Yeter! Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

YÖK yönetmeliği tartışılıyor

Resmi Gazete'de geçen cumartesi YÖK tarafından ‘Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’ yayınlandı.

Yeni yönetmelik tartışma yarattı. Yönetmeliği savunanlar, üniversiteden atılma fiilleri arasına; üniversite dışında ücretli iş görme, ek görev alma veya serbest meslek icra etme, başkasının bilimsel eserinden çalıntı yapma; Cumhuriyet'in temel niteliklerinden herhangi birini değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik tutum ve davranışta bulunma; amirine, mahiyetindekilere ve iş arkadaşlarına veya öğrencilere fiili tecavüzde bulunma gibi kavramların genişletilerek yeniden tanımlandığını söylüyorlar.

Yani, yönetmelik kapsamı iyice açıyor, artık bunlar da suçtur diyor.

Radikal'den Tarhan Erdem, ‘‘Böyle bir yönetmeliği yürürlüğe koyan YÖK'e üniversiteler nasıl emanet edilir. Bir çaresini bulmalıyız’’ diyor.

Bazı öğretim üyeleri ise, kökten dinciliğe karşı kapsamlı bir savaşım yerine, küçük simgelerle öğretim üyelerine dayatmacılık yapıldığını savunuyor.

Mersin Üniversitesi'nden bir grup öğretim üyesi bize yaptıkları açıklamada şöyle diyorlar:

‘‘Yönetmelikte yapılan değişiklikler, hukuksal bakımından esneklik, berraklık, Anayasa ve yasalara uygunluk gibi ilkelere uygun değildir.

Bunun yanı sıra yapılan yeni düzenlemelerle, bilim ölçütleri doğrultusunda salt hakikatin aranması amacıyla özgür tartışma ortamları olması gereken üniversitelere, yeniden 1980 mantığıyla çeki düzen vermek istendiği anlaşılmaktadır.

Elbette üniversitelerimiz, Türkiye'nin birliği, dirliği ve laik demokratik Cumhuriyet'in geliştirilmesini başlıca görevleri olarak görecek, her türlü şiddet eğilimlerini dışlayacaktır. Bununla birlikte bütün görevlerini demokratik ve özgür bir ortam içerisinde yapmak isteyecekler; bilim özgürlüğünü kullanacaklardır. Söz konusu yönetmelik değişikliklerinin böyle bir ortam ve anlayışa katkı yapmadığı açıktır.’’

ANKARA'dan bir doçent, telefonla şöyle diyor:

‘‘Son yapılan yönetmelik değişikliği ile özgür fikir ve düşüncelerin ortaya konulması engelleniyor. Öğretim üyeleri tek tipçiliğe itiliyor. Üniversiteler tümden susturulmak isteniyor.’’

Üniversiteler toplumun aynasıdır. Üniversite çökerse toplum da çöker. YÖK'ün bu yönetmeliğinin iyice tartışılması gerekiyor.

Kaş yapalım derken göz çıkartmayalım.

Koman'ın heykeli yerinde kalıyor

HALK Sigorta'nın Genel Müdürü Erhan Dumanlı, İlhan Koman'ın ‘Akdeniz’ anıtı ile ilgili olarak noktayı koydu: ‘‘Heykel yerinde kalıyor.’’

Çetin Altan'ın önerisi üzerine Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın konuyu incelemeden açıklama yapması sanat çevrelerinin büyük bir bölümünü tedirgin etmişti. Her gün binlerce kişinin önünden geçtiği heykeli, Akdeniz'in ıssızlığına götürmeye gerek var mıydı? Erhan Dumanlı, ‘‘Sakıp Bey'in villasının bahçesindeki at heykelini alıp başka bir yere götürmek gibi bir şey bu...’’ diyor.

‘‘Araştırmadan, sorulmadan yapılan bir öneri... Durup dururken niye verelim? Yönetim Kurulu olarak yerinin uygun olduğuna, kaldırılmasına gerek olmadığına karar verdik.’’

Logo olarak kullandıkları ‘Akdeniz’in Halk Sigorta ile simgeleştiğini anlatan Dumanlı, heykelin 1977'lerde o zamanki Genel Müdür Ali Neyzi tarafından sipariş edildiğini, hatta İlhan Koman'ın bir yıl süreyle şirkette sanat danışmanı olarak sigortalı gösterildiğini bildirerek şöyle konuştu:

‘‘4 ton ağırlığında yüzlerce demir parçalarının birbirlerine kaynatılmasından oluşan 3 metre yüksekliğindeki bu yapıtın her yıl bakımını yapar boyatırız. Böyle özene bezene yapılmış ve İstanbul'la simgeleşmiş bir yapıtın kimsenin görmediği uçsuz bucaksız tuzlu bir deniz kıyısına nakledilmesi düşünülemez. Sanatseverler müsterih olsunlar; Koman'ın bu yapıtı Halk Sigorta'nın malı olmaya devam edecektir.’’

‘Çağdaşkart’

KASIM ayı sonundan itibaren alınabilecek ‘Çağdaşkart’la yapılan alışverişlerin binde 3'ünün, Çağdaş Yaşamı Dekstekleme Derneği'ne, ÇEKÜL Vakfı'na ve Tarih Vakfı'na gideceğini biliyor musunuz? Ülkemizin değerlerini yaşatmak ve gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye bırakmak için çalışan bu üç sivil toplum kuruluşunun hayata geçirecekleri her projesine kaynak yaratmak amacıyla MasterCard ve 10 bankanın (Akbank, Bankekspres, EGS, Garanti, Interbank, Koçbank, Osmanlı, Pamukbank, Tekstilbank ve Yapı Kredi) hiçbir maddi beklenti içinde olmadan attıkları bu adım, kuruluşlara ilk üç yıl içinde yaklaşık 1 milyon dolarlık bir kaynak sağlayacak. Cumhuriyet yazarı Ahmet Taner Kışlalı, bu proje için ‘‘İşte, karanlığa karşı aydınlığı savunanlara, zahmetsiz bir savaşım yolu’’ diyor.

REKTÖRE SORU

‘‘Anadolu Üniversiteleri'nde irticai kadrolaşma günbegün artıyor. Gaziantep Üniversitesi'nde demokrasiye inanmış, aydın bilim adamları üniversiteden ayrılmaya zorlanmaktadır. Rektöre; 10 Kasım'da Atatürk'ü anma etkinliğinin neden düzenlenmediğini sorar mısınız?’’

(Serkan AKKILIÇ)



Yazarın Tüm Yazıları