Diaspora yakınlaşma telaşında

AKP Hükümeti’ni Deniz Feneri gibi ciddi bir davanın izlenmesini engellemek için basına uyguladığı ağır baskılar başta, demokrasinin kriterlerini karşılamaktan çok uzak gördüğüm halde, Kürt açılımı ve Ermenistan ile yakınlaşma konusundaki ısrarı noktalarında destekliyorum.

Haberin Devamı

Bu açılımların ayrıntıları tartışılabilir, nitekim ben de her fırsatta tartışıyorum.

Ama çözüm bekleyen bu konularda adım atılsın da nasıl olursa olsun diye düşündüğümü samimiyetle itiraf etmek istiyorum.

Evet süreç istendiği sonucu vermeyebilir, tıkanabilir ama daha sonra yeniden başlamak istendiğinde son kalan yerden yola devam edilir.

Bazı korkular aşılmış, sivrilikler törpülenmiş olur.    

Bugüne kadar ne yazık ki hükümetler, boğuştuğumuz sorunlardan ülkeyi kurtarmak için riske girmeyi göze alamadılar.

Ne olur o zamanki hükümetlerin baskılara kahramanca göğüs gerdiğini söylemeyin.

Bir ülkede iç savaş riski taşıyan bir sorunun üzerine gitmek mi daha fazla cesaret ister yoksa gitmemek mi?

Ya da soykırım iddiası ile beslenen zengin ve yaygın Ermeni diyasporasının etkisini kıracak adımlar atmakta ısrar etmek mi daha zor, yoksa bütün suçu karşıya atıp, elini taşın altına sokmadan sorunu gelecek nesillerin sırtına yüklemek mi? 

* * *

Haberin Devamı

KARABAĞ sorunu Azerbaycan ile Ermenistan arasında, ikili ilişkiler çerçevesinde çözüm bekleyen bir meseledir ama Azerbaycan toprakları üzerindeki Ermeni işgalinin sürüyor olması uluslararası bir meseledir.

Bu işgalin sona ermesi için Türkiye bugüne kadar olduğu gibi yarın da Azerbaycan’ın arkasında olmalıdır.

Türkiye ile Ermenistan arsındaki sınırların açılması ile sonuçlanacak olan normalleşme süreci bu pozisyona ters düşmez. Hatta, bu yakınlaşma ile halklar arasında kurulacak olan köprüler ve iyi komşuluk ilişkileri Türkiye’yi daha etkili bir arabulucu haline getirir.

Kaldı ki, Karabağ sorunu ile ilgili olarak Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları, “Temel noktalarda anlaşmadan hâlâ çok uzak bulunmalarına rağmen, görüşmelerde ilerleme kaydedildiği” mesajını vermeye başladılar.

Uluslararası kulislerde Aliyev ve Sarkisyan’ın önümüzdeki ayın başında Bağımsız Devletler Topluluğu Zirvesi’nde çözüm yolunu açacak bir formülü açıklamaları ihtimalinden söz edildiği konuşuluyor.

Ermenistan ile imzalanan protokolün gün yüzen çıkması, Ermeni-Azeri sorununun çözüm sürecinden  bağımsız kotarılmadığı biliniyor.

Haberin Devamı

Ön koşulsuz ama barışa yakınlaşmak için nihai formüllerin ilmek ilmek örüldüğü bir süreçteyiz. Bir ilmek kaçarsa bütün süreç sökülür.  

Kafkasya’da istikrarın önünü tıkayan büyük bir kayayı oynatma operasyonu ile karşı karşıyayız.  

* * *

BU gelişmelerden ürken diyaspora örgütlerinin neler dediklerine bir göz atmanızı tavsiye ederim. Türkiye ile yapılan anlaşmanın soykırım iddialarını ortadan kaldırdığını, kurulacak olan tarih komisyonun belgeleri meydana çıkartmak değil ortadan kaldıracağını söylüyorlar. Ermenistan hükümetlerine, soykırımı tanımadıkça Türkiye ile herhangi bir anlaşma yapamayacağı tehditlerini savunuyorlar.

Diasporanın Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesinden duyduğu telaş bile bana doğru yolda olunduğunu göstermeye yetiyor.

Haberin Devamı

Buna bir de aşırı milliyetçi söylemle prim toplamaya çalışan çatışma tacirlerinin Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan’dan yükselen korolarını ekliyorum. “Aman yola devam” diyorum.

Yazarın Tüm Yazıları