Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘Seçmece mebus’

Antalya'dan DYP 2. sıradan milletvekili adayı gösterilmesi üzerine büyük olaylara neden olan Salih Çelen kimdir?

Ankara'dan bir okurumuz şunları anlatıyor:

- Avukat olan Çelen, Edirne, Keşanlı'dır. Ankara'da Çiller'in avukatlığını yapmaktadır. Murat Utku ile birlikte çalıştığı söylenmektedir.

Murat Utku kimdir?

- Yargıtay eski Başkanı Müfit Utku'nun oğludur; Ümit Utku'nun da yeğenidir. Ümit Utku'dan dolayı Ankara'da belirli çevrelerce yakın ilişkisi bulunmaktadır. Salih Çelen'in de, Murat Utku'nun ortağı olduğu söylenmektedir. Çelen'in adaylığı da, Özer Çiller'e Ümit Utku tarafından önerilmiştir.

Ümit Utku, merhum Alparslan Türkeş'e yakın bir isim diye bilinir.

- Şimdi hiç ilgisi yok, MHP'nin yeni yönetimi tarafından dışlanınca Özer Çiller'e sığındı. Siz bundan bir süre önce yazmıştınız; Çiller'in önerisi üzerine Ecevit hükümetine Adalet Bakanı olarak atanan Prof. Selçuk Öztek, Prof. Ateş Vuran ve Ümit Utku'nun yakınıdır diye...

Ümit Utku'nun DYP'den aday olacağı söyleniyordu.

UTKU ADAY DEĞİL

- Evet, Aydınlık'ta (21.2.1999) çıkan ‘Özel Örgüt’ün filmcisi Çiller'in milletvekili adayı' başlıklı yazıda, ‘KTHY’yı milyonlarca dolar zarara uğrattığı Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 25.6.1997 tarihli, 46 sayfalık raporuyla belirlenen eski yönetim kurulu başkanı Ümit Utku, DYP'den milletvekili adayı olmaya hazırlanıyor. DYP İstanbul İl Başkanı Celal Adan'ın Utku'nun adaylığı için yoğun çaba harcadığı öğrenildi'' deniliyordu. Ama bu söylenti gerçekleşmedi. Ümit Utku'nun bugünlerde eski bürokrat Aliye Kara'nın polise verdiği ifade nedeniyle başı dertte... Kara ifadesinde, Ömer Lütfü Topal ile Müfit ve Ümit Utku kardeşlerin gayet samimi olduklarını söylemişti. Eşi Mübeccel Ayten Hanım'ın, 70 yaşındaki Utku'yu boşamak için mahkemeye başvurması da bir başka ilginç nokta... Ümit Utku'nun avukatlarının Mehmet Altun ve Hatice Demirkan ile şoförü Ramazan Özdemir'in, Mübeccel Hanım'ın savunmanlığını ve tanıklığını üstlendiği, TEMPO'nun 21/27 Ocak 1999 tarihli sayısında yazılıyor. Boşanmanın muvazaalı olduğu akla gelmiyor değil...

Aynı dönemde Türkeş'e, Ömer Lütfü Topal'dan yüklü miktarda para ödemesi yapıldığı iddiası gündemdeydi.

- Hatta Kara'ya poliste aynı sorunun yöneltildiği iddia ediliyor. Bunlar savcılık iddianamesinde yer almadı. Uğur Dündar'ın Arena programında ve Enis Berberooğlu'nun yazısında benzer imalar vardı; ‘bir filmci’ diye...

DYP'nin Antalya adayı Salih Çelen'e dönersek... Antalya ‘Atılım’ gazetesine yaptığı açıklamada, ‘‘Ben Jet-Pa'nın malı değilim’’ diyor:

‘‘Beni kimse ithal malı olarak görmesin, çünkü şu andan itibaren kendimi Antalyalı olarak görüyorum. Jet-Pa'nın değil, Antalya'nın adayıyım.’’

DYP'nin avukatı olduğunu, Çiller'e ‘‘Türkiye siyaseti üzerinde danışmanlık yaptığını’’ söylüyor.

Ne gariptir ki, DYP İl Başkanı Hüseyin Bodur ve Belediye Başkanı Hasan Bodur kendisini tanımıyor.

Türkiye'de ‘seçmece mebus’ böyle seçiliyor.

‘Ağır toplar’a

rağbet etmeyin

SEÇİMLER nedeniyle bugünlerde basında bir ‘ağır toplar’ furyasıdır gidiyor. Hiçbir bilimsel anlamı olmayan bu niteleme basınımız tarafından bazı politikacılara verilen haksız bir unvandır. Bu ‘toplar’ ikiye ayrılıyor. Bir grup lidere yakın durup, pozisyonunu muhafaza eder, diğer grup ise lidere muhalefetmiş gibi davranarak tehditle yerini korur.

Her iki ‘top’ grubunun da ortak özelliği kitle iletişim araçlarını iyi kullanmalarıdır. Çok kurnaz oldukları için medyanın toy muhabirlerini istedikleri gibi yönlendirirler. Her gün incir çekirdeğini doldurmayan beyanlarla yazılı ve sözlü basınımızda boy gösterirler. Ancak bu olağanüstü şamataya rağmen kayda değer bir eserleri yoktur. Devamlı konuşurlar ancak üretim sıfırdır. Üreten insanın çalışmaktan konuşmaya vakti yoktur. Mahalle kahvesi boş insanlarla doludur. Çalışan insan zaten ortada yoktur.

Son iki yıllık TBMM çalışmalarına bakarsak tüm olumlu işlerin isimsiz milletvekilleri tarafından ortaya konduğunu görürüz. Parti içi okus-pokusların, yüksek yerlerin damatları veya lider amigoluğu için tişort giyenlerin ülke için esaslı bir üretim yapmadığını görürüz. Ancak bunlar basınımızda parti ağır toplarıdır.

Bir atasözünde dendiği gibi ‘‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’’. Son dönemde DSP'nin yükselişinin bir nedeni ‘hamalının’ bol, ‘ağır topunun’ hiç olmamasıdır. Artık seçmen olarak iş yapan ile reklam yapan vekili ayırt ediyoruz. Bu nedenle siyasi partilere boş ‘ağır toplara’ rağbet etmemelerini diliyoruz. Son söz; çalışan, üreten insanın gösteri yapmaya zamanı ve ihtiyacı yoktur. Eserleri kendisinin referansıdır.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Türkiye'de gerçek sorunlar değil, sıcak gündem konuşuluyor. Siyaset ortaoyunu haline geldi, toplum sorunlardan yabancılaşıyor, Türkiye magazinleşiyor.’’

(CHP Genel Başkanı Deniz Baykal)



Yazarın Tüm Yazıları