Ey Bahçesaraylı! Yalnız değilsin

KORKU filmi gibi...

Kar, fırtına ve karanlık.

Hadi fırtınayla karı anladık... Doğaya karşı çıkacak halimiz yok.

Fakat karanlığa ne demeli?

Kar doğal afetse bu da suni afet. Yani bizim eserimiz. İnsanoğlunun... Yani Türk insanının... Bir kere daha sınava tabi tutulduk ve her zamanki gibi sonuç hüsran.

Oysa bekliyorduk... Meteoroloji görevini yapmış, haber vermişti. Fakat beklemekten beklemeye fark var tabii. Bizimki eli kolu bağlı beklemek.

Başımızdakilere sorarsanız plan hazırdı. Günlerdir A planı, B planı deyip duruyorlardı. Demek plan dedikleri buymuş.

‘‘Kar düşer düşmez yollar kapanacak, elektrikler kesilecek, hayat duracak, insanlar evlerinde, arabalarında donarak ölmenin kıyısından dönecekler.’’

Bravo! Plan tıkır tıkır işledi.

* * *

Dünyanın en büyük, en önemli merkezlerinden birinin bir dağ başına dönüşmesini dakika dakika seyrettik perşembe günü. Demek İstanbul'u İstanbul yapan havanın açık olmasıymış. Hava bozdu mu İstanbul falan yok, dağın başı var.

Okula işe, çarşıya pazara doğa isterse gidebiliyoruz. Doğa isterse ısınabiliyor, doğa isterse aydınlanabiliyoruz.

Gerçi ampulü insanoğlu icat etti ama yanıp yanmaması doğaya bağlı işte. Yani bizim buralarda... Yoksa dünyanın başka yerlerinde insanın elinde. Sadece savaştan savaşa kesildiğine göre oralarda... Sahi, savaşacak idiysek birileriyle aradan çıkarsaydık bari.

* * *

İnşallah AB'ye girişimiz bir yaz gününe denk gelir. Hayır şimdiki gibi bir gün olursa karanlıktan göremeyiz nereye girdiğimizi, ona yanarım.

Ben de neye, kime güvendiysem... Her şeyim elektrikli. Bir bardak çay bile içemedim ki hiç olmazsa bardağı tutan elim ısınsın.

A, deli kadın! Avrupa'da mı yaşıyorsun sen?

Tepedekilerin atıp tutmasına, donumuza kadar marka giymemize falan ne aldanıyorsun; bilmiyor musun ki aslında cilalı taş devrinden daha yeni çıkmıştır senin memleketin!

Acaba diyorum, Japonlardan rica etsek... Bizim gibi gözü ileri teknolojide ancak diğer tüm uzuvları, ruhu ve kafası geride olanlar için birtakım icatlarda bulunabilirler mi?

Misal, elektrikle değil de havayla şarj olan bir cep telefonunun çok işimize yarayacağı anlaşıldı.

* * *

Bundan böyle kimse ‘‘İşler yolunda’’ falan demesin sakın! Yemezler.

‘‘Köy yolunda mı?’’ diye sorarlar adama...

Son olarak, Van'ın Bahçesaray İlçesi'nde yaşayan kardeşlerime seslenmek istiyorum.

Ey Bahçesaraylılar! Yalnız değilsiniz.

İstanbul'a kar yağdığını duydunuz mu bilin ki burada şehrinizin ikizi bir şehir hasıl olmuştur.


MIŞ-MUŞ


Bütün kraliyet ailelerinde veliaht olarak kız çocuk dünyaya geliyormuş.

Krallığın doğal yollardan yıkılışı!

Ebru Şallı'ya bebeği daha doğmadan 62 bin dolar kazandırmış.

Bu bir şey değil, daha çocuğun eti, sütü, kılı var sırada.

Almanya'da kadınlar için orgazm makinesi piyasadaymış.

Erkeğe son darbeyi teknoloji vurdu.

Ali Müfit Gürtuna, İstanbul'un karla mücadeleden yenik çıkışını karın gündüz yağışına bağlamış.

Buna da şükür. Gündüzü geceyi işin içine katmadan direkt karın yağmış olmasına da bağlayabilirdi.
Yazarın Tüm Yazıları