‘Bunlardan bir halt olmaz’

EMEKLİ Albay Atilla Uğur, Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan getiren ekipte yer aldı.

Haberin Devamı

Öcalan’ın 1999’da Türkiye’ye getirilmesinden sonra yapılan sorgulamalarda olan komutandı... Bu bilgiler, emekli albayın Ergenekon davasından tutuklanmasına kadar bilinmiyordu. Emekli Albay Atilla Uğur, şu an Silivri Cezaevi’nde tutuklu.
Uğur, tutukluluğunun 2. yılında bir mektup kaleme aldı. Oda TV, emekli albayın avukatı Serkan Günel aracılığıyla kaleme alınan bu mektubu yayınladı.
‘Kamuoyuna’ başlıklı mektubu özetlersek... “Son dönemde yaşadığımız olaylar beni içinde bulunduğumuz durumu sorgulamaya itti. Bugüne kadar ciddi devlet anlayışı gereği sustum. Zaten doğrusu da buydu. Ancak bu ‘düzmece dava’ (Ergenekon) nedeni ile deşifre edildikten sonra artık susmanın bir anlamı kalmamıştır. Gelinen noktada bunları kamuoyu ile paylaşmak milli bir görev olmuştur” diyor.
Uğur, anlatımına devam ediyor:
“16 Şubat 1999 tarihinde soğuk ve yağışlı bir İmralı gününde korku dolu gözlerle sonunun ne olacağını düşünen Abdullah Öcalan, bugün kurtarıcılığa ve muhataplığa oynuyor.
İlk gün ve sonraki süreçte ‘Vereceğiniz her türlü göreve hazırım’ diyen kişi şimdi Türkiye’ye görev vermeye kalkıyor.
İdamdan kurtulmak için kendi örgütünü çökertmeye çalışan adam, şimdi Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertmeye soyunuyor.
İlk gün kulağına doğru eğilip ‘Bir varmış bir yokmuş’ dediğim teröristbaşının bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkmayan sözlerinden çok küçük bir kısmını aktarmak istiyorum:
- ‘Devletimin vereceği her türlü göreve hazırım.’
- ‘Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmek acılarımı biraz olsun hafifletecektir.’
- ‘En başından beri Suriye, Yunanistan ve İran bize (PKK) her türlü desteği vermiştir.’
- ‘Kürt halkı akılsızdır, menfaatine düşkündür, güce tapar.’
- ‘Barzani de, Talabani de güvenilmez, paradan başka bir şeyden anlamayan rezillerdir.’
İmralı Adası’nda Türk bayraklarının önünde görüntüsünü almak için gözbağını çıkardığımda korkan gözlerle bana bakarak ‘Devletime hizmet etmek istiyorum, beni asacak mısınız?’ diye soran, kendisine ‘Biz eşkıya değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’yiz, sen bağımsız Türk mahkemesi huzurunda hesap vereceksin’ diye cevap verdiğim Abdullah Öcalan’ın gözbağı acaba şimdi ülkeyi yönetenlerin ve açılım simsarlarının gözlerine mi bağlanmıştır?
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın sorgu sırasında bizzat bana defalarca küçümseyerek söz ettiği, ‘Bunlardan bir halt olmaz’ dediği Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan kardeşlerimiz maalesef bunları bilmiyorlar.”
(Ayrıntısı odatv.com’dan okunabilir.)

Haberin Devamı

Dört şart bire indirildi

Haberin Devamı

YAZI imzalı. Doğru olmayabileceğini iddia etmek zor. Durum korkunç.
Herhalde bunun için Başbakan ve Osmanlı hayranı bakanı, İsrail ile ilişkileri koparmamak için yırtınıyorlar. Önce dört şartları vardı;
en sonunda bir tek özüre kadar düştüler.
Yakında onu da bu millete unuttururlar. Başbakan ne diyor: Durmak yok, yola devam. (İsrail ile...)
H. GÜLGEN

Evet Volkan Konak’ı şikâyet edenlerdenim

UZUN yıllar medyada çalışmış bir meslektaşınız, şimdi bir iletişimci ve yazın ses teröründen etkilenen bir vatandaş olarak gazetelerde sözbirliği ile yayınlanan haberler üzerine yazmak istedim. Ben Beylerbeyi’nde oturuyorum. Her yıl ağır bir ses tacizi ile karşılaşıyoruz. 4-5 yıl önce her gece evimde Serdar Ortaç dinlemekten fenalık gelmişti. Hem de sabaha karşı 3’te olduğunu düşünün... En sevdiğim Sezen Aksu’nun bile sesinin evimde uyumaya çalışırken yankılanması nedir bilir misiniz? Bu hafta sonu Volkan Konak’ı şikâyet edenlerden biriydim. Saat 00.40’ta, ertesi günü sabah 07.30’da uyanacak birisinin hakkını kim koruyacak? 10 yıl yurtdışında yaşadım. Saat 22.00’den itibaren ses kısıntısı vardır. Konser ve diskolar ya kapalı salonlara taşınır ya da yeraltında desibel sınırı olmayan mekânlara... İsteyenler orada da dinleyebilir. Dünyanın hiçbir yerinde şehir merkezinde, suyun kıyısında, bir metropolde böyle bir örnek bulamazsınız. Bunun turizmle falan da ilgisi yok. Yani herkesin özgürlüğünün sınırı, başkasının özgürlüğünün başladığı yere kadardır.
Bir de mağdurdan bir ses duyun istedim.
Gülay Tuncer KALYONCU

Haberin Devamı

BİLİYOR MUSUNUZ

BİLİM ve Sanat Vakfı tarafından kurulan Altunizade ve Dragos’taki 60 futbol sahası büyüklüğündeki yerleşkesi ile İstanbul Şehir Üniversitesi’nin bu yıl alacağı İLK öğrencilerin % 82’sinin burslu olacağını, ayrıca kayıt yaptıracak tüm öğrencilerine dizüstü bilgisayar hediye edeceğini açıkladığını  (www.sehir.edu.tr)

THY-pilot sorunu Meclis’te

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, bundan bir süre THY’de çalışan pilotların sorunu ile ilgili yazımızı soru önergesi haline getirerek Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a sunmuş. Ersin’in soruları özetle şöyle: “Hava kuvvetleri kökenli pilotların tasfiye edilerek yerlerine yabancı pilotların alındığı ve bu amaçla ülke dışında ilanlar verildiği doğru mu? Halen THY’de çalışan pilotların kaçı yabancı kökenlidir? Yabancı kökenli pilotlar hangi ülke vatandaşıdırlar? Türk pilotlar yetersiz mi ki yabancı pilotlar THY’de çalıştırılıyor? Bu pilotlar Türkiye’nin koşulları bakımından eğitimden geçiriliyorlar mı? Yabancı pilotların görev yaptığı uçaklarda seyahat eden yolcular Allah’a mı emanet ediliyor?”

Yazarın Tüm Yazıları