Beyoğlu Walk of Fame

Beyoğlu Güzelleştirme Derneği, Hollywood’da ünlü oyuncuların kaldırıma isimlerinin yazıldığı Walk of Fame’in (Şöhretler Yolu) bir benzerinin Beyoğlu’nda yapılması için harekete geçti.

Bunun için hazırlanan proje Kadir Topbaş’a sunulmuş.

Hatta kaldırıma çakılacak ilk isim olarak Ayhan Işık’ın yıldızı bile hazırlanmış.

Durun aklınıza ilk geleni tahmin edeyim;

"Bir yıla yakın zamandır granit döşeyemediğimiz Beyoğlu’na yıldızları nasıl döşeyeceğiz" diyorsunuz değil mi?..

Haklısınız!

Şimdi gururla Türk işi granit döşeniyor İstiklal’e...

Sanki Çinliler gelip zorla döşemiş gibi, neredeyse kahramanlık türküleri eşliğinde sökülüyor Çin granitleri, yerine de Türk malı granitler konuluyor.

Milliyetçilik ruhuyla parke döşenen dünyanın ilk caddesi İstiklal olmalı!

İşte bir türlü granit kaplanamayan o Beyoğlu’nda, bir de şöhretlerin isimleri yola çakılacak!

Keşke yapılsa, güzel de olur ama söylemedi demeyin, beraberinde büyük bir tartışmayı da getirir bu uygulama.

Caddeye kimin yıldızının konacağı kavgası günlerce bitmez.

Hayatta olmayan sanatçılar da problem çıkmaz, ya yaşayan isimler ne olacak?

Mesela Çağla Şikel oyuncu kabul edilip yıldızı konacak mı?

Valla iki sezondur hiç de fena oynamıyor Cennet Mahallesi’nde.

Hollywood’da Britney Spears’ın konuyorsa, bizde Petek Dinçöz’ün niye konmasın?.. Petek’in de üç dizisi, bir sinema filmi (Keloğlan) var sonuçta.

Çık çıkabilirsen işin içinden...

Tabii bir de o parkelerin doğru düzgün konamaması durumu var.

Yağmurda çamurda düşünün...

Basıyorsunuz Ayhan Işık yıldızının üzerine, pıcccık diye çamur sıçrıyor paçanıza...

Saygıyla analım derken, rahmetliyi de huzursuz edeceğiz.

Boğaz’da şarap banyosu

Kuruçeşme’de bir süre önce görkemli bir butik otel açıldı. Sortie’nin yanındaki Les Ottomans adlı otelin restoranı, mimarisi, Club 29’un yazlığı olan Ottoman 29 adlı gece kulübü, Zeynep Fadıllıoğlu imzası taşıyan iç dekorasyonu ve 2.500 metrekarelik iki katlı SPA’sı kulaktan kulağa efsane şeklinde anlatılıyor.

1880’de inşa edilip 1935’te yanan, o günden bu yana da kum deposu olarak kullanılan Muhsinzade Paşası’nı işadamı Ünal Aysal ve eşi Ahu Aysal, 7 yıl süren inşaat ve 55 milyon dolarlık yatırımla 12 suit odalı bir butik otele çevirdi.

Suitlerden ikisini Aysal ailesi kendisi kullanıyor.

Geriye kalıyor 10 suit.

Belli ki Ünal Aysan para kazanmak değil, İstanbul’a güzellik katmak için yola çıkmış, tebrikler.

Deniz kıyısındaki 4 bin 527 metrekare arazi üzerindeki otelde 150 personel çalışıyor.

Şu sıralar şehirdeki son trend de Les Ottomans’ın SPA’sında şarap banyosu yapmak.

Çeşmesinden şarap akan, ağzına kadar şarap dolu küvetin içinde yatarak cildini güzelleştiren, ruhunu dinlendiren çok sayıda ünlü var.

Uzmanlar şarabın içinde bulunan üzüm ve çekirdeğinin böyle bir etkisi olduğunu söylüyor.

Boğaz’da şarap banyosunu denemedim ama sordum, öğrendim.

Çeşmeden akanın Öküzgözü ya da Kalecik Karası olduğunu sanmayın, banyoda kırmızı şarap özü kullanılıyor.

Şarap banyosu deyince insanın aklına fahiş bir fiyat geliyor değil mi?

Seansı 65 Euro...

Les Ottomans’ın lüksüne göre ucuz bile sayılır...

Resimlik hale gelmiş

Daha geçen hafta Kenan Evren, Bodrum’da konserde izlediği Sibel Can’a ne demişti; "Tam ideal Türk kadını gibisin. Vücudun tam resimlik olmuş".

Kenan Evren bu iltifatıyla Sibel Can’ın zayıfladığını ve güzelleştiğini söylüyordu.

Aradan üç gün geçti ki, Sibel Can tangasıyla Türkbükü’nde Hafta Sonu muhabiri Uğur Soysal’ın objektifine yakalandı.

Fotoğrafları görünce aklıma ilk gelen Evren’in sözleri oldu.

Haklıymış, Sibel Can tam resimlik hale gelmiş.

Bu arada Sibel Can’ın ’nü’ kaygısı da ortadan kalktı.

"Paşama ’nü’ hariç her türlü pozu veririm. En çok da portremi yapsın isterim" demişti Sibel Can.

Şimdi poz vermesine de gerek kalmadı.

Ortada yarı ’nü’ boy fotoğrafları var, Kenan Evren onlara baka baka yapar artık istediği resmi...
Yazarın Tüm Yazıları