Artık çocukların civcivi olmayacak

İlk Vizontele'deki civciv sahnesini hatırlar mısınız?

Köy meydanına gelen kamyonetten civciv satışı yapılır, en sona da kimsenin almak istemediği siyah bir civciv kalır.

Öyle bir siyah civcivim vardı işte çocukken...

Peşimden koşarken hızla kapattığım kapıya sıkışıp ölmüş, vicdan azabı çocukluğum boyunca peşimi bırakmamıştı...

Öyle içime oturmuş ki, o siyah civcivi bugün bile çok net hatırlıyorum.

Sonrasında kedilerin kaptığı, cılızlıktan ölen civcivlerim de oldu ama hiçbiri o siyah civcivin yerini tutmadı...

Aileyi pazardan civciv almaya ikna etmek çocukluğumuzun en büyük piyangolarından biriydi.

İki üç tanesini delikli mukavalar içinde besler, biraz daha büyüdüklerinde karton kutulardan kümes yapardık...

Sapsarı renkleri ve tiz sesleriyle benim çocukluğumun en güzel 'oyuncaklarıydı' civcivler...

Sonraki yıllarda belki de bu yüzden en sevdiğim çizgi film karakterlerinden biri oldu Tweety...

Bir kaç yıl öncesine kadar çocukları kandırmak için pembe ve maviye boyanmış civcivler de gördüm sokakta satılan...

Şimdiyse benim beslediğim mukavva kutular içinde yol kenarlarına atılıyorlar.

Suda yanıp, ateşte boğuluyorlar...

Arkadaşlarım haklı olarak çocuklarına, "Kuş ya da civciv görürseniz sakın sevmeyin" diye başlayan dersler veriyor...

Ben bile en yakın çocukluk arkadaşlarımı tanımazdan geliyorum...

Cesur Civciv (Chicken Little) filmi tam da böyle berbat bir zamanda sinemalarda gösteriliyor işte...

Bu Walt Disney animasyonunda bir uzaylının gökten düşüşüne şahit olan sevimli civciv bu sırrını en yakın arkadaşıyla bile paylaşamıyor.

Hangi anne-baba çocuğunu bir civcive aşık olacağı bu filme götürür şimdi?

Salonda çocukları eğlendiren civciv, dışarıda onların katili olarak geziniyor...

Hayat ne kadar çok üzerimize geliyor...

Çocuklarımız bir civciv bile sevemeden büyüyor...

Bu gidişle her geçen gün daha steril bir hayat süreceğiz galiba...

Hem otopark öde, hem de otopark vergisi

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın önerisi gerçekleşirse, Boğaz Köprüsü'ndeki gişeler Gebze ve Silivri'ye taşınacak, köprülerden ücretsiz geçilecek ama İstanbullu her sene 'kent kullanım vergisi' ödeyecek.

Bu vergiyi yol yapımı, onarımı ve otopark için vereceğiz.

İyi de bundan sonra otoparkı bedava kullanacağımız anlamına gelmiyor ki bu...

Ödediğimiz otopark paralarını ödemeye devam edeceğiz, bir de üzerine vergi binecek.

Cihangir'de ayda 180 YTL ödüyorum otopark için çünkü sokakta yer bulmak imkansız.

Semtin bir diğer otoparkının fiyatı 220 YTL...

Şehrin pek çok yerinde aynı otopark sorunu var.

Belediyenin çözemediğini, fahiş fiyatlarla özel işletmeler çözüyor.

Bu durum hiç birimiz için değişmeyecek.

Ödediğimiz otopark paralarının üzerine bir de otopark vergisi ödeyeceğiz.

İçki içerken pipet kullanmayın

Bir süredir gece hayatında ufak bir ayrıntı dikkatimi çekiyor.

Bardakların içindeki kamış diye de bahsettiğimiz pipetler büyüdü, çapı genişledi, adeta küçük birer boruya dönüştü...

Bardaktaki içeceği adeta hortumluyoruz artık!

Eskiden ucu kıvrılan, daha nazik şeylerdi bu pipetler, son moda ise hem kaba hem sevimsiz olanlar.

İşin gerçeğini bir işletmeci arkadaşımdan öğrendim.

Mekanların bu pipetleri tercih etmesindeki en büyük neden, içki tüketimini artırmasıymış.

Müşteriler bu büyük pipetlerle, bardaklarındaki içkiyi fark etmeden daha hızlı şekilde bitiyorlarmış.

Gerçekten, söyleyince fark ettim ki bu büyük pipetlerle daha büyük yudumlar alıyorum bardaktan.

Eğer daha az içmek istiyorsanız küçük pipet isteyin ya da içki içerken pipet kullanmayın.

Cazcıların yeni adresi

Kaliteli müziği, seçkin bir eğlence anlayışıyla buluşturan Q Jazz, ’Jazz severleri’ bu yıl Parkorman’da ağırlıyor. İşletmeci Mehmet Ali Açılmış’ın 14 Şubat Sevgililer Günün’nde hizmete açacağı Q Jazz Parkorman, bu yıl da eğlence hayatına damgasını vuracak. Amerika’nın ünlü Jazz sanatçılarının dönüşümlü olarak sahne alacağı Q Jazz’da konukları, Latin müziğin otantik melodilerinden Broadway’in şehirli ve seçkin müziğine kadar her beğeniye uygun benzersiz ve keyifli anlar bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları