Erdal Sağlam: Takas rehavet getirmemeli


Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

OLDUĞUNDAN çok daha fazla anlam yüklenen takas operasyonu, nihayet tamamlanıyor. Hem gelen teklifler, hem de takas miktarı konusunda kaç gündür çeşitli tahminler yapılıyor, hatta ilgili gruplar kendi aralarında bahislere bile giriyorlar.

Hazine'nin Perşembe gecesi yaptığı, ihaleye ilişkin değişiklikler gelen talepleri artırdı. Bizce de gelen talepler daha yüksek olacak, satışlar 5 katrilyonun üzerine çıkacak.

Piyasalar takasa fazla anlam yüklediği için, 5 katrilyonun üzerindeki satışların piyasalara etkisi de olumlu olacak. Daha önceki deneyimlerden yola çıkarak, piyasalarda oluşacak olumlu havanın abartılmamasının, piyasalar için çok daha yararlı olacağını düşünüyoruz. Yani olumlu ya da olumsuz tepkiler çok abartılı olursa, piyasa ve halk bundan zarar görüyor.

Gelecek hafta IMF'ye söz verilen bütün yasaların çıkması gerekiyor. 25 Haziran'a kadar bu yasalar çıkmadığı takdirde, takas ne kadar başarılı olursa olsun, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun 8. gözden geçirmeyi, dolayısıyla parayı onaylamayacağı kesin. Paranın da ötesinde IMF'den gelecek herhangi olumsuz bir açıklama, bütün piyasaları mahveder.

Bizce takasta da, IMF İcra Direktörleri Kurulu onayında da sıkıntı çıkmayacaktır. Hatta önümüzdeki hafta FP'nin kapatılma davasının da, piyasaları çok bozacak bir kararla sonuçlanacağını sanmıyoruz. Aynı şekilde Telekom'un yeni yönetimi için yapılacak müzakereler de sessiz sedasız tamamlanırsa, ki eskisi kadar patırtı yansıtılmıyor, ‘‘yaz ayları sakin geçecek’’ demek abartılı olmayacaktır.

BU BÖYLE SÜREMEZ

Ama bu da yetmiyor. Takasın ve bir sonraki hafta gelecek IMF onayından sonra iyice olumluya dönecek havanın, çok iyi kullanılması gerekiyor. Bu olumlu hava kesinlikle politikacıları ve bürokratları rehavete sokmamalı. Kasım'dan bu yana hafta sonları bile tatil yapmayan bürokratlar, yaz tatili yapmasınlar demiyoruz, ancak bu olumlu havanın çok iyi kullanılıp, IMF'ye söz verildi ya da verilmedi diye bakmadan, özellikle bankacılık sistemine ilişkin bazı kararların vakit geçirilmeden alınması gerekiyor.

Takas operasyonu ile birlikte bankaların kaynak ve plasmanları arasındaki vade dengesi daha da bozulmuş olacak. Kaynak vadeleri 1, en çok 3 ay olan bankalar, uzun vadeli tahvilleri alacakları için, bundan sonraki Hazine ihalelerinde yine uzun vadeye talep göstermeyecekler. Yani Hazine bundan sonra da 3 ay vadeli bono satmaya devam edecek. Bu ilelebet sürdürülecek, hatta daha fazla sürdürülebilecek bir borçlanma olamaz. Banka kaynaklarının vadelerinin uzatılabilmesi için herşeyden önce makro anlamda istikrar gerektiğini biliyoruz. Ancak, uzun vadeyi cazip kılmak için, düşünüldüğünü bildiğimiz munzam karşılık, stopaj oranlarının buna göre düzenlenmesine de biran önce geçilmeli. Biran önce dövizde vadeli piyasanın kurulup işlemeye başlaması da, hem bankalar hem de para otoritesi açısından büyük önem taşıyor.

Yanısıra IMF'nin de dikkat çektiği gibi bankaların tahsili gecikmiş alacaklarının önümüzdeki dönem büyümesi kaçınılmaz. Bankalar Birliği'nin Lazard'a bu konuda da bir araştırma yaptırdığını biliyoruz. Hem Mevduat Sigorta Fonu'ndaki kötü alacakları, hem de bankaların tek tek kötü alacaklarını belli primlerle satın almak isteyen yabancı danışmanlık kuruluşları ve bankalar bulunduğu da ortada. Ancak bunun için yasal engeller bulunduğu söyleniyor, bu sorunlar da biran önce çözülmek durumunda.

Bunun gibi, daha birçok gerekli düzeltme operasyonu sayılabilir.

Kısacası; takasın başarılı olacağı ortaya çıkıyor, ama bu sorunumuzu çözmüyor. Yapılacak o kadar çok iş var ki... En küçük rehavet bile kötü sonuçlar doğurabilir.

Yazarın Tüm Yazıları