Dünya barışı için müzik yapan adam

Bu yazının başlığı dünyaca ünlü müzik adamı Kitaro’nun idealiyle atıldı.

Haberin Devamı

4 Mart akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde Kitaro 36 kişiden oluşan orkestrası ile birlikte sahne alacak. Sanatçının İstanbul konseri öncesinde, kendisini daha yakından tanımak için Kitaro ile samimi bir söyleşi gerçekleşirdim.

Bu büyük müzik adamının ideallerini, müzikal yolculuğunu bir de kendisinden öğrenme fırsatı buldum. ‘Mutlak Kulak’ta böylesi önemli bir sanatçıyı konuk ettiğim için çok mutluyum.

Kitaro’nun İstanbul konserinin biletleri hala satışta, sizler de fırsatınız varsa bu konseri kaçırmayın derim. Kitaro ve orkestrasının performansı mutlaka izlemeli, bu eşsiz deneyimi mutlaka yaşamalısınız.

Yeri gelmişken, Pozitif Live’a bu söyleşi imkanını yarattığı için buradan bir kere daha teşekkür etmek isterim.

Karşınızda New Age müziğinin babası Kitaro:

Haberin Devamı

Dünya barışı için müzik yapan adam

Kitaro’nun çocukluğuna, gençliğine gidecek olursak, ne zaman müzisyen olmaya karar vermiştiniz? Bu kararı vermenize sebep olan ilk kıvılcım neydi?

Lise yıllarında birdenbire müziğe daha fazla ilgi duymaya başladım. Belki de bunda abimin Beatles albümlerini dinlemesinin de etkisi vardır. İlk olarak bir grupta keyboard çalmaya başladım ve o andan itibaren de bağlandım bu işe.

Çeşitli kaynaklardan okuduğuma göre aileniz müziği bir meslek olarak seçmenizi istememiş. Yine de siz bu ısrarlara rağmen kendi istediğiniz için yeni bir hayata adım atmışsınız. Şu an hala bir şansınız olsa yine aynı kararları alır, bu yola yine de çıkar mıydınız?

Liseden sonra ailemin zoruyla müzik enstrümanı yapan bir şirkette çalışmaya başladım. Başladım diyorum ama ilk iş günü katılmam gereken oryantasyona gitmedim ve işi de bırakmış oldum. Ailemi de müziğe olan sevgimi, bu yolda bir kariyer yapma arzumu anlatarak ikna ettim. Böylece müzikle dolu kariyere de başlamış oldum.

Haberin Devamı

Müzik hayalim için yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Başka bir hayatım, seçme şansım olsa da onu seçmezdim. Müzik benim hayatım, hayatımın işi demek.

Birçok ülke ziyaret ediyorsunuz, eminim gördüğünüz farklı kültürler de size etki etmiştir. Müzikal anlamda size etki eden bu farklı kültürlerden biraz bize örnek verebilir misiniz?

Evet çok ülke gezdim, birçok farklı kültür gördüm.Dokunduğum, soluduğum, gördüğüm her şeyden etkilendim aslında. Özellikle gittiğim ülkelerdeki farklı yemek ve müzik kültürleri beni etkiledi. Örneğin ‘İpek Yolu’ seyahatim sırasındaki Hindistan gezisinin yeri bende başkadır. 70’lerdeki Hindistan’da edindiğim meditasyon, yoga gibi birçok spiritüel tecrübeler benim için çok önemlidir.Tüm bu tecrübeler sayesinde sınırlarımı, dil ve coğrafyaların ötesinde genişletmeye çalışıyorum.

Haberin Devamı

Dünya barışı için müzik yapan adam

Birçok enstrümanı çalma konusunda profesyonelsiniz. Sizce her enstrümanın farklı bir karakteri var mıdır, buradan yola çıkarak hangi enstrüman Kitaro’yu daha iyi tanımlar?

Bence enstrümanlar farklı duyguları ve doğanın seslerini iletmek için üretilmiş araçlardır. Her enstrümanın parametresi, kullanım kılavuzu olduğunu da düşünmüyorum, neticede hepsi birbirinden farklı. Beni ifade eden bir enstrüman olduğuna emin değilim ancak doğayı, sevgiyi ve barışı yayan bir tür enstrüman olmayı ümit ederim.

