Nedim Şener

PKK/DEM’e kapatma davası yolda... Yargıtay Başsavcılığı inceleme başlattı

26 Nisan 2024
Önce haberi vereyim; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK’nın siyasi kolu DEM’in yönetici, üye ve bağlı belediyelerin Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı fiilleri ile ilgili savcılıklar tarafından yürütülen soruşturmalar hakkında bilgi istedi.

Yargıtay Başsavcılığı açılan soruşturma dosyalarını inceledikten sonra “delillerin toplanması” aşamasını tamamlayarak PKK’nın siyasi kolu DEM hakkında kapatma istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak.

PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP, hakkında 2021 yılında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açıldıktan sonra, 2023 yılındaki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimine YSP adıyla girdi. YSP seçim sonrası adını HEDEP olarak değiştirdi. “HEDEP” isminin kapatılan HADEP’e benzemesinden dolayı değiştirilmesi istendi.

TBMM’DE TERÖR PROPAGANDASI

PKK’nın siyasi kolu, son olarak ismini DEM olarak değiştirerek 31 Mart 2024 yerel seçimlerine bu isimle girdi. Tüm isim değişikliklerine rağmen PKK’nın siyasi kolu olarak TBMM’de terör örgütü faaliyetlerine devam eden DEM milletvekilleri, TBMM’nin açılışında İstiklal Marşı’na eşlik etmeyerek ilk icraatlarına başladı.

24 Aralık 2023 günü PKK/DEM Parti tarafından “Gençlik Meclisi 1. Olağan Kongresi” adı altında Diyarbakır’da organize edilen toplantıda PKK elebaşı Öcalan lehine sloganlar atılmış, gözaltına alınan 50’ye yakın parti üyesi hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı tarafından “suç ve suçluyu övme”, “terör örgütü propagandası yapma” suçlarından soruşturma açılmıştı.

İstanbul’da terör soruşturması kapsamında 27 Şubat 2024 günü DEM Partili Milletvekili Çiçek Otlu’nun evine bir operasyon düzenlenmiş, yapılan baskında terör örgütü üyesi Sıtkı Güngör yakalanırken ayrıca evinde cezaevinde bulunan örgüt üyelerinin mektupları da ele geçirilmişti.

BELEDİYELERDE TERÖR PROPAGANDASI

PKK/DEM milletvekili olan PKK elebaşının yeğeni

Yazının Devamını Oku

Tarihi anlaşma, tarihi değiştirecek proje

24 Nisan 2024
TÜRKİYE, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Ulaştırma Bakanları tarafından imzalanan “Kalkınma Yolu Projesi Mutabakat Zaptı”, Türkiye’nin emperyalist ülkelerin küresel oyunlarını bozan “Bölgesel bir güç” olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Kalkınma Yolu Projesi’nin önemine geçmeden önce Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun paylaştığı ve bugünlerde medyada sık sık karşımıza çıkan dünya haritasına dikkatinizi çekmek istiyorum.

Doğudan batıya mal akışını sağlayan ticaret yollarının gösterildiği bu harita hem tarihi hem bugünü hem de geleceği yansıtıyor.

Tarihte olduğu gibi bugün de doğuda üretilen malların batı ülkelerine taşınmasını gösteren harita, bugün bölgemizde yaşanan savaşların, katliamların sebebini de anlatıyor. Tüm bu katliam ve savaşlar batının doğu üzerine kurduğu hegemonyasını kaybetmemek, doğuda üretilen malların ve enerji kaynaklarının batıya taşınması için. Yani her şey, enerji zengini doğunun kaynaklarının ve üretiminin batının refahı için taşınmasından ibaret. Tarihte işgal ve sömürge düzeni ile yaptıklarını bugün kendi belirledikleri kurallar ve fiyatlarla belirlenmiş ticaret ile gerçekleştiriyorlar. Tarihte olduğu gibi batı tüm üstünlüğünü Afrika dahil doğuyu sömürerek devam ettiriyor.

