GeriEtkinlikler “Eşimin iyi bir anne olacağına eminim”
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

“Eşimin iyi bir anne olacağına eminim”

“Eşimin iyi bir anne olacağına eminim”

Bünyamin Sürmeli ile özel hayatını ve yeni belgeselini konuştuk.

Kimimiz onu “havayı koklayan adam” olarak tanıyor hâlâ, kimimiz içinse o çoktan aileden biri oldu. CNNTürk’ün tam anlamıyla işinde gücünde olan başarılı hava durumu sunucusu Bünyamin Sürmeli, artık çektiği belgesellerle de (ki o belgesel demekten yana değil) adından söz ettiriyor. Sürmeli ile hem yakın zamanda ekranlara gelecek Arizona macerasını hem de 4 yıldır süren mutlu evliliğini konuştuk.

Arizona’da çektiğiniz belgeselde neler izleyeceğiz?

Henüz montaj aşamasında ve net bir tarih olmamakla birlikte yaz bitmeden yayınlanacak. 4 bölümden oluşacak çekimlerde; iklim değişimi merkezli olmak üzere Arizona’daki çöl yaşantısı, kanyonlar, çölün iklim değişiminden nasıl etkilendiği, suyu olmayan ve suyu olan bölgeler arasındaki koordinasyon ve su yönetiminin nasıl yapıldığına dair görüntü ve bilgiler var. 6 ile 10 milyon yıl önceki tarihi bilinen en eski yerlerden biri olduğu için bizim belgeselimize uygun güzel bir yer olacağını düşündük. Bundan 8 ay kadar önce Alaska’yı çekmiştik.

Bu arada ben belgeselden ziyade “Bünyamin Sürmeli’nin gözünden bir serüven” demeyi tercihe diyorum. Çünkü belgesel ağırlığı yok ama gezi programı da değil. Bir buz dağının tepesine çıkıp insanlara gösteriyoruz ama gidip görmelerini tavsiye etmek imkansız gibi bir şey.

Bir sonraki durak Kenya

Çekimler ne kadar sürdü?

Oradaki çekimler 8 gün sürdü. Öncesinde de 14 günlük bir hazırlık süreci var. Zevkli ve bir o kadar da yorucu bir iş oldu. Diğer yandan bölgenin güneyi daha Amerikan iken kuzeyinde Kızıl devlet yönetimi hakim olduğundan zorluklar da yaşadık. Çünkü bu kısımda izin alma işleri daha ağır ilerliyor. Zaten yaşamları da bizim alıştığımız modernlikte değil. Arabaları var ama karavanda yaşıyorlar, yolları yok. Anayoldan çıkınca patika yolların içine düşüyorsunuz. ABD’nin turistik açıdan cazibe merkezi olarak tutmaya çalışmasının ürünü bu görüntüler aslında. Bu tür fırsatları hiç kaçırmıyorlar.

Bu belgeseller bir seriye dönüşecek galiba.

Devamı gelecek. Arizona yayınlandıktan hemen sonra diğerinin hazırlıkları başlayacak. Ekim gibi Kenya ve Tanzanya’ya gitmeyi düşünüyoruz. Her yönüyle çok zengin bir coğrafya.

“Eşimin iyi bir anne olacağına eminim”

Ev hayatınız nasıl etkilendi bu ekstra yoğunluktan? Eşiniz isyan etmedi mi?

Evden uzak olmak zor elbette ama eşim normal karşılıyor bu tempoyu. Mesleği de avukatlık olduğu için insan psikolojinden iyi anlıyor, çok destek oluyor bana. Zaten bu tür programları çok sever. Yaptığımın işin iyi görünmesi için önerilerde bulunuyor. Hatta benim göremediklerimi görüyor çoğu kez.

Arizona’ya geldi mi eşiniz?

Hayır ama Amerika’da uzun süre kaldığım dönemde gelip kalmıştı benimle. Şu sıra işinin yanında yüksek lisans da yaptığı için o da yoğun bir temponun içinde.

“Twitter’dan gelen soruları ciddiye alıyorum”

Twitter’daki soru yağmuru durumu ile nasıl başa çıkıyorsunuz? Aklına esen soruyor gibi bir görüntü var.

Vakit bulduğum müddetçe yanıtlıyorum. Bazen aynı sorular gelince toplu yanıt veriyorum. İletişim halinde olmak keyif veriyor bana. İşim gereği insanlara faydalı olmaya çalışıyorum ve bu yüzden ciddiye alıyorum sorulanları. Bir de sık sık beni çok sevdiklerini dile getiriyorlar.

“Annemin benden daha çok sevdiği adam” diyenler bile var.

Benim çocukluğumdan beri öyleydi zaten. Arkadaşlarımın anneleri beni çok severlerdi. Galiba benim hayranlarım daha çok 50-60 yaş üstü ya da daha küçük olanlar dile getirmiyor sevgisini (gülüyor).

