Fatih Altaylı: Neylerse güzel eyler

Fatih ALTAYLI

Görev süresi uzatılmazsa Demirel ne işi yapacak? 2000 yılının Mayıs'ına kadar ve hatta sonrasında bunu düşüneceğiz.

Cumhurbaşkanımız, yetenekleri sınırsız bir zat.

Önceki akşam televizyonda izledim.

Çok çok iyi bir televizyon yıldızı olur.

Okan Bayülgen'i, Beyaz'ı, hatta Levent Kırca'yı suya götürür, susuz getirir.

Zeki, esprili, rahat.

Gerçek bir televizyon starı.

Haber program yapamaz belki, ama talk şovlarda lider olur.

Paraya da para demez.

Bence Süleyman Bey siyaseti bırakır bırakmaz televizyon dünyasına atılmalı.

Aslına bakarsanız ‘‘Süleyman Bey siyaseti bırakırsa ne iş yapar’’ sorusu önemli değil. Asıl sorulması gereken, Süleyman Bey siyaseti bırakırsa, kayınbiraderi Ali Şener ve ortağı Kamuran Çörtük ne iş yapar?

Demirel'in gidişi simgesel önem taşır

YENİ binyıldaki ilk cumhurbaşkanımızın kim olacağı sorusu yavaş yavaş gündeme geliyor.

Demirel'in görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağı ilk sorun.

İkinci sorun ise görev süresi uzatılmazsa

Demirel'in neyle meşgul edileceği.

DSP'nin tavrının Demirel'in görev süresini uzatmaktan yana olacağı kesin. Ecevit bunun sinyallerini veriyor.

Bülent Bey ahir ömründe, huyunu suyunu bilmediği yeni bir cumhurbaşkanı ile cebelleşmek istemiyor herhalde.

MHP'nin tavrı şimdilik belirsiz. Türkeş ölmemiş olsaydı MHP de bu konuda bir şeyler söylerdi ama Alparslan Bey rahmetli olunca, MHP kararsız. Bahçeli, başbakanlık görmeden Köşk'e çıkmak istemiyor. MHP, meseleyi önüne gelmeden tartışma yanlısı değil, ki doğrusu da belki bu.

ANAP'ta Mesut Yılmaz'ın gönlünde reisicumhur olmanın yattığını bilmeyen yok. Keyfine düşkünlüğü ile bilinen Yılmaz'ın bu görevi istemesi normal. ANAP'lılar bu konuda kararsız. Kimileri Mesut Bey'i Çankaya'ya yollarsak partiyi kurtarırız diyor, kimi ANAP'lılar ise Yılmaz'ın cumhurbaşkanlığına sıcak bakmıyor. Ancak Bülent Ecevit'in Demirel'den sonraki tercihi Yılmaz olur. Çünkü hiç değilse, onun da huyunu suyunu biliyor.

Fazilet yine olmayacak duanın peşinde. Erbakan'ı Köşk'e çıkartabilir miyiz hesapları yapıyor. Erbakan elbette Köşk'e çıkabilir. Ancak zamanlamayı doğru yaparlarsa. Balık kavağa çıkınca Erbakan da Köşk'e çıkar.

DYP'de durum karışık. Onlar cumhurbaşkanı adayından önce genel başkan adayı arıyorlar. Uygun birini bulurlarsa onu cumhurbaşkanı adayı da yapacaklar. Ancak Türk halkının DYP'den ricası, ‘‘ilk kadın cumhurbaşkanı’’ falan deyip, yine bize birilerini itelemeye çalışmasınlar.

Tabii bunların dışında da adaylar olabilir. En azından gönül adayları.

Mesela Atatürkçülerin adayı Yekta Güngör Özden.

Militaristlerin adayı Çevik Bir.

Mahallemizin adayı Karadayı Paşa.

Şimdilik en şanslı aday Demirel.

Yenisini almaktansa, eskiyi tamir edip kullanmak daha tasarruflu olur diyenler var. Kemer sıkma döneminde bu fikir tutar.

Ve Türkiye'ye yazık olur.

Demirel'in çok çok kötü olmasından değil, 40 yılda daha iyisini yetiştirememiş olmaktan...

Bu ülkede bazı şeylerin böyle gelip böyle gitmeyeceğinin simgesi olsun Demirel'in gidişi...

Ha Şam, ha İmralı

BİZ yıllar yılı Suriye'ye niye kızdık ki? Apo, PKK'yı Şam'dan yönetiyor, örgütü oradan yönlendiriyor diye köpürdük.

Hatta Suriye ile savaşın eşiğine geldik.

Apo şimdi de örgütünü İmralı'dan yönetiyor.

Adam hiç olmadığı kadar rahat. Ekmek elden su gölden.

Her gün basına demeçler, her gün hakkında haberler.

Eskiden TMY 8'den dolayı sözleri yayınlanamazdı, şimdi her sözü gazetelerde.

Yine militanlarına emir gönderiyor.

Ne fark etti ki, ha Şam ha İmralı...

Acaba diyorum, İmralı'ya da gözdağı vermek için, Türk ordusu Mudanya sahillerinde bir manevra mı yapsa?

İkisinden de bıktık

TÜRKİYE ile Yunanistan arasındaki dostluğu pekiştirmek için sürekli temaslar yapılıyor.

Geçenlerde yine böyle bir görüşme sırasında Türk tarafı, ‘‘Birbirimize karşılıklı sanatçılar yollayalım’’ deyince Yunanlılar, ‘‘Yollayın ama Zülfü Livaneli'den bıktık. Yeni birini yollayın’’ demişler.

Baktım şimdi Teodorakis buraya geliyormuş.

Biz de Yunanlılar'dan aynı ricada bulunsak.

Teodorakis'ten bıktık, artık yeni birini yollayın...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bilgisizliğin depremden daha yıkıcı olduğunu anladığımız zaman.