Geçmişi, bugünü ve geleceği bir araya getiren bu haritaya baktığımda Türkiye, Irak, BAE ve Katar arasında imzalanan “Kalkınma Yolu Projesi” için sadece tarihi değil tarihi değiştirecek anlaşma diyebiliyorum. Hayata geçirilebilirse tarihi değiştirecek bir proje olacak.

DOĞUDAN BATIYA DÖRT YOL

Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinde üretilen ürünlerin, Ortadoğu’da çıkartılan petrol ve doğalgazın batı pazarlarına ve taşınması için dört hat var.

Büyük bölümü deniz yoluyla yapılan taşımada en çok kullanılan hat Kızıldeniz’i ve Süveyş Kanalı’nı geçerek Akdeniz’den Batı ülkelerine ulaşan

Yazının Devamını Oku

Atatürk’ün adını kullanmak bu kez sizi kurtaramayacak

22 Nisan 2024
PKK terör örgütünün siyasi kolu PKK/DEM yönetimindeki belediye başkanları seçimlerden iki hafta sonra ‘asli’ fonksiyonları olan bölücülük faaliyetlerine başladılar.

- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclis salonunda, başkanlık makamında ve internet sitesindeki Türk bayrağını kaldırdılar.

- Diyarbakır Bağlar Belediyesi’ne bağlı Bağcılar’daki bağ evinde terör örgütü PKK marşı eşliğinde temizlik faaliyetlerine giriştiler.

- 31 Mart seçimleriyle PKK/DEM Diyarbakır Bağlar Belediye Başkanı seçilen Siraç Çelik, PKK terör örgütünün yayın organına çıkarak Türkiye’de baskı ve zulüm altında oldukları yalanını söyledi.

- Diyarbakır Sur Belediyesi mazbata töreni sonrası, makam odasına girildiği sırada grup içinde bulunan bir kişi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duvarda asılı fotoğraflarını eliyle göstererek, Kürtçe hakaret etti.

- Bağlar Belediyesi PKK’lı kadın teröristler için heykel açılışı yaptı.

- Mardin Belediyesi’nde İstiklal Marşı okunması önerisini reddettiler.

- Tunceli Belediyesi’nin sosyal medya hesabının adı Dersim Belediyesi olarak değiştirildi.

Yakında PKK’lıların belediye koridorlarında dolaştığını, paraların teröristlere harcandığını, belediye başkanlarının terörist cenazelerine gittiklerini, dağdaki teröristlere gençleri yolladıklarını, teröristlerin isimlerini sokak ve meydanlara verdiklerini, PKK propagandası yaptıklarını, Anayasa’ya aykırı biçimde bölücü taleplerle ortaya çıktıklarını görürsek şaşırmayalım.

Yazının Devamını Oku

Marketlerde gıdada fahiş fiyata yasal önlem şart

19 Nisan 2024
DÜNYA Bankası’nın küresel gıda fiyatlarını analiz ettiği 2023 tarihli raporuna göre; 2020’dan itibaren Türkiye’de gıda fiyatları her ay artarken, gıda enflasyonunun en yüksek olduğu dördüncü ülke oldu.

Rapora göre, Eylül 2020 ile Eylül 2023 arasındaki son 3 yılda Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 338 artarken dünyada sadece yüzde 24 artış gösterdi.

Genel enflasyon oranın üzerinde artış gösteren gıda fiyatları artışını 2024’te de devam ediyor. Son seçimlere de damgasını vuran enflasyon tartışmasında marketler ve pazardaki gıda fiyatları başı çekiyor.

Tartışmanın başlığı ise “Fahiş fiyat” olarak tanımlanıyor. Gıda fiyatlarında anormal artış hayatın her alanına yansıyor. Pazara çıkan ve markete giden, cafe ve restoranlara gidenler her gün fiyatların arttığından şikâyet ediyor. Yaşanan ekonomik dalgalanmalara makro ekonomik önlemlerle çare aranırken asıl mesele üreticiden tüketiciye uzanan zincirdeki sorunlar oluşturuyor. Sokakta, pazarda, marketlerde karşılaştığımız vatandaşlar fiyatlara değinmemiz konusunda bizleri de uyarıyor. Vatandaşların boykotları önem taşısa da asıl görev elinde yasa imkânı olan ve denetim yükümlülüğü bulunan hükümete düşüyor.

