Yeter! Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Yabancı hayranlığı

Türk sporunun genel görünümü içler acısı. Sporun anası atletizmde derecelerimiz ortada. Uluslararası yarışlarda atletlerimiz devamlı nal toplamakta. Zira sporun her branşında altyapı yatırımları ihmal edilmektedir. Durum büyük şehirlerimizde böyle olduğuna göre varın siz diğerlerinin halini bir düşünün. Futbola gelince, bu kadar büyük ilgi ve sevgiye rağmen hiçbir ilerleme yok. Ama anlı şanlı kulüplerimiz büyük iddialarla yabancı oyunculara milyonlarca dolar harcıyor. Avrupa kupa maçlarında şayet bir tur atlarsak dünyalar bizim oluyor. Buradan kazanılan paralar ise yöneticiler ile oyuncular arasında duman olup gidiyor. Ama altyapı konusuna gelince kapik oynamıyor hiçbirinde. Hepsi devlet babadan bekliyor. Avrupa kulüplerinin yabancı oyuncu oynatmaları son derece doğal. Çünkü bu bir gelişmişlik meselesidir. Ama bunu en azından futbolda kabul edemeyecek kadar da kakavanızdır. Oysa son Arnavutluk ve İsrail yenilgileri acı gerçeği ortaya koymaktadır. Artık kendimize güvenelim ve dışarıya saçtığımız bu paralarla, sporun altyapı yatırımlarını gerçekleştirelim. Ve 62 milyonun içinde mevcut nice yetenek ve cevherlerimizin ortaya çıkmasına fırsat tanıyalım.

Turgut APAYDIN Feneryolu/İSTANBUL

Tuz işini bir açıklasalar...

Sağlıklı tuzla ilgili yazıları okudum. Tuz mikrop tutmaz, mikrobu öldürür diye biliriz. Ancak ülkemizin her yerinde olduğu gibi Bor'da da Billur Tuz, Salina Tuz, Saray Tuz, Es Tuz gibi tuzlar var. Kaya Tuzu, Safir Tuzu aradım. Toptancılar, 'fiyat aynı ama vade farklı' diye Safir Tuz getirmiyor. Bu durumda geriye mecburen ya sizin yazdığınız İzmir Körfez tuzu Billur, ya da Tuz Gölü tuzu Salina kalıyor...

Tuz gölüne Konya, Aksaray, Ereğli, Şereflikoçhisar kanalizasyonu akıyormuş. Oraya bulaşık suyu, çamaşır suyu, lağım akıyor. Arıtsanız ne olur, arıtmasanız ne olur. Yediğimiz her gıdada tuz var. Bu işe ciddi bir el atılsın. Burada eskiden kanalizasyon yoktu. Tuvalet çukuru açılırdı, beş metre ileride tulumba atılırdı. Toprak o suyu süzer, o su tekrar alınır, hayvana, bahçeye verilirdi. Ama o su içilmezdi, bu da böyle. Ne olur ilgili kişiler bu işi araştırsın. Peynirde, ekmekte, salçada, turşuda ve diğer konservelerde rafine tuz kullanılmaz, ham tuz kullanılır. Ben tuzcuya sordum, hayvana verilen tuz da ham tuzmuş. Rafine tuz neyse, bir de pislik karışık ham tuz yiyoruz. Allah için bu işi doğru dürüst bir anlatsınlar.

Hasan EKEN Bor/NİĞDE

Organ bağışına gerici tepkisi

Hakikat Yayıncılık’ın 'Hakikat Takvimi'ni gördüm. Ömer Öngüt adlı kişinin ‘‘İslam İlmihali’’ kitabından bir alıntı yapmışlar. Diyor ki: ‘‘Organ rakli ve vasiyeti caiz değildir. İnsan vücudu Allah-u Teala'nın kullarına bahşettiği ilahi bir emanettir. Şahsa ait değildir ki, organlarını başkalarına bağışlayabilsin. Hakk Celle ve Álâ Hazretleri; ‘‘Allah yolunda öldürülenleri sakın ölülerden sanmayın, onlar diridirler’’ diyor (Al-i İmran: 169). Bu kişiye şu dörtlükle yanıt vermek istiyorum: Tüm organlarımı bağışlarım kim karışır bana!/Bu bedenim faydalı olacaksa mağdur bir insana!/Behey cahil insanlıktan sen ne anlarsın!/Hayrı ile şerri ile bu benim borcum yaradana.

Şeref YAPICIOĞLU-İZMİT

VİTALİ HAKKO'ya... İş hayatına adım attığınız 1934 yıllarına ait ‘‘Şen Şapka. V.Hakko, Sultanhamam 46, Tel: 23 789 İst.’’ etiketli bir şapkanıza sahip olduğumu sevinçle fark ettim. İlginizi çekebilir düşüncesiyle size duyurmayı istedim. (Tel: 0226- 814 99 71)

Güler MÜFTÜOĞLU YALOVA

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Osman Yağmurdereli'yi devlet sanatçısı yaptılar, beni yapmadılar.’’

(Sanatçı Müzeyyen Senar)













Yazarın Tüm Yazıları