foçalılar şimdiki yatlara benzeyen gemileri ile Batı Akdeniz’de yirmiden fazla koloni kurdular. Bu kolonilerin bazıları hala şehir olarak yaşamlarına devam ediyorlar.

Foçalıların altın çağlarını yaşadıkları M.Ö. 8-6 yüzyıllar arasında Batı Akedeniz’de kurdukları kentçiklerin en önemlileri şunlardır:

È Galya (Fransa) sahillerinde: Massalia (Marsilya), Nicea-Nizza (Nice), Antipolis (Antibes).

È İtalya sahillerinde: Elea (Velia), Pestum.

È Korsika’da: Alalia

È İspanya sahillerinde: Ampurias, Tartassos..

Akdeniz’i boydan boya geçen Foçalı denizcilerin göç yolu..

Tekne yapımında çok ileri olan yaman denizci Foçalılar, milattan önce 800-600 yıllarından itibaren yurtlarını bırakarak Akdeniz’e açıldılar ve boydan boya geçtikleri bu denizin kıyılarında koloniler kurdular. Anadolu’dan hareket ettikten sonra Ege Denizi’ni, Yunan kıyılarını geçtiler, Adriyatik’e girdiler, İtalya ve Sicilya ve Korsika’da koloniler oluşturdular, Fransa sahillerine ulaştılar, Massalia’yı (Marsilya) kurdular, hatta İspanya sahillerine bile yanaşıp, örneğin Tartassos şehrini inşa ettiler.
Yazarın Tüm Yazıları