TZOB HER AY UYARIYOR

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, her ay başında pazar ve marketlerdeki fiyatları karşılaştırmalı olarak yayınlayarak sorunun kaynağına işaret ediyor. Her ay bu rakamları takip eden birisi olarak iki kesimin mağdur olduğunu görüyorum; Birincisi üretici diğeri tüketiciler. Kazanan taraf ise yalnızca ve yalnızca aracılar; marketler ve hal esnafı.

Şemsi Bayraktar

Türkiye’de yaş sebze meyve pazarlaması, 5957 sayılı kısaca Hal Kanunu ile düzenleniyor. Kanunla marketlerin yani perakendecilerin tüketicilere daha uygun fiyatla ürün satabilmelerine imkan tanımak adına doğrudan üreticiden ürün alma hakkı verildi. Pazarcı esnafı ise yaş meyve sebzeyi Hal esnafından alıyor. Pazarcı esnafı aracıdan yani Hal’den aldığı ürünü satarken, çoğu market satacağı ürünü hiçbir aracı olmadan doğrudan üreticiden alarak satıyor. Bu durumda beklenen marketlerde fiyatların daha düşük olmasıdır. Buna rağmen halen çoğu üründe marketlerdeki fiyatlarının pazarlardan yüksek olduğu görülüyor.

Yazının Devamını Oku

Yargı PKK/HDP’yi kapatacağına yine bana ceza verdi

17 Nisan 2024
17 Haziran 2022 günü Haber Global televizyonunda katıldığım programda, PKK’nın siyasi kolu HDP milletvekillerinin TBMM’de vatanın ve milletin bölünmezliği üzerine namus ve şeref sözü vermelerine rağmen bölücü terör örgütü PKK propagandası yapmalarını eleştirmiş; “Anayasa’ya bağlılık konusunda namus ve şeref sözü verip tutmayanlara şeref yoksunu denir” diyerek şunları söylemiştim:

“Türkiye Cumhuriyeti HDP’yi finanse ediyor diyorsun. Öyle öyle, Hazine’den para veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi yani vergilerimizden ödenen para HDP’ye veriliyor ve HDP bunu PKK’ya aktarıyor. Biz bunu biliyoruz, biz buna itiraz ediyoruz. Ben vermiyorum, ben vermeyin diyorum zaten. Devlet veriyor diyorum maalesef, o yardımın verilmesi tıpkı HDP'nin varlığı gibi hukukidir ama gayri meşrudur, gayri ahlakidir. O kuruşun hepsinin hesabının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu hırsızlardan, bu halkın parasını çalıp vatan millet bütünlüğü üzerine Anayasa, Meclis’te yemin eden ve şereften yoksun o milletvekillerine o paralar haram olsun.”

BEŞTAŞ’IN ŞİKÂYETİ

PKK terör örgütüne yardım yataklık ve propaganda yaptığı gerekçesiyle hakkında Yargıtay Başsavcılığı tarafından 2021 yılında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açılan HDP’nin 32 milletvekili benim hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını sosyal medya hesaplarından duyurmuştu. Nitekim, PKK’nın siyasi kolu HDP milletvekili olan ve kapatma davası kapsamında hakkında siyasi yasak kararı verilmesi talep edilen Meral Danış Beştaş, 23 Haziran 2022 günü Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

13 Temmuz 2007 tarihinde ise terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP milletvekili olan, hakkında siyasi yasak talep edilen kişilerden Filiz Kerestecioğlu yine Haber Global TV’deki aynı tarihli “Artı Eksi” isimli programdaki sözlerim için bu kez 15 bin TL’lik tazminat davası açtı. Bir yandan ceza diğer yandan tazminat davası ile boğuşmaya başladım.

