Boşanmadan önce 360 dakika

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın, evlilikleri kurtarmak ve yılda ortalama 120 bin civarında olan boşanma sayısını düşürmek için uzun zamandır bir çalışması vardı.

Haberin Devamı

Bu çalışmaların sonucunda, mevzuatın değiştirilmesine karar verildi. Bundan sonra, Aile Mahkemeleri çiftleri boşanma kararı vermeden önce en az 4 seansla toplam 360 dakika hizmet alacakları aile danışmanlarına yönlendirme yetkisine sahip olacak. Mahkemeler, çiftlerin boşanmasının doğru olup olmadığına da aile danışmanlarının kişiler hakkında hazırlayacağı rapor doğrultusunda karar verebilecek.

AMAÇ EVLİLİKLERİ KURTARMAK

Aile Bakanlığı’nca hazırlanılan “Boşanma Süreci Danışmanlığı” ismi verilen bu uygulamayla, sağlıksız verilen kararlarla evliliklerin bitirilmesinin önüne geçmeye çalışılacak. Adalet ve Aile Bakanlıkları’nın birlikte hazırlayacakları mevzuat taslağının yürürlüğe girmesi ile çiftlere boşanma öncesi, sonrası ve boşanma davası devam ederken olmak üzere üç ana başlık altında hizmet verilecek.

Haberin Devamı

EN AZ ALTI SAATLİK DESTEK

Yapılan plana göre Aile Mahkemeleri, boşanmak isteyen çiftleri danışmanlık hizmeti almaya yönlendirme yetkisi olacak. Mahkemeler, davanın her aşamasında çiftleri danışmana yönlendirebilecek. Hakimler, çiftlerin boşanmalarına karar verirken danışmanların hazırladıkları raporları dikkate alacak. 81 ildeki Aile Mahkemeleri (olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri) bir Aile Danışmanı bu işle görevli olacak. Eşlere en az 4 seans ve her seans 90 dakika olmak üzere toplam 360 Dakikalık destek verilmesi planlanıyor. Kişiler, kendi istekleriyle de bu destekten yararlanabilecek.

YILDA 120 BİN BOŞANMA

TÜİK verilerine göre Türkiye’de yılda ortalama 120 bin boşanma gerçekleşiyor. Ayrılan çiftlerin yüzde 80'i yeniden evlenmeyi tercih ederken, yüzde 17'si eski eşiyle tekrar evleniyor. Bu oran yaklaşık 20 bin kişiye denk geliyor. Boşanmaların yaklaşık yüzde 40'ı evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşiyor.

UYGULAMA BAŞARILI OLUR MU?

Geçen yıl “aile ombudsmanlığı” uygulamasını pilot olarak başlatan Aile Bakanlığı, bu yolla 450 çiftten 75'ini boşanmaktan vazgeçirmişti. Mevzuat değişikliği ile uygulama daha sistematik bir şekilde Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Bu yeni getirilecek aile danışmanlığı uygulamasının öncelikle çok iyi niyetle düşünülmüş bir konu olduğunu düşünüyorum. Ancak aile danışmanlığına başvurmanın çiftleri boşanmaktan vazgeçirmeyeceğini sadece boşanmayı daha da zorlaştıracağını ve sorunları da daha da ağırlaştıracağı görüşündeyim.

* * *

Haberin Devamı

Aile Bakanlığı’nın kabul etmesi gereken birinci konu şu: Artık Ortaçağ Avrupası’nda yaşamıyoruz. Katolik dine inanan ülkelerin dahi boşanma hakkını kabul ettiği bir çağdayız. İnsanlar nasıl özgürce evlenmeye karar verdiyseler aynı şekilde boşanabilmek de hakları. Boşanan çiftlerin yüzde 17'sinin eski eşleriyle yeniden evlenmeleri, sadece bu özgürlüğün ne denli önemli olduğunu gösterir; bu danışmanlık olsa olsa bu yüzde 17'lik oranın düşmesine neden olur; zira insanların kanun zoruyla evli kalmak için danışmanlık alma mecburiyetinden hoşlanacaklarını hiç sanmıyorum.

* * *

Diğer yandan, Aile Bakanlığı’nın elinde boşanmanın nedenlerine ilişkin hiç bir veri yok. Yaklaşık 120 bin boşanma davasının hangi nedenlerle açıldığını, eşleri boşanma davası açmaya götüren sebepleri bilmiyorlar. 120 bin boşanma davasının yüzde 90'ından fazlasının “anlaşmalı boşanma sanıldığı” bir veri tabanıyla yola çıkılırsa daha çok kadına şiddet, daha çok eşe/çocuğa/akrabaya karşı şiddet ve daha çok bunalımlı insanla karşılaşacağımızı düşünüyorum.
Diğer bir yön de; boşanmanın çok taraflı olması: Yani burada sadece eşler açısından bir danışmanlık düşünülüyor; ancak tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, boşanmada diğer eş kadar, çocukların, ailelerin, çalışma ortamındaki insanların, arkadaşların da büyük rolü var. Eşleri sadece birbirinden ibaret saymak en temel yanlışlardan biri gibi geliyor.
6284 sayılı Şiddet Kanunu çıkarılmadan önce, kanunun son derece eksik-hatalı olduğunu, amacını gerçekleştiremeyeceğini ve şiddeti önlemenin kanunla mümkün olmayacağını yazmıştım. Gazetelerin 3. sayfalarının kimi haklı çıkardığını görüyorsunuz. Umarım bu sefer yanılırım.

Yazarın Tüm Yazıları