Cüneyt Ülsever: Çevik Bir'i siyasete davet ediyorum!

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

Geçen pazar günü evde serin bir köşe bulmuş, miskin miskin oturuyordum. Böyle zamanlarda insanın aklına hiç üstüne vazife olmayan sorular takılır. Benim de aklıma ‘‘Çevik Bir şimdi ne yapacak?’’ diye bir soru takılmıştı. Birden gözüme, çocukların okuduktan sonra katlamaya bile zahmet etmeden koltuğa attıkları Sabah Gazetesi'nin bir iç sayfası ilişti. Sayın Ali Şen köşesinde, Sayın Çevik Bir'in meziyetlerini övüyor ve onu siyasete davet ediyordu! Ben aklıma takılan sorunun cevabını bulmuştum, evet Sayın Bir siyasete atılmalı idi! Hele hele Sayın Necmettin Erbakan siyasete dönüş yapacak ise bu elzemdi.

Benim, Sayın Ali Şen ile uyuşmadığım nokta, Bir'in doğrudan cari bir partinin başına genel başkan olarak atanması, pardon seçilmesidir. Bana göre Sayın Bir, kendi partisini kurmalıdır!

Gerçi Bir'i Ali Şen kadar yakından tanımadığım için meziyetleri konusunda fazla bir kanaatim yok. Ancak zamanında medyadan izlediklerimin ışığı altında Sayın Çevik Bir'i siyasete davet ederken gerekçelerim şunlar:

Her şeyden önce Çevik Bir, bende siyaseti çok sevdiğine dair bir intiba bırakmıştı. Hatırlayın, bir ara, gün geçmiyordu ki, Bir'in basında ‘‘siyaseti bekleyen tehlikeler!’’ konusunda birinci sayfadan bir demeci çıkmasın.

Ayrıca Çevik Bir çok karizmatik bir kişiliğe sahip. Bulunduğu her yerde hemen dikkati çekiyor. Ondan evvel Genelkurmay II. Başkanları'nın adını katiyen bilmezdik. O bu konuda yeni bir çığır açtı. Bugün, dönemindeki Genelkurmay Başkanı'nın adını belki bir kısmımız hatırlamıyor dahi olabiliriz, ama onun adını Demirel'in Fırat'taki sağır çobanının dahi ezberlediğinden eminim.

Üstelik, adı üzerinde oldukça çevik bir insan!

Belagatinin çok üstün olduğundan da eminim. Bir tarihte, İstanbul'a entel-işadamları yetiştiren bir okulun kendi tepesindeki mezunlar derneğinde verdiği konferansın tam 10 dakika ayakta alkışlandığını, bana bizzat eski solcu bir arkadaşım anlatmıştı. Bu okulun mümtaz mezunları burunlarından kıl aldırmazlar. Bir konuşmacıyı hıncahınç dolu salonda 10 dakika ayakta alkışlamaları olacak iş değil!

Ayrıca Sayın Bir, Türkiye'nin uçurumun eşiğinden döndüğü bir dönemin baş mimarlarından. Yine hatırlayın, Aczmendi lideri, Fadime kızımızla naklen yayında cürm-i meşhut olunca, ‘‘çağdaş Türkiye elden gidiyor!’’ diye yüreğimiz ağzımıza gelmişti. Neyse ki, sonradan Sincan'da 10 adet tank 9 adet şeriatçıyı derdest etti de yüreğimize serin sular serpildi.

Ben kendisine kuracağı partiye ayrıca Doğu Aktulga'yı, Ertuğrul Özkasnak'ı (sonradan katılabilir), Yekta Güngör Özden'i, Nusret Demiral'ı, Vural Savaş'ı (o da emekli olunca katılabilir), özel sektörde umduklarını bulamayan Güven Erkaya'yı ve Teoman Koman'ı da almasını tavsiye ediyorum.

68'lilerin, Kemal Yavuz'un, Kemal Alemdaroğlu'nun, hatta Doğu Perinçek'in dışarıdan destek vereceği böyle bir partinin iktidar şansı çok yüksek olur. Kendi iddialarına göre milletin % 80'i arkalarında idi. Böyle bir fırsat hiçbir partiye nasip olmaz. % 20 de böylece haddini öğrenir!

Acizane, partinin adını da Demokrasinin Balans Ayarı Partisi (DBAP) olarak öneriyorum!



Yazarın Tüm Yazıları