TAKİPSİZLİĞE MAHKEME ONAYI

Beştaş

Yazının Devamını Oku

FETÖ’yü bitirmezseniz FETÖ sizi bitirir

8 Nisan 2024
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2 yıl sonra, “Bu gidişle 15 Temmuz bir dernek adı olarak kalır, 252 şehit bir rakam olarak hatırlanır” demiştim.

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadeledeki zafiyetleri görüp yaşanmasını istemediğim akıbeti ifade etmiştim. Oysa Fetullahçı Terör Örgütü’nün kanlı ihanet gecesinden sonra şehitlerimizi isimleri ve kahramanlıkları ile anıyorduk. Resmi binalara, meydanlara isimlerini veriyorduk. Hikâyelerini izliyor, ağlıyorduk. Hafızalarımızdan isimlerinin silinmesiyle Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelenin gerilemesi beraber yaşandı. Kahramanlarımızın isimleri tek tek hafızalardan silindi. Onun yerine “mağdur” diye darbe gecesi ihanet için sokağa çıkan FETÖ’cülerin isimleri gündeme gelmeye başladı.

‘ŞEYTANIN KARA KUTUSU’

2018 yılında Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nın (KOM), Fetullahçı Terör Örgütü’nün Emniyet Mahrem Yapılanması raporunu okuyunca sadece kumpas kurmuş, darbeye kalkışmış ve tümüyle ortaya çıkarılmış bir örgütle değil, halen varlığını korumaya çalışan bir devasa tehlikesinin varlığına dikkat çekmeye çalışmıştım.

Çünkü Pensilvanya’daki Fetullahçı Terör Örgütü elebaşına gönderilen raporlar, oradan Türkiye’deki örgüt üyelerine verilen talimatları, ihanet şebekesinin 15 Temmuz darbe girişiminde amacına ulaşamasa dahi devleti ele geçirme amacından vazgeçmediğini gösteriyordu. O yüzden örgüt dokümanlarını ilk okuduğumda “Şeytanın kara kutusu” demiştim. Fetullahçı Terör Örgütü dokümanlarını ‘ŞEYTANIN KARAR KUTUSU’ başlığıyla, 2018 yılında bir kitap haline getirdim. Ne kadar okunur bilemem diye özünü arka kapağa şu cümlelerle aktarmıştım: “Emniyet Mahrem Yapılanması Raporu” ilk defa bu kitapla gün yüzüne çıkıyor. Raporu okuduğunuzda ve örgütün yeni “Renklendirme” stratejisini öğrendiğinizde tehdidin hâlâ devam ettiğini ve ne kadar dehşet verici olduğunu göreceksiniz. Şeytani örgüt FETÖ, tekrar ele geçirmek istediği devlete karşı savaşmak için “Renklendirme” stratejisine geçti. İlim Yayma Cemiyeti, Milli Görüş, MHP, BBP, CHP, AKP ve SP yanında Nakşi, Kadiri, Halveti, Nur cemaatleri; Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu gibi tarikatlara sızıyor, toplumsal örgütlenmelerin içinde medyayı, gazetecileri, siyasetçileri parmağında oynatıyor.

FETÖ’nün tüm bu planları, örgütün “Emniyet Mahrem Yapılanması” arşivinden çıktı; yani şeytanın kara kutusu açıldı. Bu onun son çırpınışı...”

