Bu bayram da, evvel giden ahbaba selam olsun erenler

Yahya Kemal’in Süleyman Erguner tarafından Uşşak makamında şarkılaştırılan şiiri yine dudaklarımdan döküldü.

Haberin Devamı

“Ömrün şu biten neşvesi tam olsun erenler

Son meclisi câm üstüne câm olsun erenler "

Böyle başlar bu şiir ve sonunda şöyle noktalanır:

“Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde

Evvel giden ahbâba selam olsun erenler”

Sakın “Bayram değil seyran değil. Nereden çıktı bu şiiri anımsanmak” demeyin...

Bugün de bayram, yarın da bayram.

Dünkü bayram günü eski bayram günlerini hatırladım.

Yahya Kemal’in “Evvel giden ahbâba selam olsun erenler” demesi bu şiiri yeniden dudaklarıma getirdi.

 

Bir bayram akşamı

 

Bir bayram akşamıydı… 1970’lerin sonundaydık.

İstinye’deki evimizde konuklarımız vardı.

Haberin Devamı

Turan Güneş, Vasfi Rıza Zobu, Necmi Rıza Ahıskan, Mefharet Yıldırım, Recep Birgit… Sazlar… Bizler…

Turan Güneş, Ali Rıfat Çağatay’ın Nihavent lenk-fahdesini istedi…

Mefharet Yıldırım ve Recep Birgit hala kulaklarımda yankılanan müthiş bir düetle icra ettiler…

“Zülfün görenlerin bahtı siyah olurmuş

Tek zülfün göreydim bahtım siyah olaydı”

Derken Vasfi Rıza bir gazele başladı… Onu Necmi Rıza izledi.

Turan Güneş her söylenene katılıyordu.

Hüzzam’dan Hicazkar’a, oradan Kürdilihicazkar’a, Hacı Arif Bey’e, Şevki Bey’e geçildi.

Herkes yorulmuştu ama Turan Güneş hala söylüyordu.

Vasfi Rıza şöyle bir baktı ona, “Ay böyle de hariciye nazırı olur muymuş” dedi.

Hepimiz doyasıya güldük.

 

Özal’ın hayatının şarkısı

 

Bir başka geceyi hatırlıyorum. Belki yine bir bayram akşamıydı. Anadoluhisarı’ndaki evimizdeydik.

Nurettin Çelik’li fasıllardan biriydi.

Dede Efendi’nin Sultaniyegah takımı ertesinde, Turgut Özal Zekai Dede’nin Acemaşiran bestesini istedi Nurettin Çelik’ten…

"Bin cefa görsem ey sanem senden

Bu ne sözdür ki usanmam senden"

Geçiş taksimini galiba Ahmet Meter yapıyordu kanunla… Turgut Özal kulağıma eğildi, “Benim hayatımın şarkısıdır bu” dedi… Teknik Üniversite’de öğrenciyken ilk kez dinlemiş bu besteyi ve o günden beri hiç unutmamış.

Haberin Devamı

Bu bayram günü bunları hatırladığıma göre, benim için “bayram” hem eski dostlar, hem de Türk müziği anlamına geliyor demek.

 

Teyple tanışma

 

Ankara’daydık. Bir akraba Amerika’dan Webcor marka bir teyp getirmişti. Çok yeni bir buluştu o zamanlar bu.

Toplandık. Sesi hiç olmayan babam bile, teypten sesini duyabilmek için bir şarkı söyledi.

“Meyhane mi bu bezm-i tarabhane-i cem mi”

Bizler de katıldık. Müzikalitesi pek iyi olmayan bu soloyu fasla dönüştürüp, kurtarmaya çalıştık. Birazdan kapı çalındı, bekçi gelmişti. Komşular “çok gürültü oluyor” diye şikayet etmişler.

Daha sonra icramızı teypten dinledik. Kapı zilinin çalması da, bekçinin “çok gürültü yapıyormuşsunuz” demesi de kayda girmişti.

Haberin Devamı

Evet… Bu bayram günü de Yahya Kemal’i andım:

“Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde

Evvel giden ahbâba selam olsun erenler”

Ve biliyorum ki gemiler geçmeyen o ummanda hala o besteler çalınıyor ve evvel giden sevdiklerimiz onları birlikte söylüyorlar.

Gelişmekte olanlar gelişmişleri kurtarıyor…

“Geçen yıl ne oldu” içerikli dökümlerin zamanı, yılbaşı ile birlikte geliyor.

Görebildiğimiz kadarıyla gelecek yıl olacaklar, geçen yıldakilerden daha fazla ilgi çekecektir.

Örneğin Uzakdoğu’nun gelişen ülkeleri, şu anda büyük zararlarını bilançolarına yazmak durumundaki Batı’nın büyük bankalarını, finans kuruluşlarını kurtarmaya çalışıyor. Son olarak 72 yıllık tarihinde ilk kez çeyrek dönem bilançosuna zarar yazan (3.59 milyar dolar) Morgan Stanley’den 5 milyar dolar hisse alan “China Investment Corporation”, bir anlamda bu kuruluşu kurtardı.

Haberin Devamı

Gelişenlerin gelişmişleri neden kurtardığı sorusunun cevabı ise, galiba şöyle:

- Bu bankalar, gelişenlerin de paralarını yatırdıkları kurumlardır. Bunlar yok olursa, Çin’in, Singapur’un, Hindistan’ın zenginleri, paralarını evlerinde mi saklarlar?

 

Yazarın Tüm Yazıları