Emin Çölaşan: Vize işkencesi

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

ANKARA, İstanbul, İzmir gibi kentlerimizde her sabah yabancı büyükelçiliklerin ve konsoloslukların önünde oluşan uzun kuyruklarda resmen vize işkencesi yaşanıyor. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Avusturya ve özellikle Almanya...

Yurtdışına gitmek isteyen vatandaşlarımıza resmen çile çektiriliyor. İnsanlarımız o kuyruklarda horlanıyor. Vize almayı başaranlar bile, o ülkelere giriş yaparken ikinci bir işkenceye tabi tutuluyorlar.

Bizim gazetenin Ankara Bürosu muhabirlerinden Kadir Ercan bu yaz bir haftalık İtalya tatiline gitmeye karar veriyor. GTI isimli şirketin turuna öğretmen olan eşi Aylin ve 3.5 yaşındaki kızı Ezgi ile katılacak.

Ezgi, annesinin pasaportuna refakatte kayıtlı gidiyor. Anne ve baba için vize işlemleri başlıyor. Aileden istenen belgeler şunlar:

- Ne iş yaptığını gösteren, çalıştığı kurumdan alınmış resmi belge. Maaş bordrosu. Ev tapuları. Banka kredi kartları fotokopisi.

Tur şirketi ayrıca ‘‘Bankaya biraz para yatırın. Banka dökümü de isterler, olmazsa vize vermeyebilirler’’ diyor. Kadir bu durumda bankaya bin dolar yatırıp onun da belgesini veriyor.

Görüyor musunuz işkenceyi!

***

13 Ağustos gecesi saat 03.00'te uçağa biniyorlar, sabah 06.00'da Bologna'ya iniyorlar. Pasaport kontrolünde İtalyan polisi, annesinin pasaportunda refakatte kayıtlı küçük Ezgi'yi ‘‘vizesi olmadığı gerekçesiyle’’ ülkeye sokmuyor.

Tartışmalar, ricalar fayda vermiyor. Annesinin pasaportuna kayıtlı küçük yavruya orada bir haftalık vize verme yetkileri varken, onu bile reddediyorlar. İş o boyuta varıyor ki, alandan hemen havalanması gereken THY uçağına 1.5 saat boyunca kalkış izni verilmiyor...

Ve Kadir Ercan, eşi ve çocuğu apar topar aynı uçağa bindirilip Türkiye'ye gönderiliyor.

Kadir şimdi İtalyan hükümetini İtalya'da dava etmeye hazırlanıyor.

Küçük Ezgi'yi ülkesine vizesi olmadığı gerekçesiyle sokmayan İtalya, on binlerce insanın ve pek çok bebeğin katili olan Apo'yu ülkesine vizesiz kabul edip haftalar boyu özel villada ağırlayan aynı İtalya!

Ülkesine vizesiz giren Apo'dan maaş bordrosu, banka kredi kartı, banka hesap dökümü istemek yoktu! İtalya Apo'nun pek çok yandaşına da kucak açmış, onları barındırıp beslemeyi şimdi de sürdürüyor.

Ankara, İstanbul ve İzmir'de binlerce vatandaşımız her gün vize kuyruklarında çile çekiyor. Onlardan akla hayale gelmez belgeler isteniyor, büyük paralar alınıyor. Bazılarının konsolosluk birimleri, darphane gibi para basıyor! O kadar ki, bazı yabancı misyonlara artık ülkelerinden para gelmiyor. Onların maaşları, kiraları ve bütün giderleri bizim vatandaşlarımızın cebinden ‘‘vize parası’’ olarak çıkıyor.

Vize uygulayacaksanız uygulayın da, bunu daha insancıl ve uygar bir biçimde yapamaz mısınız?

Bu ülkelerin bize vermeye kalkıştığı ‘‘insan hakları, demokrasi’’ derslerini her gün dinliyoruz.

Bu yaptıkları acaba o nutuklarla hangi ölçüde bağdaşıyor?

ANKARA'DA DEPREM

Ankara son haftalarda, yakın çevresindeki iki depremle iki kez sarsıldı. İkinciyi önceki gün yaşadık. Depremler 4 şiddetinde idi. Merkezleri Ankara'ya çok yakın. Can kaybı ve önemli bir yıkım olmadı ama deprem ‘‘Ankara'yı da her an vurabilirim’’ dedi.

Bugüne kadarki deprem tartışmalarında Ankara ve çevresindeki fay hatları hiç gündeme gelmedi. Hep Marmara, Ege ve İstanbul konuşuldu.

Şimdi uzmanlardan istirham ediyorum, şu Ankara çevresinin deprem özelliklerini, buradan geçen fay hatlarını ve deprem olasılığını bize bir açıklasınlar. Hiç değilse gerçekleri öğrenmiş oluruz.

GALATASARAY'A SORU

Futbol maçlarını vatandaş gözüyle izlerim. Otorite falan değilim, hiçbir takımı tutmam.

Galatasaray'ın yabancı takımlarla yaptığı bütün maçları dikkatle izliyor, geçen yıl elde ettiği başarıyla gurur duyuyorum. Fakat son zamanlarda bir şey dikkatimi çekiyor ve nedenini bir türlü anlamıyorum.

Renkleri sarı kırmızı olan Galatasaray, yabancı takımlarla oynadığı bütün maçlara farklı renklerle çıkıyor. Ekrandan gördüğüm kadarıyla ya lacivert, ya da koyu gri bir forma. En son olarak önceki gece İsviçre takımıyla yaptıkları maçta da bu forma vardı. Kolunda da incecik ve göstermelik sarı kırmızı şerit!

Bu neyin nesidir?

UEFA şampiyonu olmayı başarmış koskoca bir takım kendi renklerini formasında kullanmayıp başka bir renge büründüğüne göre, bunun mutlaka bir nedeni olmalıdır.

İşte ben bunu bilemiyorum. Sanırım benim gibi bilmeyen, anlamayan nice insan vardır.

Galatasaray Kulübü acaba ne diyecektir?

ALTAN ÖYMEN'İN AÇIKLAMASI

‘‘Dünkü yazınızla ilgili olarak: CHP olarak bizim KHK konusunda hükümeti eleştirmemiz, devlet yönetimi açısından yaptığımız değerlendirmenin sonucudur. Başka partilerin veya çevrelerin tutumu kendilerini ilgilendirir. Ayrıca, bu hükümetin çeşitli alanlardaki partizanlıkları gözler önündedir. Hükümete verilecek KHK yetkisinin gene partizan amaçlarla kullanılabileceği bellidir. Saygılarımla.’’

Yazarın Tüm Yazıları