Bir makalede okuduğuma göre Japonya’da dağlık bir bölgede doğayla bütünleşmiş bir evde yaşıyormuşsunuz. Doğanın sizin hayatınızdaki yerini ve önemini de biliyorum. Müzik üretiminizde bu evin size etkisi nasıl oluyor? Sizce ‘yuva’ ne demek?

Haberin Devamı

Japonya’da ve Amerika’da iki evim var, ikisi de dediğiniz gibi doğayla iç içe. Ben tüm ilhamımı doğadan alıyorum. Bana göre ‘yuva’ kendimi huzurlu, barış içinde hissettiğim yer demektir.

Mekan olarak en çok nerde müzik üretiyorsunuz?

Genelde evimdeki stüdyoda çalışıyorum, ama doğanın olduğu her an, her yerde ilham gelebiliyor.

Albümleriniz arasında tamamlamak anlamında hangisi sizi daha çok zorladı?

Beni ilk zorlayan proje ‘İpek Yolu’ydu. Japon televizyon yayın şirketi NHK, ‘İpek Yolu’ belgeseli için benden müzik yapmamı istemişti. Proje için bana sadece birkaç video göndermişlerdi. ‘İpek Yolu’ projesi için beste yaparken hayal gücümün de yardımıyla kendimi çoğu zaman geçmiş dönemlerde yaşayan biri olarak hayal ettim. 1980’de yayınlanan ‘İpek Yolu’ belgeseli ve belgeselin müzikleri kariyerimin en erken başyapıtlarındandır.

Haberin Devamı

Dünya barışı için müzik yapan adam

Oliver Stone’nun ‘Heaven & Earth’ çalışması için yaptığım besteler de beni epey zorlamıştı. Çekimlerden önce Oliver Stone ile Vietnam’a gitmiştim. Bu seyahat sayesinde film müziği, prodüksiyon anlamında önemli tecrübelere sahip oldum.Yönetmen filmin her detayına karar verdiği için, yaptığım tüm çalışmaların tek tek çekilen görüntülerle uyuşması oldukça zorlayıcı bir çalışmaydı. Sonunda ortaya çıkan üründen ve kazandığım tecrübeden ötürü mutluyum.

Hala devam eden ‘Ku-Kai’ projesi ise şu anki en önemli işim. 2001 senesindeki 9/11 trajedisinden etkilenerek başladığım bu proje için Japonya’da Shikoko’da 88 tane tapınak gezdim. Bu tapınaklardaki çan seslerinden sample’lar alarak oluşturduğum kompozisyonlar ‘Ku-Kai’ projemin temelini oluşturuyor. Şu ana kadar bu projenin 4 bölümünü yayınlayabildim.

Günümüzde savaşlar, politik kaoslar, bitmeyen ekonomik krizleri düşününce gelecek hakkında düşünceniz nedir? Albümlerinizi düşünecek olursak sizce hangisi gelecek hakkında daha umut dolu bir yön veriyor size?

Aslında 2001 senesinden beri üzerinde çalıştığım‘Ku-Kai’ projesi ‘dünya barışı’ temasını taşıyor. Ben dünyaya müzik aracılığıyla barış mesajını vermeye çalışıyorum, bunu müzik yoluyla başarabilirsem ne mutlu bana.Eminim insanoğlu bir gün dünya barışına ulaşacak. Hepimizin gelecek nesiller için odaklanmamız ve onlara daha iyi bir dünya bırakmaya çabalamamız gerektiğini düşünüyorum.

Bir de ‘Final Call’ albümüm bu soruya uygun bir yanıt olabilir. Albüm doğanın bize son uyarısını anlatıyor. Doğa ananın bize sunduğu güzellikleri korumamız ve gelecek nesillere aktarabilmemiz için bir şeyler yapmamız gerektiğini anlatıyor.

Kitaro’nun müziğini dinlediğimde, farklı bir huzur, sakinlik hissi geliyor. 80’ler çocuğu olarak ‘İpek Yolu’ belgeseli bana kendi çocukluğumu hatırlatıyor. ‘İpek Yolu’ belgeseline dair sizi en çok ne etkilemişti.

Belgeselin müziklerini üretirken sadece NHK’nın bana verdiği videoları baz alarak çalışmıştım. Hangi görüntünün hangi ülkeye ait olduğunu net olarak bilmiyordum. 12 bölüm için şarkılarımı besteledikten sonra NHK bana ‘İpek Yolu’ üzerinde bir yolculuk imkanı verdi, bu deneyim benim için çok değerliydi.

