3 sütuna 20 santim mutluluk

29 Ocak 2012 günü, İzmir’in “Yeni Asır” gazetesinde bir ölüm ilanı yayımlandı.

Haberin Devamı

Ölüm ilanlarının hüzünlü bir sosyolojisi vardır.
Ölen kişinin ve geride bıraktıklarının hafif bir silûetini çizer bize.

* * *

Kimi çok klasiktir.
Gazetelerin, birbirinin tıpkıbasımı, klişe ilanlardır.
Sadece, ölenin öldüğünü haber verirler.
Gazete “Kaç sütundur” diye sorar; geride kalan “Fiyatı nedir” der.
Kabir mermerleri kadar soğuk bir muhabbettir.
Öyle hüzünlü bir alışveriştir ki, kimsenin kimseye söyleyecek sözü yoktur.
Giden gitmiştir, geriye kalan insanın ıstırabı ise o an başka şeyler konuşmaya müsait değildir.

* * *

Bazıları ise sanki daha hazırlıklı ölümlerdir. 
Giden ölüme hazırlanmıştır, teslim edeceği ruhunu allayıp pullamıştır; Adeta kostümlü provasını yapmış; geriye bırakacaklarını da hazırlamıştır.
Yani kalan da hazırlıklıdır. Eğlenceli olmasa da, hüzne estetik getiren bir gömme törenidir.
Öyle ölümlerden geriye, bazen insana mutluluk veren olağanüstü bir mezar taşı kalır.
Yanda aktaracağım ölüm ilanı işte böyle, mezar taşına yazılmış bir hayatın hikâyesidir.
O hikâyenin özeti ise, Hürriyet’in genel yayın yönetmenliğinden ayrılırken söylediğim o cümledir:
“That was a good life...”
Allah’ım güzel bir hayattı.
Yaşamaya değer bir hayattı.
Ben güzel yaşadım, manasını verdim, manasını aldım. Aldıklarımdan bıktığım oldu, verdiklerimden asla bıkmadım.
Ben yaşadım;
Siz geriye kalanlar;
Çocuklarım, arkadaşlarım, tanıdıklarım, sevdiklerim;
Beni toprağa verenler;
Mezar taşımın hikâyesini de siz yazın.
İçinizden geldiği gibi yazın.
Öyle yazın ki;
Baki kalan bu boş kubbede;
Hoş bir seda olsun.
Geride kalanlar yazdılar.
Ben de bu hoş sedayı size yolluyorum.
Anna Laçin kimdir, kimin nesidir; tanımam, bilmem.
Ama bana çok akraba geldi...
Hem de yakın akraba.

Haberin Devamı

DOSTLAR ANNA LAÇİN’İ NASIL BİLİRDİNİZ

VEFAT VE ANIMSAMA

Eski İzmir’in bir yaprağı düştü. 1922 doğumlu eski İzmirli
Anna Laçin 17 Ocak Salı günü hayata gözlerini yumdu.
Şimdiki Yeni Yalı, eski Salhane semtinde doğan Anna, köklü eski İzmirli Yudit ve Robeno Kohen’in ikinci kızıdır.
Kızlarının eğitimine bilhassa önem veren babası, Anna’yı ablası Estella ile Fransız Hastanesi’ndeki okulda okutur.
Genç kız, 1940’larda Mithatpaşa’da yine ablasıyla gönüllü hemşirelik kurslarına gider ve milli sosyal çabaya katılır.
Uyanık ve aktif olduğundan annesi sık sık babası Robeno ile çarşıya gönderir.
Robeno 1944 ve 47 yaşında vefat edince 4 sene boyunca baba işlerini tasfiye etmek üzere Anna İzmir Kızlar Ağası Hanı’ndaki yazıhaneye gider.
Annesine bir maddi gelecek sağlar. Her şeyde hayır vardır.
Bu vesile ile kocası olacak Tireli Avram Laçin ile tanışır ve 20 Ağustos 1950’de Fuar Ada Gazinosu’nda evlenirler.
Gün gelir kocası gibi faal ama gözükmez bir hayırsever olan Anna sevdiği Florence Nightingale hemşirelerine, Çocuk Esirgeme Kurumu’na kapı kapı dolaşıp bağış toplar.
Ayrıca, Türkiye hafif sanayinin önde gelen isimlerinden olan kocasına destek olur ve iki oğlunu yetiştirir.
Kocasının ağır hastalığı nedeniyle İsrail’e gider.
Bir araba kazası sonrası geçirdiği beyin ameliyatından iyileşerek çıkar.
Kocası Avram Türk televizyon kanallarında şark müziği programlarını kaçırmazken o da Bizimkiler dizisinin tümünü seyretti.
Sonraki dizilerden hiçbirini kaçırmadı.
2006’da dul kalınca Altındağ EÇEV’e kitapsever kocası anısına “Tireli Avram Laçin Kütüphanesi”ni bağışladı ve bu vesileyle İzmir’de açılışa katıldı.
Nihayet yaşın yorgunluğuyla uykusunda Tanrı’nın rahmetine kavuştu.
Makro-Robert ve bütün Laçin ailesi.
Anmak isteyenler EÇEV’e bağışta bulunabilir.

Yazarın Tüm Yazıları