Çimen lekeli kadın

BAZI davetiyelere, nasıl giyinilmesi gerektiğine dair not düşülür hani...

Gereklidir bana göre.

Özellikle kadın kısmı için.

Çünkü kadın, giyinirken, nereye gittiğinden ziyade gideceği yerdeki öteki kadınları nasıl gölgede bırakacağı ile ilgilidir.

Ve bunu ne türlü giyinerek başaracağına inandıysa onun gereğini yerine getirir.

Mesela, gündüz gözü bir kır partisinde bakarsınız ayağında iğne topuklar!

Ha, partinin başında topukları gördünüz, gördünüz, ondan sonra biraz zor, o başka! Toprağa bir saplanırlar, çıkarabilene aşkolsun!

Uzaktan parti boyunca aynı yerde dikilip duran birini görürseniz durumu budur. Hani dibine bir tas su döken olsa, ekim işi tamamlanacaktır adeta!

* * *

Yahut herkesin koyu renk giymesi gereken bir gece diyelim.

Gerçi toplum olarak koyu renk konusunda bir sıkıntımız olduğu söylenemez.

Siyahla aramızda "kir götürsün" diye diye bir gönül bağı oluşmuştur adeta!

Fakat buna rağmen işte, herkesin siyahlara bürünmesi gereken bir gecede, bakarsınız biri adeta papatya tarlasından çıkmış gelmiştir.

Nedir... Elbiseyi "çok şeker" bulmuştur!

Bizim gazetenin 60. Yıl ilavesi için fotoğraf çekimlerinde...

Çekim mahalline vardığımda, a bir baktım kadın erkek herkes resmi!

Resmi olmayan birkaç kişiyse hiç olmazsa koyu renk konusunda geri kalmamış ötekilerden.

Gelelim bana...

Şöyle söyleyeyim, sanki beni "yazarların toplu fotoğrafı" için değil de "deterjan reklamı" için çağırmışlar!

Demişler ki, "Pakize Hanım ’elbisesi çimen lekesi olan kadın’ı oynayacaksınız!"

Ben de ekibi zahmete sokmamak için kırlarda yuvarlana yuvarlana gelmişim çekime!

Nasıl yeşilim, olursa bu kadar olur yani!

Görmüşsünüzdür zaten ya...

Ne düşündüm acaba böyle "yeşillenip" de giderken?

Uzun uzun düşünmediğimi biliyorum yalnız...

"Alt beynim" düşündüyse onu bilemem. Belki 10 yıl boyunca bu köşede yer alan yazıları "film şeridi gibi" geçirdi gözünün önünden, "siyah uymaz" dedi!

Belki de bahara kaptırdı kendini...

Her neyse neticede fotoğrafta ayrık otu gibiyim. Sırf mecazi anlamda değil...

* * *

Fakat Hürriyet Ailesi’nin diğer gruplarından birinin içinde yer alsaydım durum farklı olabilirdi bakın. Oralara daha bir denk düşebilirdim. Fotoğrafları gördünüz... Bilmeyen akıl hastanesindeki moral eğlencesinde çekildiğini zannedebilir!

Ama zaten gazetecilik deliliktir biraz da. Yıllar boyu, her gün, yeniden sıfırdan başlamak bir işe, akıl kárı mıdır?

MIŞ-MUŞ

Erdoğan, 1 Mayıs’ta polisin işçilere tekme tokat girişmesi üzerine, "Devlet üzerine düşen görevi yapmıştır" demiş.Varsa devletin görevlerini tam olarak öğrenmeyen, öğrensin!

Enflasyon raydan çıkmış.Zaten raydaki tek vagon da oydu.

14 yaşında bir kıza tecavüz etmekten tutuklu Üzmez’in savcıya verdiği ifadede, "Çapkınım, hovardayım" dediği iddia edilmiş.Eğer doğruysa bir de "eksik beyanda bulunma" suçu var demek; sapıklığı atlamış!
Yazarın Tüm Yazıları