Emin Çölaşan: Ötmeye devam!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Apo İmralı'dan ötmeye devam ediyor. On binlerce insanın kanına giren bu adam her gün avukatları aracılığı ile siyasal mesajlar vermeyi sürdürüyor.

Burada defalarca yazdım.

Bu bir rezalettir. Devlet adına küçültücü, yüz kızartıcı bir acizlik göstergesidir.

Bu konuya birkaç gün önce Ecevit değindi ve adamın artık susması gerektiğini söyledi. Ama susmuyor.

PKK'nın Almanya'da özgürce yayınlanan gazetesinin 15 Ocak tarihli nüshası elimde. Dokuz sütunluk manşet aynen şöyle:

‘‘Liderler zirvesini değerlendiren PKK Genel Başkanı Öcalan: Herkes kazanacak.’’

Haberin içeriği özetle şöyle:

‘‘Türkiye'nin AB ile uyum çerçevesinde reformlara ihtiyacı olduğunu belirten Öcalan, Zirve'de alınan kararı olumlu bularak ‘‘Umarım bunun sonrasında barış ve demokrasi gelir’’ dedi. Zirve'nin bir başlangıç olduğunu ifade eden Öcalan, ‘‘Devlet doğru tutum alırsa biz yanlış adım atmayız. Barış ve istikrar demokratikleşmeye bağlıdır. Yüreğimizi ortaya koyalım’’ dedi.’’

Adam İmralı'dan avukatları aracılığı ile Türkiye'ye nasihat vermeye devam ediyor. Aynı habere göre, Apo bu açıklamasını yazılı olarak yapmış. Yani odasında önceden yazıyor, avukatları geldiğinde onlara veriyor ve onlar da medyaya iletiyor!

Böyle bir özgürlük dünyada bir tek mahkûmda var!

Haberin izleyen bölümlerinde beyefendi bazen tehdit edip aba altından sopa gösteriyor, bazen nasihat veriyor, bazen de Türkiye'ye akıl vermeye kalkışıyor:

‘‘Kötü giderse, Avrupa, ekonomi ve barış gider diyorlar. Doğru. Bunların benim ayakta kalmamla bağlantısı var. Ben bir sentezim. Temsil ettiğim değerler var. Bizim temsil ettiğimiz, demokrasidir.

Hükümet ve resmi devlet politikası doğru tutum alırsa, biz yanlış adım atmayız.

AB'ye uyum çerçevesinde Türkiye'nin reformlara ihtiyacı var. İç barışa ilişkin olumlu gelişmeler olursa, PKK tarafından da olumlu davranışlar geliştirilir.’’

Sonra baklayı ağzından çıkarıyor:

‘‘İç barış için affa ihtiyaç var. Parlamento ve hükümet düzeyinde buna hazırlık yapılmasını önemli buluyorum. Af, barış için önemli bir adımdır.’’

Ve bir cümlesi çok ilginç! Canını kurtarmak için nasıl küçüldüğünün somut göstergesi:

‘‘Ayrılıkçı değilim. O zaman yapılan tarihi hatadan ayrıldım ben.’’

Aferin yavrum!

*

Sevgili okuyucularım, burada bir kez daha vurguluyorum. Bu adamın İmralı'dan böyle özgürce ötüp örgütünü yönetmesine izin vermek, bizim devletin aczini gösteriyor.

Başbakan bile ‘‘Orasını siyaset kürsüsü olarak kullanamaz’’ derken, adam şakır şakır konuşup sinir bozmaya devam ediyor. O sanki on binlerce insanın katili değil, bir demokrasi meleği!

Şimdi ayrılıkçı olmaktan vazgeçmiş, o zamanki tarihi hatadan ayrılmış!

Acaba enselenmeyip de Suriye veya Avrupa'da yaşamaya devam etseydi, yine böyle mi konuşacaktı?

*

Kafamda kuşkular var. Bu adamı acaba bizim devlet mi öttürüyor? Buna özellikle mi izin veriliyor? Ama öyle olsaydı Ecevit o sözleri söyler miydi?

Ya da bunun söylemediği sözleri avukatları mı söylemiş gibi gösteriyor?

Kesin olan tek gerçek, söylediği ya da söylemediği sözler, avukatları tarafından medyaya iletiliyor.

Peki ama dünyanın neresinde avukatlara verilmiş böyle bir hak var? Avukatın işi savunma yapmak mıdır, yoksa bir teröristin sözlerini, mesajlarını medyaya iletmek midir?

Bu adam artık sanık değil. O, hakkında verilen karar kesinleşmiş olan bir hükümlü.

Bizim mevzuatımızda avukatın tanımı ‘‘sanık müdafii’’ olarak geçer. Avukatlığın tanımında gerek yasalarda ve gerekse diğer mevzuatta -ve dünyanın hiçbir ülkesinde- böyle siyasi aracılık görevi yoktur.

Eğer varsa, Apo'ya tanıdığımız bu ayrıcalığı, cezaevlerimizi dolduran on binlerce tutuklu ve hükümlüye de, avukatları aracılığı ile aynen vermek zorundayız.

İstanbul Barosu eski başkanı Turgut Kazan, avukatların bu yaptığının suç olduğunu, baroların derhal soruşturma açması gerektiğini söyledi. Barolar ne yapıyor?

*

Türkiye bu kadar aciz bir ülke mi? Bugün PKK açıkça İmralı'dan yönetiliyor. Bir hükümlüye ve avukatlarına böylesine haklar dünyanın hangi ülkesinde, hangi cezaevinde verilmiştir?

Bunlar avukat mıdır, katilin siyasi kuryesi midir?

Sabancı'nın katil zanlısı Fehriye Erdal'ın Belçika cezaevinden sesi çıkıyor mu? Çakıcı Fransa cezaevinden konuşabildi mi? Bizim cezaevlerimizde kime bu olanak sağlanmıştır?

Apo'nun yukarıda yazdığım sözlerini bir kez daha okuyun ve olayın hangi boyuta ulaştığını lütfen bir kez daha görün.

Böyle bir rezalete, böyle bir kepazeliğe kim göz yumabilir? Böylesine utanç verici bir duruma hangi ülke, hangi devlet düşmüştür?

Ayıptır yahu! İnsafa gelin de, milletin sinirini daha fazla bozmayın. Ya da, devlet bizimle oyun oynuyorsa, işin içinde gizli hesaplar varsa, bunu bilelim.

Yazarın Tüm Yazıları