Yollara tuz dökenler ve kin dökenler

BİLMİYORUM siz de şu duyguyu hissettiniz mi? Dün gazeteye giderken birden okul yıllarıma döndüm. Hani, aşı olduğu günler müthiş keyiflenirdiniz.

Çünkü aşının ertesi günü okullar tatildir.

Veya hava şartları yüzünden okul tatil edildiği zaman nasıl keyiflenirdiniz.

Veya hálá keyifleniyorsunuz...

BİR HAFTA DAHA

Kar bir hafta daha devam edecekmiş.

Ne yalan söyleyeyim, hayta tarafım fena halde depreşti.

Sanki okulu tatil edilmiş bir öğrenci gibiyim.

Gazeteyi erkenden yapıyoruz.

Haber atlatma endişemiz sanki ikinci plana itilmiş gibi.

İşe geç geliyoruz, eve erken gidiyoruz.

‘‘Okul tatil oldu anasını satayım’’ keyfini yaşıyoruz.

Gizli heykeltıraşlar, Taksim Meydanı'nda inanılmaz güzel kardan adamlar yapıyorlar.

İzmir'in Konak Meydanı, Saat Kulesi karlar altında. O meydanı hayatım boyunca hiç böyle görmedim.

Belki de ömrümün sonuna kadar bir daha göremeyeceğim.

İtiraf edin, hepimiz teneffüsteyiz.

Kötüler inlerine çekildiler.

Mahalleyi, sokağı, işyeri arkadaşlıklarını keşfettik.

Birbirimize kazık atma duygumuz da tatile çıktı.

Ama biz kar üzerinde kızakla kayarken, aramızdaki negatif azınlık yine işbaşında. Devleti, belediyeyi durmadan suçluyor.

O kara gözlüklü, hayatında kızakla kaymamış. Teneffüste bile top oynamak yerine, arkadaşıma ne kötülük yaparım telaşı içinde olmuş.

Soruyor: ‘‘Belediyenin neden kar temizleme araçları yok.’’

15 yılda bir kar altında kalan bu şehre 15 tane kar temizleme makinesi alınsa, o yine soracak:

‘‘Kar yağmayan şehre 15 tane kar makinesi alındı. Kim nereden ne hortumladı?’’

Koskoca Paris'te sadece 2 tane kar temizleme aracının bulunduğunu söylesen, cevabı hazır:

‘‘Bana ne...’’

Adamın retinası, kara gözlüğe dönüşmüş. Oysa o belediye, bu ülkenin ekonomik krizine rağmen elinden geleni yapmış.

Şehrin ana arterleri hep açık.

Karayolları kahramanca çalışmış.

Yollara tonlarca tuz dökülmüş.

Bakanı, başkanı, emekçisi gece gündüz yolları açmak için kardan adam gibi didinmiş.

Retinası kara adam, ininden burnunu çıkarmadan yaylım ateşine devam ediyor.

Devlet, belediye yollara tonlarca tuz dökerken, o da tonlarca kin döküyor.

‘‘Nerede devlet...’’

KARDAN ADAM, KARA ADAM

OYSA
devlet yollarda.

Gece gündüz yollarda.

Tuz döküyor, yol açıyor.

Retinası kara adam ise ininde. Ötüyor da ötüyor...

Kusuyor da kusuyor.

Kinini yollara döküyor da döküyor.

Boşverin bunlara.

Devlet görevinde, biz teneffüsteyiz.

Türkiye İsviçre gibi ve düşünmek için daha bir haftamız var.

İşe geç gideceğimiz, evimize erken döneceğimiz, mahallemizi, komşumuzu keşfedeceğimiz, en önemlisi de kendi kendimize kalıp, düşüneceğimiz bir hafta.

Allah bize 14 yıldan beri ilk defa çocukluk hayallerimize dönme fırsatı tanıdı.

Haytalığın tam zamanıdır.

Haydi sokağa...

Biz kardan adamları seviyoruz, onlar ‘‘kara adamları’’...


Yeni Şafak'a dayanışma mesajı


ÖNCEKİ akşam Yeni Şafak Gazetesi'nin önünden geçiyordum. Tepesindeki dev yazı ilginç bir renge bürünmüştü.

Kırmızı logonun üzerine beyaz karlar yapışmış ve Noel Baba renklerinde çok güzel bir yılbaşı kartpostalı ortaya çıkmıştı.

Hatta arayıp genel yayın yönetmenine şaka yapmayı bile düşündüm.

İyi ki aramamışım.

Çünkü onlar o saatlerde çok ciddi bir sorunla karşı karşıyaymış.

Gazeteyi polis basmış.

Kar telaşından bazı haberleri biz bile öğrenemiyoruz. İtiraf edeyim biz geç öğrendik. O yüzden tepkimiz de geç geldi.

1980'li yıllarda Milliyet Gazetesi'ne yapılan polis baskınından beri bu tür olayları unutmuştuk.

O yüzden bunu geç öğrenmek bana koydu.

Geç de olsa, Yeni Şafak'taki arkadaşlarla dayanışma içinde olduğumuzu bildirmek istiyorum.

Onlara geçmiş olsun diyorum.
Yazarın Tüm Yazıları