İnsanlarla rahat iletişim kuran biriyimdir ama her yaşın sizden alacakları farklıdır bence. Bunun yanında belli bir kesim sadece hava durumu bilgisini aktarmamla ilgilenirken, başka bir kesim görsel sempatimle ilgileniyor. Üçüncü kesim ise sadece Bünyamin’i seviyor. Sanırım ileri yaştakiler bu Bünyamin’i tercihe diyorlar.

İzleyiciler sosyal medyadan yaptığını eşiniz de yapar mı evde? Mesela sabah giyinmeden önce sorar mı hava durumunu?

Soruyor ama daha ziyade arkadaşlarına bilgi aktarmak için. Kimi zaman evden geç saatlerde canlı telefon bağlantısı yapıyorum. O şekilde de haberdar oluyor.

“İdeal ilişkiyi bulunca evlenmek istedim”

Kaç yıldır evlisiniz?

1 yıllık bir beraberliğin ardından 2008’de evlendik.

Evlenmeye çabuk karar vermişsiniz.

Aile yaşantısından çok uzak bir insan değilim. Daha önce de “Ben hiç evlenmem” düşüncem yoktu. O nedenle ideal ilişkiyi bulunca evlenmek istedim.

Kendi aileniz kalabalık mıydı?

Biz 4 kardeşiz. Antepliyiz ve o bölgede olduğu gibi çocuk sayısı biraz fazla bizde de. Gerçi nesil yenilendikçe çocuk sayısı azalmış. Babamlar 8, annemler 7 kardeş.

Antep’de mi doğdunuz?

İstanbul’da doğdum. Babam 16 yaşlarındayken buraya gelmiş. Annem de 20’li yaşlardayken gelmiş. Burada tanıştırılıp evlenmişler. Tüm kardeşlerim burada doğdu.

Çocuk sahibi olmayı istiyor musunuz?

Bizde çocuklar ve kuzenler arasında yaş farkı da büyük. Örneğin; babaannem torun sahibi olduktan sonra çocuk doğurmuş. Böyle olunca da çocuk sesi hiç eksik olmaz ailemizden. Şu an 4 tane yeğenim var ve aramız gerçekten çok iyi. Çocuklarla genel anlamda aram iyidir, hem çok severler hem de çekinirler benden. Ebeveynlerinin yaptıramadıklarını ben yaptırırım, öyle bir ilişkimiz var. Bir anlamda babalığa hazırlık sürecindeyim.

“Aile oyunların olmadığı bir yer”

Peki, eşiniz çocuk fikrine nasıl bakıyor?

Bu sıralar ne onun hayatı ne de benimki çocuk sahibi olmaya pek müsait değil. Ama o da çok sever çocukları. Özellikle de fotoğraflarını çekmeye bayılır. İnsanları iyi tanıyan biri olduğu için çok iyi bir anne olacağına eminim.

Sizin “aile” tanımınız nedir?

Hayatta hepimiz bazı rolleri oynuyoruz. Hava durumu sunucusu, arkadaş, evlat ve diğer rolleri oynuyorum. Bana göre aile, bu oyunların olmadığı bir yer. İnsanların şarj olduğu, kaybettiği ya da yıprattığı her şeyi onarabildiği ve en önemlisi anlayıp anlaşılabildiği bir yer. Diğer bir yandan henüz bunu yaşamamış olsam da çocuk ile birlikte farklı bir anlam kazandığını düşünüyorum.

Çok yoğunsunuz ve bir yandan da Bayram tatili yaklaşıyor. Bu tatili aile ziyaretleriyle mi tatil beldesiyle mi değerlendirirsiniz?

Aile ziyareti için değerlendireceğiz. Bayramda tatile gitmeyi sevmesem de bazen mecbur kalabiliyoruz. Modern zamanın temposu kendimize zaman ayıramam durumunu yarattığı gibi aile ve akrabalarla görüşebilme imkanını da kısıtlıyor. Dolayısıyla onlarla görüşmeyi tercih ediyorum. Zaten iş seyahatleri gibi fırsatları, kendimize nefes alma alanlarına dönüştürüyoruz eşimle.

Bunun dışında tatilde hiçbir şey yapmamayı da hayattan kopmak olarak görüyorum. Yani yaşamınızın rutininden çıkmak hiçbir şey yapmamak olmamalı.

Eşinizle boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Arkadaşlarımızla vakit geçirmeyi severiz. Birbirimizin arkadaş çevresini kendimizinkine ekledik, sayı bayağı arttı. Sinemanın özel bir yeri vardır, vizyondaki filmleri hiç kaçırmayız ve birlikte izleriz. Onun dışında evle uğraşmayı seviyoruz. Eşimin görsel zekası benden daha iyi olduğu için genelde o karar veriyor ne yapılacağına, ben de yapıyorum (Gülüyor). 

Röportaj: Hanife Yaşar

False