Bir ‘Seni istemiyorum’ demeyi bile beceremedi

Merhaba ablacığım, 23 yaşında özel şirkette çalışan bir genç kızım. Böyle duygular sadece 17 yaşında yaşanır sanıyordum. Ama öyle olmuyormuş.

Meslek lisesini bitirdim, üniversitede umutlarımızı başlamadan bitirdiler. Bu yüzden şimdi üç kuruşa çalışıyorum.

Üç yıl önce birini çok sevdim, ama ortadan kayboldu. Uzun zaman hiç haber alamadım. Ailesine sordum, ‘Yerini bilmiyoruz’ dediler. Sevdiğin birinin kaybolması çok acı. Ama o isteseydi bana ulaşırdı, diye kendimi avuttum.

Gecen yıl sokakta karşılaştık. İkimiz de bakakalmışız öylece. Dondum kaldım!

Yanımdaki arkadaşım döğrendi ki, yurtdışında yaşıyormuş, orada kalabilmek için de evlenmiş.

O anı yaşayacağıma ölmüş olmasını tercih ederdim. Çünkü biz evlenecektik. Yaşayabileceğimiz her şeyi yaşamıştık.

Terk edilmeye alışırdım, istenmediğim yerde durmam, içime akıtırım acımı. Koşmazdım peşinden ama o ayrılmayı bile beceremedi. ‘Seni istemiyorum’ bile diyemedi.

Sonuçta kötü aldatıldım abla!

Daha sonra hiçbir şey iyi gitmedi zaten... Hatta bir kere intihara kalkıştım.

Şu an ona bile gücüm yok. Ama boşuna yaşıyorum sanki. Senin öğütlerini herkes dinliyor abla, genç kızlar öyle herkese güvenmesinler.

Sevgi, aşk tabii ki var. Yok diyemem. Ama hemen aldanıp, kanmasınlar. Şimdi kimseleri istemiyorum yakınımda.

Benimle evlenmek isteyenler var ama beni böyle kimse kabul etmez ki zaten.

RUMUZ: VAZGEÇTİM DÜNYADAN



Mektubunu okurken inan çok duygulandım kızım. Öyle içten dökülmüş ki satırlar. Ancak yaşadığın bu hayal kırıklığı seni bu gencecik yaşta hayata küstürmemeli. İnsanoğlunun ne yapacağı belli mi olur?

Belli ki seni sevmiş, ama macera hevesi mi demeli, para hırsı mı demeli, bilemiyorum, onu uzaklara sürüklemiş.

Yaşadığın bu aşkı unut demiyorum, onu kalbine göm. Ama yaşamdan da bu derece kopmamalısın.

İnsanlar ne ihanetlere, ne acılara göğüs geriyorlar da unutuyorlar. Bak bu sana tecrübe olmuş, olgunlaşmışsın da ne güzel öğütler veriyorsun yaşıtlarına.

Bekáretim bozulmazsa hamile kalabilir miyim

Güzin ablacığım, evlilik hazırlığı içinde bir genç kızım. Daha doğrusu, imam nikáhı ile evlendik. Henüz resmi nikáhımız olmadı. Birkaç ay sonra, düğünümüzü yapacağız. Ancak birkaç gün önce beraber olmaya karar verdik. Biraz zorlandım ama, ne kan geldi, ne de bir acı hissettim. Neden bekaretim bozulmadı acaba?

Nişanlım tepki göstermedi. Ama ikimizin de aklına takıldı. Acaba kızlık zarı esnekse bozulmaz mı? Bozulmazsa çocuğum olmaz mı? Ben bu beraberlikten pek de bir şey anlamadım. Yardımınıza ihtiyacım var. Evlendiğimiz zaman da kan gelmezse, bizimkilere ne diyeceğim?

RUMUZ: YENİ EVLİ



Sevgili kızım, kızlık zarı çok derinde ya da esnek olabilir. Hemen yırtılmayabilir. Öyle ki, bazen ilk bebeğin doğumu sırasında, doktor tarafından bozulur. Buna da sıkça rastlanabiliyor. Bunu ne sen, ne de nişanlın sorun yapmalısınız.

Bebeğinin olması konusuna gelince; kızlık zarı hamile kalmaya engel değildir. Hatta, yalnızca sürtünme şeklinde, üstten gerçekleştirilen ilişki sırasında bile hamile kalınabilir. Bu nedenle kızlık zarı hamilelik garantisi değildir. Bunu hem senin, hem de bilmeyenler için yazıyorum. İlişkiden zevk almaman ise henüz birbirinize alışamadığınızdan, nişanlının seni ilişkiye hazırlamayı bilememesinden kaynaklanıyordur. Hele sizin gibi bu konularda pek fazla bilgi sahibi olmayanlarda, çok doğal.

Lütfen evlenmeden önce, birlikte eğitici kitaplar okuyun, birbirinizi evliliğe hazırlayın ki, mutlu olabilin.

Sayenizde sevdiğim bana geri döndü

Öncelikle size başarılar dilerim. Sayenizde hiçbir derdim kalmadı. Sizin sözünüzü dinledim, sevdiğim bana döndü. Mutluluğun benim de hakkım olduğunu düşünüyorum. Sizin aracılığınızla, aşkım G’ya bir şiir yollamak istiyorum:

Öyle bir hayat yaşıyorum ki

cenneti de gördüm cehennemi de

Öyle bir aşk yaşadım ki

Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de

Bazıları seyrederken hayatı en önden

Kendime bir sahne buldum oynadım...

Öyle bir rol vermişler ki

Okudum okudum anlamadım

Kendi kendime konuştum bazen evimde

Hem kızdım hem güldüm halime

Sonra dedim ki söz ver kendine

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin

Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin

Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin

Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin

Öyle hayat yaşadım ki

Son yolculukları erken tanıdım

Öyle çok değerliymiş ki zaman

Hep acele etmem bundanmış anladım

RUMUZ: UMUTSUZ AŞIK


Sevgili oğlum, sevdiğinin geri dönmesini nasıl sağlamışım, bilemiyorum. Ama senin için çok sevindim. Şiirini de yayınlıyorum, ama bu şiir bana hiç yabancı gelmedi. Gerçekten sen mi yazdın?


Dün Güzin Abla köşesinde yayınlanan Vitiligo hastalığıyla ilgili verilen telefon numarasının aslı aşağıdaki gibi olacaktır:

0212 234 87 17
Yazarın Tüm Yazıları