Ben bir sakız ağacıyım Çiftlikköy sırtlarında

Haberin Devamı

“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. “

***

Evet büyük şairimiz Nazım Hikmet böyle diyor, ‘Ben bir Çeviz Ağacıyım’ şiirinde. Ben de diyorum ki,
Ben bir sakız ağacıyım Çiftlikköy sırtlarında.
Ne sen bunun farkındasın, ne yazlıkçılar farkında.
Kıvır kıvır her mevsim yeşil yaprakları.
Kim küstürdü söyleyin, böyle güzel ağaçları.

***

TÜRKİYE havası, suyu, iklimi, topraklarıyla Allah’ın özene bezene yarattığı bir ülke. Maalesef biz bunun hala farkında değiliz. Tutturmuşuz bir sanayi toplumu diye yanlış kulvarda koşup duruyoruz. Sanayi olmasın mı? Elbet olsun. Böyle bereketli topraklarımız olduğuna göre son zamanların moda terimiyle, “İyi Tarım” da olsun. O eski yıllardaki gibi yerli tohumlarımızla ekolojik üretim de olsun. Bir kez daha yazıyorum. Dünyanın en statejik ürünü gıdadır. İnsanlar aç kalsın bakalım ne oluyor. Toplumun düzeni, dinamikleri nasıl değişiyor. O nedenle şu cennet vatanımızda önce ele güne muhtaç olmayacak ürünlerimizi üretelim, büyük ve küçük baş hayvanlarımızı yetiştirelim, sanayi nasıl olsa onun peşinden gelir.

***

Haberin Devamı

Televizyonlarda renkli görüntüler olduğu için uzun uzun verilen bir haber izlediniz. Bir çiftçimiz lale soğanı ithal etmiş ve tarlasında yetiştirmiş. Şimdi onları satıp para kazanmak için dokuz takla atacak. Anavatanı benim ülkem olan lale soğanına çanta dolusu döviz ödemek zorunda bırakan politikalardan ben ne bekleyebilirim ki.

***

Hafta içi Çeşme’deydik. Sakız Donkişot’u olan Metin Gemici’nin konuğu olduk. Çeşme Çiftlikköylü Gemici, ömrünü sakız ağacı fidanı yetiştirmeye adamış. “Sakız ağaçlarının anavatanı Çeşme Çiftlikköy” diyen Gemici, bu günlerde dertli ve başka türlerin üzerine sakız aşılanmasına karşı çıkıyor. Sakız ağaçlarının kurak iklimlerde yetişebildiğini ve köklerinin 20-30 metreye indiğini toprağı sarıp sarmaladını erozyondan da koruduğunu belirten Gemici, “Zeytin’i ölmez ağacı diyorlar, ama esas ölmez ağacı Sakız’dır. Sakız ağaçları yansa da köklerinden yine filiz verir ve yaşamını devam ettirir. Başka türlerin üzerine sakız aşılanması doğru değil. Çünkü sakız elde etmek için ağaç dallarına çizik atılıyor. Bu hep böyle devam ediyor. Yıllar içinde ağacın gövdesinde, dallarında çizik atılacak yer kalmıyor. O zaman ağaç gövdeden kesiliyor ve verdiği filizlerle yeni sakız ağacı büyüyor, ürün veriyor. Aşıyla elde edilen sakız ağaçlarının gövdesi başka bir ağaç olduğu için verdiği filiz sakız olmuyor” diyor.

Haberin Devamı


Sakızla turizmden daha çok kazanırız


Çeşme, Alaçatı ve  Çiftlikköy’de dağ bayır demeden araştırma yapan Metin Gemici, “En sonunda en iyi sakız veren arı ırkını buldum. Şimdi onların anaçlarından çelikleme yöntemiyle ve de ırkını bozmadan fidanlar üretiyorum” dedi. En iyi sakız ağaçlarının Çeşme Çiftlikköy’de olduğunu ve 5’inci yıldan itibaren iyi kalite ürün alınmaya başlandığını söyleyen Gemici, şöyle anlattı;
“Maalesef bölgede çok az ağaç kalmış. Sakız çok değerli bir ürün ve kilosu 14-15 bin liradan satılıyor. Sakız ağacının her şeyinden yararlanılıyor. Gıda, tıp ve dişçilikte, çila ve yapıştırıcı yapımında kullanılıyor. Yapraklarından krem, yağından kozmetik sanayiinde faydalanılıyor. Ağız kokusunu gideren sakız, dondurmada, içkide, muhallebide gıda sanayinin birçok ürününde kullanılıyor. 2 bin liraya satılan kahvenin içine 3-5 gram sakız konduğu zaman kilosu 7 bin liraya çıkıyor.  Yunanistan’ın 2 milyon sakız ağacının gelirinin Türkiye’nin turizm gelirine eşit olduğu bildiriliyor. Onlar kazanırken biz niye kazanmayalım. Tabii bunun için Çeşme’de bir seferberlik başatılması lazım. Tüm boş alanlara dikilmesi gerekiyor.
Çeşme’de otellerin, motellerin, yazlıkların önlerine milyonlar ödenerek Habeş’in hurma ağacı dikiliyor. Anavatanı olan Sakız’a hor bakılıyor. Ben buradan belediye başkanlarımıza, etkili ve yetkili kişilere sesleniyorum. Gelin Çeşme’de Karaburun’da, Yarımada’da boş alanlara sakız dikelim ve sadece 5 yıl sonradan başlamak üzere memleketimize kaynak yaratalım.”

Haberin Devamı

Bonzai için Japonya’ya gitmeyin

Ağaçlara gönül vermiş ve ömrünü Sakız’a adamış Metin Gemici, bu ağaçı sevdirmek ve tanıtmak için bonzai (saksı ağaç) yapıyor. Minyatür sakız ağaçlarını kilise, yel değirmeni, kale gibi yaptığı saksılarda sevgisinin için sabrı da katarak büyük bir aşkla yetiştiren Gemici, otel ve motelcilere de çağrı yaptı. Gemici, “Gelin anavatanı Çeşme olan bu ağaçın tanıtımı için resepsiyonlarımıza, restoranlarımıza sakız bonzaileri koyalım. Çeşme’nin Çiftlikköy’ün, İzmir’in Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyuralım” dedi.


ÇEVRECİLERE ÇAĞRI
Çevre konusunda her türlü ihbarı, duyarsız çalışmaları ve resimleri bize iletebilirsiniz. Tabii güzellikleri de.
İbrahim Irmak
Tel: 0533 414 24 57
cevreciiirmak@hotmail.com

Yazarın Tüm Yazıları