Bunlarla işte bu kadar

BAKALIM olmayacak duaya ‘‘amin’’ demek bir sonuç verecek mi?

Bakın ‘‘Olması gerekli mi değil mi?’’ türünden bir soru yöneltmiyoruz.

Herkes biliyor ki, siyasi yelpazenin sol kanadında bir ittifak sağlanabilse Türkiye bundan çok kazançlı çıkar.

Yaygın kanıya göre Tayyip Erdoğan'ın AKP'si gerçekten gelecek seçimin en büyük partisi olacaksa... Türkiye'de rejim bunalımına yol açmadan bir yasama dönemi geçirmenin tek çaresi parlamentoda güçlü bir sol partinin (veya güçlü sol partiler ittifakının) temsil edilmesidir.

Velakin kamuoyu yoklamalarına göre böyle bir ihtimal neredeyse yok.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dün CNN Türk aracılığıyla tüm kamuoyu önünde yaptığı çağrıya rağmen yok.

Hoş Baykal da ‘‘İttifak için buluşalım, görüşelim’’ demiyor. ‘‘CHP'ye katılmak için gelin görüşelim. Solu böylece güçlendirelim’’ diyor.

Baykal'ın bu sözleri bize merhum Kasım Gülek'in 1957 seçimleri öncesinde Hürriyet Partisi'ne (HP) yaptığı çağrıyı anımsatıyor. (Hürriyet Partisi, Demokrat Parti'den kopan nitelikli ve aydın milletvekilleri tarafından kurulmuştu).

Gülek, CHP ile HP 1957 seçimlerinden önce ‘‘güçbirliği’’ yapsın diyenleri yanıtlamak için:

‘‘Gelsinler. Kucağımızı açtık onları bekliyoruz’’ demişti.

Biz genç gazeteciler, ‘‘Tamam... Bu sözler üzerine Hürriyet Partililer CHP ile güçbirliği yapar’’ derken merhum Turan Güneş neden gitmeyeceklerini açıklamıştı:

‘‘Adamın niyetini sözlerinden anlamıyor musunuz? Neden gidelim?’’

Nitekim Hürriyet Partisi o seçimlere tek başına girdi. Neticede sadece Burdur'dan 4 milletvekili çıkarabildi. Ve kısa bir süre sonra da kendini feshedip CHP'ye katıldı.

Demek istediğimiz çağıranın samimiyeti meselenin bir boyutudur, siyasetin acımasız kurallarının getireceği sonuç bir başka boyutu...

Sorulabilir:

Bugün CHP'nin bu kadar üst perdeden konuşmaya hakkı var mı?

Olmasa bile İsmail Cem'in Baykal ile görüşme önerilerini reddetme, Kemal Derviş'ten söz ederken ‘‘Derviş, hareketimizi belirlemez, etkiler’’ deme ve ‘‘ittifak’’ çağrılarını ‘‘Partilerin yaptığı ittifaklar halkın da, benim de umurumda değil’’ sözleriyle tersine çevirme lüksü var mı?

Gördüğünüz gibi hálá sağırlar diyaloğu söz konusu. Dahası... Solda geniş bir işbirliği ve ittifak arayışı, Kemal Derviş ile İsmail Cem arasındaki işbirliği ve ittifakı da temelden dinamitleme noktasına geldi. Yoksa Cem tutar da ‘‘Derviş, hareketimizi belirlemez, etkiler’’ der miydi?

Görürsünüz... Bu seçimde hepsi boylarının ölçüsünü alınca Derviş kıymete binecek. Ama o tarihte Derviş siyasette olacak mı? İşte mesele bu.

Yazarın Tüm Yazıları