Çekici vuracağın yeri bilmek

BİR fabrikada, büyük bir makine aniden durmuş. Tamirciler geliyor, bir türlü çalıştıramıyor.

Haberin Devamı

Sonunda, yaşlı bir tamirci bulmuşlar. Tamirci, makinenin etrafında dolaşarak, dikkatli bir şekilde kontrol etmiş. Sonra, kendini izleyenlere dönerek;

"Bana bir çekiç getirir misiniz?" demiş.

Çekiç gelmiş. Çekici eline alan tamirci, makineye yaklaşmış ve tespit ettiği bir yere çekici "tık" diye vurmuş. O da ne? Makine, başlamış çalışmaya...

Patron, son derece memnun. Sormuş;

- Borcumuz ne kadar?

- 1000 dolar.

- Neee... Çekiçle makineye şöyle bir vurdun, o kadar. Bunun için mi 1000 dolar istiyorsun?

- Evet.

- Peki... O zaman bana ayrıntılı bir fatura düzenle. İstediğin 1000 doların ayrıntılarını görmek istiyorum.

Bunun üzerine yaşlı tamirci, faturayı düzenleyip, patrona uzatmış. Patron, faturayı almış ve dikkatle okumaya başlamış;

Çekiçle, makineye vurmanın bedeli: 1 dolar.

Çekici nereye vuracağını bilmenin bedeli:
999 dolar.

Toplam:
1000 dolar.

BABALARIN ÜZERİNE GİTMEK

Bu fıkrayı, Başbakan’ın geçenlerde yaptığı, bize göre de doğru olan "Vergi kaçakçılarını yakalamak istiyorsanız, küçük esnafın değil, babaların üzerine gidin" açıklaması üzerine yazdık.

Gerçekten de asıl vergi kayıp ve kaçağı orada...

Hemen belirtelim, burada sözü edilen babalar vergi rekortmenleri listesinde olanlar değil. Listenin sonlarında yer alanlar ya da vergi mükellefi bile olmayan babalar...

Bakıyorsunuz, en lüks evler, arsalar, araziler, kendisi, eşi ve çocuklarının altında, hepsi birbirinden lüks son model arabalar, yatlar, katlar, sosyete partileri, yüklü banka hesapları, ona buna hava atmalar...

İş vergiye gelince, bir kuruş vergi yok ya da sembolik bir vergi.

Babaların üzerine gitmek, gerçekten çok önemli. Çağıracaksın babayı, "Babacığım, araştırdık ödediğin bir vergi yok. Peki, bu milyonlarca dolarlık servetin ve yaşantınızın kaynağı ne?" diye soracaksın.

Ancak, bu tür bir soru hukuken mümkün değil. Çünkü, 9 Ocak 2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 4783 sayılı Kanun ile bu tür sorular adeta yasaklandı. Bu soruların sorulmasına olanak sağlayan, yasa maddeleri yürürlükten kaldırıldı.

Başbakan, kaldırdığı yasa maddelerini geri getirirse, bunu yaparken de o karşı çıkıp uyardığımız, Temizel dönemindeki hatalar yapılmazsa, babaların üzerine gerçekten gidilir.

O zaman da yandaki fıkrada olduğu gibi, garibanlar değil babalar vergiciden korkar...

Tavuklar sayesinde inekler de kurtuldu

TAVUK, horoz, hindi, ördek ve kaz gibi kümes hayvanlarının kesiminde, alınacak olan "Hayvan Kesimi Muayene ve Denetleme Harcı" tepki ile karşılandı. Okurlarımız "Hiçbir şey kalmadı da sıra tavuk, hindi ve ördeğin vergisine mi geldi" diye mail ve fakslar yağdırdılar.

Bazı TV programlarında, tavuk ya da horoz kesen insanlara "Vergisini ödedin mi?" gibi sorular yönelten, karşı tarafın da "Bunun vergisi mi var ne zaman çıktı?" diye şaşkınlığa düştüğü, parodiler bile yayımlandı.

İlk kez Hürriyet’te duyurduğumuz, İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı’nda yer alan "Tavuk Kesme Vergisi"ne vatandaşlar büyük tepki gösterince, geri adım atıldı ve tavuk kesme vergisi tasarıdan çıkartıldı.

Kümes hayvanlarının kesimi ve muayenesinden alınması öngörülen bu harçla birlikte, öteden beri alınan küçükbaş ve büyükbaş hayvanların kesimi ve muayenesinden alınan harç da tasarıdan çıkartıldı.

Böyle olunca, tavukların ve horozların sayesinde, inek ve dana gibi büyükbaş hayvanlar da harçtan kurtulmuş oldu.

Ormanda vergi

BAŞBAKAN’ın "İşportacıdan, bakkaldan, makkaldan, dolaşmak suretiyle vergi olmaz. Babalar var babalar... Babaların üzerine gidin, işi hamuduyla götürenler var" açıklaması, bize aşağıdaki fıkrayı hatırlattı.

Vergi memurları ormana baskın yapmışlar. Hayvanlarda bir telaş bir telaş... Ayı "Ben kaçıyorum" demiş.

- Sana ne yahu vergi memurlarından?

- Öyle deme! Bende kürk, hanımda, çocukta kürk, çok ağır vergi gelir!

Leylek de telaşlanmış. Diğer hayvanlar "Sana ne oluyor" demişler. Leylek:

- Ben de yazlık, hanımda, çocukta yazlık, müthiş vergi alırlar.

Maymun son derece rahat: "İsteyen istediği yere kaçabilir" demiş:

- Benim kıçım çıplak, hanımın, çocukların çıplak... Bana ne olacak ki, ben kalıyorum!..

KAZANAN VE KAYBEDEN

Kazanan her zaman çözümün bir parçasıdır,

Kaybeden her zaman problemin bir parçasıdır.

Kazanan her sorunda bir çözüm görür,

Kaybeden her çözümde bir sorun görür.

Kazanan çakılların yanındaki çimenleri görür,

Kaybeden çimenin yanındaki çakılları görür.

Kazanan "zor olabilir ama mümkün" der,

Kaybeden "mümkün ama çok zor" der.

Kazanan konuşmak yerine yapar,

Kaybeden yapmak yerine konuşur.

(Teşekkürler Prof. Dr. Ahmet Samsunlu)

HAYAT

Hayat kısa bir battaniye gibidir. Yukarı çekersin ayak

parmakların isyan eder... Aşağı çekersin, omuzların titrer.

Ama yine de; neşeli insanlar dizlerini karınlarına çekerek, rahat bir uyku uyumayı başarırlar...

Haberin Devamı

Günün sözü

Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır.

Jean Baptiste Colbert

Yazarın Tüm Yazıları