Batı’da pişti, Doğu’ya geldi

Estetik cerrahi giderek gündelik hayatın bir parçası haline geliyor. Çevremden duyuyorum, kendi kendine botoks yapanlar mı dersiniz, öğle arasında gidip orasını burasını düzelttirenler mi istersiniz?

Hem artık neşter de giderek tarihe karışıyor, en zor operasyonlarda bile yerini lazere, iğneye falan bırakıyor.
“Neştersiz burun ameliyatı nasıl oluyor?” demeyin. Oluyor işte. Hem de temiz bir 60 dakika içinde. En çok yükselişte olan operasyon da bu zaten. Normalde kırışıklıklar için kullanılan dolgu maddeleriyle burundaki kemerleri düzeltiyor, çökükleri düzleştiriyor veya burnu kaldırıyorlar. Bir saatlik seans sonunda elde edilen yeni burun kişiyi 18 ay kadar götürüyor.
Veya yine dolgu yoluyla 10 dakikada gözlerinizi gençleştiriyorlar, bir yıl boyunca genç bir insanın gözleriyle dolaşıyorsunuz.
Hadi bunları anladık. Peki ya neştersiz, yine sadece dolgu malzemesiyle yüz gerdirmeye ne dersiniz? 2010’un olayı bu... 45 dakikada gerilen yüzünüz iki yıl idare ediyor.

GÖĞÜS AMELİYATLARINA İLGİ AZALDI

Estetikte trend bu tarafa kayarken göğüs ameliyatları gözden düşüyor.
Bir kere zaten ekonomik kriz nedeniyle bir önceki yıla göre estetik ameliyatlara rağbet azaldı. Ve yapılan ölçümlere göre yukarıda bahsettiğim neştersiz operasyonlara ilgi arttı. Çünkü bunlar hem daha ucuz hem de daha doğal bir görünüm vaat ediyor.
Artık kocaman silikonlu göğüslerle, ne kadar uğraşırsanız uğraşın doğal bir görünüm yakalamanın pek mümkün olmadığı kitleler tarafından anlaşıldı.
Yapay güzelliğin cenneti Hollywood bile meseleye aydı.
Örneğin, etrafta dolaşan söylentilere göre Walt Disney estetikli aktrislere yasak getirdi. Martin Scorsese gibi yönetmenler de botokslu ya da kolajenle doldurulmuş dudaklı oyuncularla çalışmayı reddediyor.
Bir sonraki “Karayip Korsanları” filminde rol alacak kadın oyuncuların “ince bir vücuda ve doğal göğüslere” sahip olması kriteri getirildi. Hatta yapımcıların aksiyon sahnelerinde göğüslerin doğal hareket edeceğini garanti etmek için kostüm tasarımcılarıyla birlikte bir test yapacağı yazılıp çiziliyor.
Batı’da doğal güzellik yükselişteyken Doğu’da tersine bir trend söz konusu. Bizim cemiyet dergilerini karıştırdığınızda şiş dudaklı veya yastık suratlı olmayan bir ünlü arayın ki bulasınız. Herkesi aynılaştıran estetik müdahaleler nedeniyle bütün kadınlar aynı anneden çıkmış şişme bebekler gibi dolaşıyor etrafta.
Sadece bizde değil, mesela Irak’ta da estetik yükselişte. Daha önce savaşta deforme olmuş kişileri iyileştirmek için çalışan estetik cerrahlar şimdilerde “güzelleşmek” isteyen kadınların imdadına yetişiyor. Washington Post’un haberine göre kaçırılacaklarından veya zarar göreceklerinden korktukları için ülkeyi terk etmiş birçok doktor Bağdat’a geri dönüyor. Fakat orada henüz malzeme bolluğu olmadığı için hastalar malzemeleri kendileri temin etmek durumunda. Diyelim, göğüslerini büyütmek istiyorlar, hastalar silikonları kendileri ithal etmek zorunda.
Vaziyet budur sevgili okur. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da Batı’nın gerisinden geliyoruz.
Temennim doğal güzellik trendinin bizim topraklara da beklenenden çabuk ulaşması.

Türkler ve Burberry

Siyaset dünyamızın Burberry merakından haberdardık. Bu merakın insanlarımıza da nüfuz ettiğinin farkındaydık. Fakat iş epey zıvanadan çıkmış.
Geçen hafta, Londra’dan ıstanbul’a dönmek üzere Heathrow’dayız. Uçağa binmek üzere kapıya gittiğimizde karşımızda bir oda dolusu Türk. Ve neredeyse bir oda dolusu Burberry torba. Millet yememiş içmemiş, Londra’daki Burberry’den alışveriş etmiş. Kimsenin alışverişinde, malında gözümüz yok ama manzara öyle böyle değil.
Karaman’ın koyunu, Amasya’nın elması ve şimdi de Londra’nın Burberry’si...
Paris’e giden Türkler nasıl peynir almadan dönmüyorlarsa, şimdi de bu eğilim baş göstermiş.
Londra’ya giderken Türklerin hemen hepsinin elinde monogramlı Louis Vuitton çantalar ve bavullar vardı, dönerken de Burberry torbalar...
Mehter marşıyla gelip ızmir marşıyla gitmek bu galiba.

Astroloji meraklılarına

Fala inanır mısınız, falsız kalmaz mısınız, bilmem.
Kalsanız da kalmasanız da size şiddetle bir internet sitesi önereceğim.
MichaelLutin.com...
Michael Lutin 25 yıldır Vanity Fair dergisinin astroloji sayfasını hazırlıyor. Sitesini bir arkadaşım vasıtasıyla yeni keşfettim ve “Oha!” dedim. Sırf ben değil, etrafımdaki herkes.
Bir şans verin ve okuyun, n’olur. ınanamayacaksınız.
Yazarın Tüm Yazıları