Banka jest için kart yolladı ödenmeyen 10 YTL’lik ücret müşterinin notunu düşürdü

CAHİT Düzel’i 1981’den beri tanırım... O dönemde Hürriyet Gazetesi bünyesinde bulunan Dünya Gazetesi, 1 Mart 1981’de onun kaptanlığında ekonomi gazetesine dönüştü, ben de 6-7 ay kadar ekibin içinde yer aldım.

Cahit Düzel’le yolumuz daha sonra 1984’te Hürriyet’in ekonomi servisini yönettiği dönemde de kesişti. O Milliyet’e geçinceye kadar yanında muhabirlik yaptım.

Düzel, Milliyet’teki ekonomi servisi müdürlüğü sonrasında gazeteciliği bıraktı, dönemin Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam’a danışman oldu. Sonra Çukurova Grubu’na bağlı Anadolu Kredi Kartları adlı şirketin Genel Müdürlük görevini yürüttü.

Düzel’in en uzun soluklu görev yaptığı şirketlerden biri Philip MorrisSa’ydı. Bir süre önce Philip MorrisSa’nın murahhas üyesiyken emekliye ayrıldı. Yapı kimyasalları konusunda bir şirket kurup, kendi işinin başına geçti...

Düzel, geçenlerde bir akreditif işlemi için çalıştığı bankaya gitti:

- Cahit Bey, sizin kredi notunuzda düşme var.

- Nasıl olur? Nereden kaynaklanıyor bu not düşüşü...

Bankadaki görevli ilk anda yanıt veremedi. Düzel’in ısrarı üzerine araştırdı, gerekçe ortaya çıktı:

- Bir kredi kartı borcu yüzünden takibata uğramışsınız...

Düzel, bu duruma çok şaşırdı. Çünkü, Türkiye’de henüz kredi kartları yaygınlaşmamışken bu alandaki bir şirketi yönettiği için konuyu çok iyi biliyordu. Kredi kartı harcamalarını taksitlendirmiyordu. Bankaya yüklendi:

- Bakın bakalım bu borcum ne kadarmış? Hangi bankanın kredi kartıymış?

Bankadaki görevli Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Merkez Bankası’dan bilgi aldı:

- Bir bankadan kredi kartı almışsınız. Ancak, o kartı hiç kullanmamışsınız. Takibata uğramanız, 10 YTL’lik kart ücretini ödememekten kaynaklanmış. Bu da kredi notunuzun düşmesine yol açmış.

- Benim böyle bir kredi kartından haberim yok. Anlaşılan o banka bana jest yapmak için göndermiş. Ancak kart bana ulaşmadı, ücretinden haberim olmadı. Peki kimmiş o banka?

- Size bankanın adını veremeyiz. Yetkimiz yok.

Cahit Düzel’in, bir bankanın kendisine jest için kredi kartı göndermesine, kart ücreti istemesine itirazı yoktu. O, eline hiç geçmeyen kart yüzünden notunun düşmesine içerlemişti.

Kısa süre önce Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) konuğu olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Tüketici Yasası’nda kredi kartı ücretini de düzenleyeceğiz. Banka, kartı ilk verdiği yıl ücret alacak. Yıllık ücret kalkacak" mesajı verince, konuya bankalar açısından bakıp, itiraz etmiştim...

Düzel’in başından geçen olay, itirazımın yersizliğini ortaya koydu. Bankalar "sorumsuz" davranıp, müşteriye çullandıkça, kredi kartında özlenen sağlıklı sistem oturur mu?

Dünya çapında çatı örgütler Visa ve MasterCard, Türkiye’deki BKM, Kredi Kayıt Bürosu bankalara, "Vatandaşı kredi kartından soğutacak hareketlerden kaçının, yoksa cezayı yersiniz" diyemez mi?

Haksızlığa uğrayan müşterilerden özür dileme sistemi kurulamaz mı?

Müşteriye sorunlu kart bilgisini vermek gerek

CAHİT Düzel’in, "10 YTL’lik kart ücretini ödemediği için" kredi notunun düşmesi olayını cuma günü buluştuğum Akbank Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Hayri Çulhacı, Strateji ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Tansan ve Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü ile paylaştım.

Hayri Çulhacı, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Kredi Kayıt Bürosu’nun müşteri başvurusunu da değerlendirmesi gerektiği üzerinde durdu: "Anlattığınız örnekte müşterinin haksız yere mağduriyeti söz konusu. O zaman müşteri, kendisini mağdur eden bankanın adını öğrenebilmeli. Bunun yolu açılmalı."

Çulhacı haklı... Bazı bilgiler "kart mağduru" müşteriler için "şeffaflaşmalı"...

Rusların ayrı ülke sandığı Antalya’yla birlikte içimiz yandı

GEÇEN mayıs ayında Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’la birlikte Moskova (Rusya) ve Kazan’daki (Tataristan) Efes bira fabrikalarına gitmiştik.

Efes Rusya Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, başta Stary Melnik (İhtiyar Değirmenci) olmak üzere, değişik markalarıyla yayıldıkları pazarla ilgili bilgi verirken, ilginç bir ayrıntı aktardı:

"Ruslar, Türkiye’de en çok Antalya’yı biliyor. Yaptırdığımız anketlere, ’Antalya bir ülke’ yanıtı veren Ruslar’a rastlıyoruz."

Ruslar’dan çıkan bu yanıtlar, Antalya’nın Türkiye turizminin başkenti olduğunun çok önemli göstergesiydi... Ancak, turizmdeki ağırlığıyla dünyada göğsümüzü kabartan Antalya’ya "nazar" değdi.

4 bin hektarlık orman alanı kül oldu, 4 köy boşaltıldı, bazı köylerdeki evler yandı... 3 bin yıllık Aspendos, kıl payı kurtuldu... Yanan orman ve köy evleriyle birlikte hepimizin içi yandı...

Başta Ruslar olmak üzere, turistlerin beynine de "Alev alev Antalya" kazındı...

Şimdi bir yandan yangından zarar gören köylülerin yaralarını saralım, diğer taraftan Antalya’da daha fazla alanı yeşillendirmek için kampanya başlatalım...
Yazarın Tüm Yazıları