Değişim

Sanki bütün demir ayaklı küçük varlıklar anlaşıp, gece ben mışıl ışıl uyurken kafamın üstünde dans etmişlerdi.

Giderken de tüm ağır demir ayaklarını, geldikleri tüm demir tren raylarını üzerimde bırakıp çekip gitmişlerdi. Öylesine ağır ve taşınamaz haldeydim. Bazı sabahlar böylesine metalik bir yorgunlukla uyanıyorum. Başımın üstüne dünya kadar bir başlık geçirmişler, ben her akımı her kakımı alan zavallı, yorgun çanak anten gibi güne karışmaya çalışıyorum. Bazen çok zorlayıcı, çok anlaşılmaz karışık. Yapılacak şey gelenlere süzgeç olmak, kalan tortuları sallayıp dökmek.

***

Size de oluyor mu bilemiyorum. Uzun zamandır günlük akışlı dünyamızda tuhaf şeylerin olduğunu siz de hissediyor musunuz? Ütopyalardan, akıl almaz efsanelerden, aslında gelecekten bilgi akımı yaptıklarına inandığım bilimkurgu filmlerinden, fantastik günlük tesadüflerden ben hep çok hoşlanmışımdır. Gizemi severim. Çözme yollarını, aklımı didiklemeye bayılırım. Böylesine olaylar ve insanlar da beni bulmuştur çoğu zaman. Seviyorum algı ötesi durumları. Ama bahsettiğim tuhaflıklar, cümlesini kurduklarımdan değil. Gerçek! Öylesine gerçek ki okuduğumdan beri beynimin içinde dönüp duran binlerce soru ve benzetme, eşitini bulma durumu yaşıyorum.

Vazgeçilmezlerim arasında TÜBİTAK tarafından hazırlanıp yayınlanan Bilim ve Teknik dergisi bu ayki sayısında solukları kesici bir araştırma ve farkındalığa yer vermiş. Başlık ‘Manyetik Tersinme’. Lütfen okuyun. Okuyun da dünyamıza neler oluyor bir güzel anlayın. Alp Akoğlu’nun hazırladığı sayfalar arasında kendinizi Hollywood’vari bilimkurgu bir filmin çaresiz kahramanları gibi hissedin. Dünyamızda olmaya yüz tutmuş tuhaflık, bir yer değiştirme durumu aslında. Dünyamızın manyetik kutupları, güneyi ve kuzeyi yer değiştiriyor. Pusulalardaki garipliği bir düşünün. Kuzey göstergesi güney olacak. Varsayım değil gerçek. Gezegenimizi saran manyetik alan, bizleri kozmik ışımlardan, güneşin zararlı ışınlarından bir kalkan misali koruyor. Dahası dünya üzerindeki yaşam bu manyetik alana bağlı olarak devam ediyor denebilir.

***

Yazıdaki en belirgin örneklerden biri balıkların ve kuşların yönlerini bu manyetik alan sayesinde buldukları. Tersinme süreci jeofizikçilerin araştırmalarına göre en son 778.000 yıl önce gerçekleşmiş. Bu süreç başladığında değişimin 5000 yıl sürmesi bekleniyor. Ama hemen rahatlamayın birçok bilim insanına göre dünya yeni bir tersinme durumuna başlamış bile. Yani bizler değişimin başladığı dünya üstü varlıkları durumundayız. Ozon tabakasındaki yıpranmaya anlaşılan yalnızca biz insanlar değil sevgili dünyamızdaki bu değişiminde katkısı olmuş gibi gözüküyor. Yani daha zamanımız var gibi gözükse de değişiklik başlamış dostlar. Korkutucu değil bence bir yaşam belirtisi. Dünyamız yaşıyor ve her yaşayan varlık gibi o da bazı anlarda değişiyor. Yenileniyor. Soluk alıyor ve sanırım ona daha iyi davranmamızı istiyor.

***

Evren koca bir bilinmez. Ama hissedilemez değil. Hissetmek bizim elimizde. Tüm eski yeni din içi, din ötesi, kalp yöresi algıları açma anı bence. İnsan olmak yalnızca tüketmek olmamalı. Evren dengesi ying ve yang gibi, almak ve vermek gibi, sevmek ve sevilmek gibi işin sırrı dengede!

Üstünde yaşadığımız, defalarca öldüğümüz ve her defasında yeniden seçip geldiğimiz bu muhteşem gezegen de olanlara kulak vermek gerek. Dünyayı da sevmek ve bunu göstermek gerek. Değişim başlamışken evrene gönülü sunmanın tam anı. Bir olduğumuzu unutmadan soluk alma anı.

Metalden kocaman başlığımı giydim yine. Bir ağırım, bir farklı, gelen tüm akımlar, kakımlar içimde, her değişimi hissediyorum, yer ve gök yüzünde...

Ben insanım

Ben suyum

Ben toprak

Ben bulut

Ben başka bir varlık

Ben dünya

Ben bebek bir evren

Ben Bir’im.

Ben hissederim.

Ben yalnızca gülümserim...

***

Sevginin farkındalığı ile kalın...
Yazarın Tüm Yazıları