KADROLAR TASFİYE EDİLDİ

Gerçekten ‘son çırpınışı’ olduğunu düşünüyordum. Nitekim darbeye sadece 5 bin 600 örgüt mensubu subay, astsubay katılırken darbe sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 25 bin dolayında örgüt üyesi ihraç edildi. Darbe girişimine katılanların 5 katı örgüt üyesinin ortaya çıkarılması devlet içindeki kripto örgüt üyeleriyle mücadelenin önemli bir simgesiydi. Tehlike bilindiğine göre yok edilmesi de mümkündü. Buna karşın önce 15 Temmuz sonrası risk alarak Fetulahçı Terör Örgütü ile mücadele eden hâkimlerin, savcıların, polislerin, TSK personelinin yerleri değiştirildi. Sonra bazıları mücadelenin dışında, bazıları devletin dışına atıldı. Örgütle mücadelede ‘canlı arşiv’ neredeyse yok edildi.  Fetullahçı Terör Örgütü ile hukuk içinde mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti en büyük darbeyi de yargıdan yedi. 4 binden fazla örgüt üyesinin temizlendiği yargıda, kimi hesaplamalara göre 1.000’e yakın örgüt üyesi vardı.

Yazının Devamını Oku

Bakanlık 7 ay önce uyarmış Göz göre göre kriz ve kaos

5 Nisan 2024
“PKK’nın gücünü kimse sınamaya kalkmasın. PKK’nın öyle bir gücü var ki; PKK sizi tükürüğünde boğar, tükürüğüyle...” diyerek Türk devletine ve milletine hakaret eden 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan terör örgütü sözcüsü Abdullah Zeydan’a mazbata verilmemesi sonrası büyük bir tartışma ortaya çıktı.

Tartışma, terör örgütü PKK’nın da PKK/DEM taraftarlarına “sokağa çıkın” talimatı sonrası sokak çatışmalarına dönüştü. Bir hukuk skandalı olan gelişme, CHP ile Kandil uzlaşması yapan PKK/DEM’in terör örgütü PKK ile birlikte nasıl büyük bir tehlike olduğunu bir kez daha hatırlattı.

HUKUK SKANDALI

Zeydan’a mazbata verilmemesi sürecini “hukuk skandalı” dememin elbet nedeni var. Şöyle anlatayım; Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Ocak 2022 tarihli kararı ile Abdullah Zeydan’ı, “Terör örgütü propagandası yapma ve örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan cezalandırdı. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi 20 Aralık 2022 tarihinde 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “propaganda suçu” yönünden verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasını onadı. Diğer suç yönünden verilen cezayı ise bozarak kararı halen yargılaması süren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yolladı.

Zeydan’ın avukatları 21 Mart 2023 tarihli dilekçe ile kesinleşen ve infaz edilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla ilgili olarak yasaklanmış haklarının geri verilmesini talep etti.

SAVCI İTİRAZ ETMİŞ

Diyarbakır 5.Ağır Ceza Mahkemesi 4 Nisan 2023 günü ek kararı ile savcılığın mütalaasının tersine biçimde karar vererek Zeydan’ın yasaklanmış haklarının geri verilmesine hükmetti.

Bu karar üzerine

Yazının Devamını Oku

Seçmen tamam da soykırımcı İsrail, PKK’lılar, FETÖ’cüler, Türk düşmanı Geert sonuca neden seviniyor?

3 Nisan 2024
Kazananın da kaybedenin de sonuçlarına şaşırdığı bir seçimi geride bıraktık.

Seçimde umduğunu bulamayan partilerin ve seçmenlerinin üzüntülerini, kazananların sevincini anlamak mümkün.

Ancak vatan haini Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin, bölücü terör örgütü PKK’nın destekçilerinin, Gazze’de soykırıma girişen İsrail’in, Türkiye ve Türk düşmanı Hollandalı ırkçı siyasetçi Geert Wilders’in ortaya çıkan seçim sonuçlarına sevinmesi ilginç değil mi?

Bunların arasında Gazze’de soykırım yapan İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın 31 Mart seçimleri sonrası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı tebrik mesajı önemliydi.

KUTLAYAN TEK DIŞİŞLERİ BAKANI

İsrail Dışişleri Bakanı herhalde Türkiye’deki yerel seçim sonuçları için kutlama mesajı yayımlayan tek dışişleri bakanı olmuştur. Katz’ın İbranice ve Türkçe olarak attığı X sosyal medya mesajı okuduğunuzda amacının kutlamadan çok Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mesaj olduğunu anlıyorsunuz;

Yazının Devamını Oku