Dolmabahçe Sarayı’nın tablolarına kim sahip çıkacak

GEÇENLERDE Şili’den gelen dostlarımla İstanbul’u geziyoruz.

Güzergáha bu yıl katılan mekanlardan bir tanesi de İstanbul Modern Müzesi.

Dolmabahçe Sarayı olmazsa olmazlardan.

Şili’den gelenler İstanbul Modern’den pek mutlu.

Ama Dolmabahçe Sarayı’nın bakımsızlığı küçük çapta bir şok yaratıyor.

Çok uzun yıllar önce ziyaret ettiğim saray beni de hayal kırıklığına uğratıyor.

İhtişamlı olmasına hálá ihtişamlı ama yavaş, sancılı bir ölüme terk edilmiş gibi.

Bir kere inanılmaz bir nem kokusu.

Rehberin peşinde odalardan birine girip çıkarken asla değişmiyor bu.

Belli ki, yıllardan beri konu edildiği halde saraydaki rutubetin önü kesilememiş.

Rutubetten daha vahim olanı tabloların içler acısı hali...

Sarayın koridorlarına asılmış olan tabloların çoğu nemden ya da sudan zarar görmüş.

Özellikle alt kısımları hasar görmüş, boyalarının rengi açılmış.

Bunu fazla dikkatlice incelemeden dahi hemen fark etmek mümkün.

Tabloların alt kısımlarında ‘suya girmiş’ izlenimini veren bir iz var.

Acilen bakımdan geçmeleri gerek.

Hasar görmüş olmaları bir yana sergilenmelerinde de müthiş bir özensizlik var.

Ne kadar dikkatlice baktıysam da tabloların adlarını, hangi ressama ait olduklarını belirten bir plaket göremedim.

Ressamın adını merak ediyorsunuz.

Yok.

Bundan tam iki yıl önce Ağustos 2003’te yine bu sütunlarda Dolmabahçe Sarayı’ndaki sorunları yazmışım.

Sarayın bağlı bulunduğu Milli Saraylar’ın o zamanlar başında olan Polat Akbulut’a bazı sorular yöneltmişim.

Zaten bir arşiv taramasında Dolmabahçe Sarayı’nın hep sorunlu olduğu ortaya çıkıyor.

Yine iki yıl önce çürümeye terk edilmiş 6 Hereke halısı yüzünden kıyametler kopmuş.

TBMM Başkanı Bülent Arınç olaya el atmış.

Tarihi halıları çürüten 7 memur açığa alınmış.

Dolmabahçe Sarayı’nın bu kaderini değiştirmek çok mu zor?

Nardi’ye plaket Packard’a teşekkür

GEÇEN
hafta ortalarında Anadoluhisarı ve Rumelihisarı’nın aydınlatıldığı Boğaz gezisinde aramızda sanat tarihi profesörü Nurhan Atasoy da var.

Profesör Nurhan Atasoy, Zeugma’ya destek vermiş olan Packard Vakfı’nın kurucusu David Packard ile yakın ilişkisi olan birisi.

Packard’ın, Zeugma’dan maddi ve manevi desteğini çekmesine yol açan olayları da yakından izlemiş.

Atasoy ile sohbette, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arkeolojisever Amerikalı işadamına nihayet bir jest yaptığı ortaya çıkıyor.

Jest şu:

Bakanlık, Packard’ın Zeugma mozaiklerinin koruma altına alınması ve restorasyonu için görevlendirdiği İtalyan Roberto Nardi’ye bir plaket verecek.

Aynı gece teknemizde olan Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç da Atasoy’un söylediklerini doğruluyor.

Hatta hafta sonuna doğru Münih üzerinden Padova’ya giderek Nardi’ye plaketini vereceğini söylüyor.

Bu yazı kaleme alındığında Nardi büyük bir olasılıkla plaketine kavuşmuş olmalı.

Koç ayrıca plaket töreninde, David Packard’a da Zeugma’ya katkılarından dolayı bir teşekkür mektubu vermiş olmalı.

David Packard’ı, babasının kurmuş olduğu HP markası nedeniyle tanınıyor.

Roberto Nardi
kim derseniz...

Zeugma’nın çok konuşulduğu 2000 yılında adı basında sıkça geçiyordu.

Dünyanın en ünlü mozaik restoratörleri arasında olan Nardi, ekibiyle birlikte bugün Gaziantep Müzesi’nde sergilenen mozaikleri tamir eden kişi.

Geçenlerde kapılarını açan Gaziantep Müzesi barındırdığı çoğu eserleri ona ve ekibine borçlu ama nedense adını anmaktan pek hoşlanmıyor.

Packard’ın Zeugma kazılarına, çıkan eserlerin korunmasına, restorasyonuna katkısını anmayı sevmediği gibi.

Neyse ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı bu jestle Gaziantep Müzesi’nin ayıbını bir nebze olsun örtüyor.
Yazarın Tüm Yazıları