Dünya barışı için müzik yapan adam

Kitaro ‘New Age’ müzik türünün babası sayılıyor. Bu durum, sizde herhangi bir sorumluluk kaynaklı baskı yaratıyor mu?

Dürüst olmak gerekirse ‘New Age’in bir müzik türü olacağını hiç düşünmezdim. 70’lerde bazı genç insanlar yeni hayat stillerine öncü oldular. Vakitlerini meditasyon, yoga ve spritüel çalışmalara adadılar. Bu yeni hayat stilinde de benim müziğime benzeyen müziklere ilgi gösterdiler. O dönem bunların hepsi yeni bir oluşumdu ve tamamına ‘New Age’ demeye başlamışlardı. Bana göre benim müziğim ‘Kitaro’nun Müziği’, ama müzik endüstrisi buna ‘New Age’ demeyi uygun görüyor. Elbette bu türün öncüsü olduğumun düşünülmesi bana gurur veriyor.

Kendi kendinize kaldığınızda ne tarz müzikler dinlemekten hoşlanıyorsunuz?

Eskiden Rock, Blues ve Jazz türü müzikler dinlemekten hoşlanırdım, ama artık onları dinlemiyorum.Ben müzik üreten biriyim, gerçek bir dinleyici değilim. Kendi müziğimin dinlediklerimden etkilenmesini istemediğim için başka müzikleri dinlemiyorum.

Dünya barışı için müzik yapan adam

Günlük yaşantınızda müzikten ayrı olarak, sahip olduğunuz başka bir hobi ve rahatlama yönteminiz var mı?

Bazen meditasyon yapıyorum, ayrıca doğa fotoğrafçılığı hoşuma gidiyor. Hatta her gün birçok fotoğraf çektiğimi söyleyebilirim.

İstanbul’da ilk defa sahne alacaksınız. Türkiye’de ilk kez konser verecek olmak nasıl bir duygu, Türkiye hakkında güncel olarak neler biliyorsunuz?

Sonunda İstanbul’da konser vereceğim için çok heyecanlıyım. Türkiye’de de beni takip eden, müziklerimi dinleyen insanların olduğunu duyunca çok mutlu oldum, onur duydum. Eğer vaktim olursa Türk kültürünü ve müziğini incelemek, öğrenmek çok istiyorum.

KARIŞIK KASET

Aralık ayında İstanbul’a kışın ilk ve tek kar yağışı olmuştu. Heyecanla ben de ‘Snowy Hits’ adıyla bir Karışık Kaset listesi hazırlamıştım. Hatta demiştim ki, kış boyunca bu listeyi güncelleyeceğim. Bunu derken kar daha yağar diye de düşünmüştüm, nerdeyse 2,5 ay geçti, bir daha kar yağmadı. Ben yine de sözümde durup bu listeyi yakaladığım, denk geldiğim uygun şarkılarla güncelledim, güncellemeye de devam edeceğim.

Geçen vakitte nerdeyse bir liste daha oluştuğu için bunu sizlerle paylaşmanın vaktidir dedim.

Spotify’da ‘Snowy Hits’ adıyla da bulacağınız liste şu an 44 şarkıdan oluşuyor. Listenin yeni eklenen şarkıları bugünün Karışık Kaset bölümünü dolduruyor.

Keyifli dinlemeler…

1)Terry Callier – Love Theme From Spartacus (Zero 7 Remix)

2)Emiliana Torrini – Hold Heart

3)Rasmus Faber feat. Frida Sundemo – Indian Summer (Knight One Remix)

4)SOHN – Bloodflows

5)Tom Odell – Another Love

6)The Decemberists – The Engine Driver

7)Broods – Bridges

8)Josef Salvat – Hustler

9)Deptford Goth – Feel Real

10)Matt Natthanson – Bulletproof Weeks

11) Lissie – Nothing Else Matters (Metallica Cover)

12) Bon Iver – I Can’t Make You Love Me / Nick Of Time

13)Milosh – Remember The Good Things

14) Rhye – Open

15)Max Elto – Shadow Of The Sun

16) The Cranberries – No Need To Argue

17) MS MR – Strings

18) Ed Sheeran – I See Fire

19) Jamie Woon – Night Air

20)The Civil Wars – Dust To Dust

Yazarın Tüm Yazıları