Dursun annesini görmesin

YOLDA sahipsiz bir futbol topu görse "bomba buldum" diye ilk karakola koşacak kadar bilgisi olanlar futbolla uğraşmaya başlarlarsa işte böyle olur: Küme düşme yasaklansın!

Her sene küme düşenler belli olduğunda bu türden cılız sesler çıkmasına alışkındık; ama bu kez öneri anamuhalefet partisinin liderinden geldiği için ciddiye almak gerekiyor.

Benim değerli milletvekillerimize önerim şu: Bu futbol maçları oynanırken de bir sürü istenmeyen tatsız olaylar çıkıyor, insanlar yaralanabiliyor.

Bütün bunları da ortadan kaldırmak için her sezon başında TBMM toplansın ve kimin şampiyon olacağına, kimin UEFA Kupası’na gideceğine karar versin. Hatta ligin "gol kralı", "asist kralı" ve "en az gol yiyecek kalecisi" de o toplantıda belirlensin. Görün bakalım, ortada şiddetten, küfürden eser kalıyor mu?

Deniz Baykal’ın "küme düşme kaldırılsın" önerisini okurken aklıma bir de fıkra geldi. Sizlere de anlatayım:

Temel ve Dursun idama mahkûm edilmişler. İnfazdan önce Dursun’a sormuşlar: Son isteğin nedir?

Dursun
biraz düşünmüş ve "Annemi görmek istiyorum" demiş.

Sonra Temel’e sormuşlar: Son isteğin nedir?

Temel uzunca bir süre düşündükten sonra "son isteğini" açıklamış: Dursun annesini görmesin!

Kuzey Kore ve İran’a özenmek

RTÜK Başkanı Zahid Akman, geçenlerde yapılan "Sayısal Yayıncılık Paneli"nde "uydu yayınlarını almak için kullanılan çanak antenlerle" ilgili ilginç sözler söyledi.

Gazetelerden okuduğum kadarıyla Akman’ın önerileri arasında sayısal yayıncılık, RTÜK tarafından bir düzene sokulana kadar çanak antenlerin yasaklanması da var.

Bu yazıyı yazmak için bir süre beklememin nedeni, bu konuda "amacını aşan cümleler" kurulup kurulmadığını görmekti.

Gazetelere yansıyan bir açıklama olmadığına göre Akman bu sözleri söylemiş.

Düşündüm, çanak antenleri yasaklayan başka kaç tane ülke var diye. Aklıma sadece İran ve Kuzey Kore geldi.

Önceki akşam İran’dan dönen Mustafa Denizli ile karşılaştığımda aklımda bu konu olduğu için "çanak anten yasağının" ne álemde olduğunu sordum.

Bana "Mehmet Ali Birand, İran’da buradan daha çok tanınır" diye yanıt verdi.

Demek ki o baskıcı ve kapalı rejimlerde bile çanak anten yasağı, uygulanamayan ve kimsenin takmadığı bir yasak.

RTÜK’e önerim, dünya sayısal (dijital) yayıncılık konusunda almış başını giderken yasaklarla uğraşmaması. Ellerini çabuk tutup, bu işi de frekans tahsisine çevirmesinler.

Ötesini Türk halkı kendi başına halledebilir. Neyi seyredip, neyi seyretmeyeceğine kendisi karar verebilir.

Dava Cemil Çiçek’e açılmalı

SELANİK’teki "anı defteri" olayında da her şey tam Türkiye’ye yakışır gibi gelişti.

Biraz sürreel, biraz fantastik, çokça da fars!

Küçük bir İtalyan kentinde yaşayan bir papaz ile bir komünist belediye başkanı üzerinden politik güldürüler yazan (Don Camillo serisi) Guareschi’nin bile aklına bu kadarı gelemezdi diye düşünüyorum.

Atatürk adına açılmış bir anı defterine, normal bir mecrada yayınlansa ciddi davalar açılmasına neden olabilecek türden yazılar yazılmasını onaylamadığını daha önce yazmıştım.

Başbakan Erdoğan’ın buna tepki göstermesini de onayladığımı belirtmiştim.

Ama hükümet sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in bu hakaretler içeren metni çıkıp televizyon kameralarının önünde okumasına da bir anlam verebildiğimi söyleyemeyeceğim.

Söz konusu "hakaretler" bir deftere yazılmıştı ve ancak o defteri okuyanlar tarafından görülebilirdi.

(Yeri gelmişken: Böyle defterleri ben de yazıp imzalamışımdır; ama kimsenin başkaları ne yazmış diye okuduğuna da hiç tanık olmamıştım. Yoksa Başbakan, "ne yazayım" diye kopya çekmeye mi kalkmıştı?)

Cemil Çiçek, üzerinde yeteri kadar konuşulup, unutulmaya yüz tutmuş bir mektubu "dava açacağız" gerekçesiyle herkese okudu.

Bence AKP’liler ve bakanlar asıl davayı Cemil Çiçek aleyhine açmalılar.

Suç unsurları içeren bir metni alenileştirdiği için! Üstelik bu alenileştirme yayın yoluyla yapıldığı için cezası da katlanıyor!

Öyle görünüyor ki Cemil Çiçek, ava giderken kendisini vuran bir avcı durumuna düştü!
Yazarın Tüm Yazıları