CHP’nin zor kurultayı

Tüzüğe göre, CHP’de 80 kişilik Parti Meclisi üyeliği için 12’sini Genel Başkan Kılıçdaroğlu belirleyecek.
Yani eğer blok liste olacaksa; CHP’li delegeler 68 PM üyeliği için oy verecekler.
- Peki bu 68 kişinin seçimi hangi yöntemle yapılacak?
- Şu anda ibre blok listeden yana... Fakat kabul etmek gerekir ki, delegasyonun ağırlıklı olarak, blok listeye destek vermesinin nedeni bu yöntemin doğruluğundan kaynaklanmıyor. CHP’nin delegasyon yapısı, her zaman güçten, genel başkanlık koltuğunda oturandan yanadır.
Bugün Baykal’a ya da Önder Sav’a yakın olduğu ileri sürülen onlarca isim, haziran seçimleri öncesinde Kılıçdaroğlu ile ters düşmek istemiyor.
Hepsinin milletvekili ya da parti içerisinde etkin bir güce sahip olma beklentisi var. Burada CHP’nin iyiliğinin istendiğini söylemek güç.
Delegenin büyük bir çoğunluğu kendi politik, ikbali doğrultusunda karar vereceği bir olgu...
Şu anda söz, yetki karar gücünü Kılıçdaroğlu ve ekibi elinde tutuyor. Dolayısıyla da Baykal ya da Sav’ın ya da her ikisinin kurultaydan çarşaf liste kararı çıkartması zor.
TARAFSIZIM İZLENİMİ
- Baykal ve Sav, neden çarşaf listeden yana olurlar?
- Baykal tarafsız görüntüsü vermeye çalışıyor. Ancak yakın çalışma arkadaşlarına da delegenin nabzını tutma emrini verdi. Fakat, şu an için kurultayda çarşaf liste kararı çıkartmaya yetecek 625 delege desteğini elde edemeyecekleri görülüyor. O yüzden de Baykal, tarafsızım havası izlenimi vermek zorunda kalıyor.

Sosyal demokrasinin ekonomi politikası

TÜRKİYE’de sosyal demokrat olarak nitelendirilen CHP Avrupa Birliği’nden geçtiğimiz yıllarda büyük ölçüde uzaklaşmış bir açıdan ‘Çanakkale geçilmez, Kıbrıs verilmez, AB’ye girilmez’ politikaları üretmeye başlamıştır. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Kıbrıs’ı da vermemize hiçbir neden yok. Buna karşılık AB’ye girilmesinde veya girilemese bile AB yerine BRIIC ülkelerinde yani Brezilya, Endonezya, Hindistan ve Çin ekseninde gelişen ve TBRIIC’i oluşturacak bir ülke konumuna gelmemiz için AB’nin bölgesel ve sosyal altyapı fonlarına yönelik programlar ve tarımsal garanti fonu bir sosyal demokrat partinin ülke kalkınması için ele alacağı ve kendisine örnek olarak göreceği politikalardır. Bunları gerçekleştirme konusunda iyi bir ekiple somut adımlar atacak olan sosyal demokrat parti Türkiye’de bir ümit olacaktır. Tam istihdama yönelik akılcı uzun vadeli politikaların yanında sosyal devletin bütün olanakları içinde toplayan sosyal adaleti gerçekleştirmek için iyi bir vergi politikası uygulayan ‘İnsanca ve hakça bir düzeni’ tekrar canlandıracak bir parti ekonomisini güçlendirir, insanlarını mutlu kılar, geleceğe ümitle bakar. AB olmasa da BRIIC ülkeleri kapsamında yeni devler statüsüne girebilir. Türkiye’de bu konuda un da var şeker de var, helva yapmak için reçete yazacak ve bunu uygulamaya sokacak uzmanlara ve başarılı aşçı politikacılara ihtiyacı var.       �
Prof. Dr. Faruk ŞEN  �
TAVAK Vakfı Başkanı

Baykal direniyor

SON durum... Baykal dün akşam NTV’de CHP’de ne olması gerektiğinin işaretlerini verdi. Partiye ‘dışardan gelenlerin’ blok listeden yana olduklarına, çarşaf listeye güvenemediklerini belirtti. Örgütün düşündüğü gibi çarşaf listede israrlı olduğunu yineledi. Yani yeni tüzükte Genel Başkanın ‘başkanlık’ sistemindeki gibi yetkilerin geniş olması nedeniyle çarşaf listenin yeni tüzüğün bir gereği olduğunu vurguladı. Partide eksen kayması olduğu ve yeniden dizayn çabaları konularının kamuoyunda konuşulduğunu, ancak bu çabalara gözünün kapalı olmayacağını söylemesi, kurultaydaki konuşmasının çok sert olacağının işaretiydi.

3-5 döneği 68’lilerle anmak aymazlıktır

68’LİLER Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, son günlerde yaşanan öğrenci olayları ve bu nedenle 68 kuşağını da hedef alan eleştirilere (Burhan Kuzu, Devlet Bahçeli) karşı “Bu kişilerin 68 devrimci kuşağını anlamaya ve kavramaya birikimlerinin olmadığının bilindiğini” söyledi.
Gürsel Tekin’in de “68 kuşağı utanıyor mudur?” sözünü de esefle karşıladıklarını ve Kuzu ile aynı safa düştüğünü belirten Targan şöyle diyor:
“68 kuşağı utanılacak değil onur duyulacak bir kuşaktır ve bu kuşak utanılacak hiçbir eylem ve söylemin içinde bulunmamıştır. O günlerde nasıl ki emperyalizme, faşizme ve tüm gerici irtica odaklarına karşı bir bağımsızlık ve demokrasi savaşımı sürdürmüşlerse bu savaşım geleneğini bugün de yaşatma çabası içindedirler. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da, birçok söyleminde 68’li olduğunu vurgulamıştır. Aydınlanma savaşımı ile gerici iktidarın faşizan uygulamalarının çarpıştığı bu tarihsel evrede herkesin ağzından çıkanı kulağının duyması gerektiği kanısındayız. Dolayısıyla üç-beş döneği baz alıp tüm 68’lileri aynı sepete koymak büyük bir aymazlıktır. 68’lilik onurdur. İnsan haklarına saygılı, çağdaş hukuk devleti normlarına bağlı tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye istemenin gerçek adresidir.”

BİLİYOR MUSUNUZ

‘Bakan yakinimdir’

SPORUN her dal ve kademesinde görev alan amatör, profesyonel spor emekçilerini bünyesinde barındıracak olan Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası’nın (Spor Emek-Sen) kuruluş dilekçesinin, Galatasaraylı eski futbolcu Metin Kurt tarafından İstanbul Valiliği’ne verildiğini (0216- 330 10 39; spor.emek.sen@gmail.com)... CHP Büyükşehir üyesi Dr. Hakkı Sağlam ve 7 arkadaşının, İBB, İSKİ ve İETT’ye yapılan atamalarda hangi kriterlerin dikkate alındığını, ‘bakan yakını’ olmak gibi ölçüt olup olup olmadığını ve “Toprak döküm yetkisini bakanlığından İBB’ye devreden Çevre ve Orman Bakanı Prof. Veysel Eroğlu’nun yeğeni olan ve toprak döküm işlerini kontrol ve koordine eden birim olan Çevre Koruma Müdürü’nün (Türker Eroğlu, 34) bu göreve atanması etik midir?” diye sorduğunu... MHP İstanbul Milletvekili Atilla Kaya’nın 10 Muharrem/Aşure Günü’nün resmi tatil ilan edilmesi için bir kanun değişikliği önerisinde bulunduğunu....