Emin Çölaşan: Banka batar patron batmaz






Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye'de bugüne kadar çok sayıda banka battı. Bunların arasında hem kamu bankaları vardı, hem de özel bankalar.

Şöyle geçmişe bir bakalım.

Örneğin 1980'li yılların başında İstanbul Bankası ile Hisarbank battı. Bizim Özer Çiller de bunlardan birinin, İstanbul Bankası'nın genel müdürü idi.

Bankanın paraları, bankanın sahibi olan Has Ailesi'nin şirketlerine pompalanmış ve bu aile köşeyi dönmüştü.

Ayrıca Özer Çiller, bankanın genel müdürlüğünü yaparken bazı işadamlarına kredi verir, karşılığında komisyon alırdı. Bunu burada geçmişte yazdım ve belgeleriyle kanıtladım.

Aldığı komisyon genelde yüzde 15 olurdu.

Yani Çiller Ailesi'nin sonraki yıllarda edindiği inanılmaz servetin kökeninde, Özer Çiller'in aldığı bu komisyonların da önemli payı vardı. Bu paralarla Yeniköy'deki yalı alınmıştı.

***

İzleyen yıllarda da nice bankalar battı. Devletin Anadolu Bankası gümbürdeyip gitti.

TYT Bank, İmpeksbank, Marmarabank, Esbank, İnterbank, Yaşarbank, Etibank ve daha niceleri battı.

Dün son olarak bu kervana İktisat Bankası katıldı.

Şimdi genel anlamda iki soru sormak istiyorum:

1- Hortumlanıp batırılan devlet bankalarının sorumluları ortaya çıkarıldı mı?

Hayır!

2- Hortumlanıp batırılan özel bankaların patronlarına bir şey oldu mu?

Şimdi bu 2. sorunun yanıtı çok önemli...

Çünkü patronların bankaları, firmaları, işyerleri batar ama kendileri asla batmaz!

Bu çok önemli.

Siz bugüne kadar kendi kuruluşları battığı zaman, ya da battıktan sonra kendisi de batmış olan herhangi bir patron duydunuz mu?

İyi düşünün, mümkün değil duymadınız.

***

Kuruluşun batması hiç önemli değildir. Patronun başına en fazla bir tek şey gelir. Bir süre cezaevinde yatar. Böylece kamuoyunun tepkisi yumuşatılır.

Bu para babalarını Türkiye'nin en güçlü avukatları savunur. Sonra, mahkemenin bilmem kaçıncı celsesinde mutlaka tahliye kararı çıkar ve iş biter.

Bazıları ise korunup kollanır ve içeri bile girmeden vartayı atlatır.

Patron dediğiniz adam işini zaten bilir. Diyelim ki bankanın sahibidir. Kendi payını çoktaaan ayırmıştır.

Örneğin yurtdışına stok etmiştir.

Dışarıda mülkleri, yüz milyonlarca doları vardır.

Amerika, İsviçre, İngiltere (Cayman Adaları) bu gibilere kucak açar.

Parayı ister bankacılıktan, ister uyuşturucudan, ister mafyadan kazanmış olsun, hiç fark etmez.

Onun varlığına hiçbir şekilde ulaşamaz ve el koyamazsınız.

Bay patron parasını o ülkelere gönderdiğinde, onların ekonomisine katkıda bulunduğunda, kendisine orada sonsuza kadar, krallar gibi ve en güvenceli yaşama olanağını sunarlar.

Amerika Halil Bezmen'i veriyor mu?

İngiltere Gülay Aslıtürk ve kocasını veriyor mu?

Teröristler için gerekçeleri hazırdır:

‘‘İdam etmeyeceğiniz konusunda devlet güvencesi isteriz.’’

Adamına göre muamele yaparlar. Yani Türkiye'ye gönderseler, hırsızlar idam mı edilecek!

***

Dahası var. Bizim mevzuatımız batakçı ve hortumcu patronları tamamen boşlamıştır. Adam banka kurar, hortuma geçer, paraları kendi batık şirketlerine, ya da kendi cebine hortumlar, yurtdışına çıkarır. Böylelerinin malvarlığına da el konulmaz. Yapmaya kalkışsanız yıllar alır, yargıda takılıp kalır.

Banka batar, patronlar ihya olur.

En kötü olasılıkla birkaç ay, belki 1 veya en çok 2 yıl içeride yatar, sonra tahliye edilir ve hayatını yaşamaya başlar. Bazen de Özer Çiller olayında olduğu gibi göstermelik yargılanır ve 10 yıl sonra beraat kararını alır...

Ve zaten unutkan olan Türk milleti, bu olanları da bir süre sonra unutur gider.

Ama siz Murat Demirel gibilere banka kurdurursanız, halkın yüz milyonlarca dolarını ve trilyonlarca lirasını bu gibilere emanet ederseniz, olacağı zaten budur. Başka ne olabilir ki!

***

Varsayalım günün birinde bir banka battı...

Ve onun sahibi olan kişi de battı, ihtiyaç içine düştü.

Size yemin ediyorum, kaç yaşında olursa olsun, gidip onun elini öpeceğim...

Ve burada yazılar yazacağım:

‘‘İşte bu patron namuslu ve onurlu adammış. Bu patron hırsız değilmiş, vurguncu ve hortumcu değilmiş. Ona helal olsun.’’

Ben böylesini şimdiye kadar duymadım ve görmedim. Siz biliyorsanız lütfen haber verin, sözüm her zaman geçerlidir.

Yazarın Tüm Yazıları