Yeni yıla yeni diyet!

Yeni yıla ilişkin sağlık kararlarınız arasında kilo vermek de varsa, beş gün sürecek bu yeni diziyi dikkatle izleyip öğrendiklerinizi hayata geçirmenizi, uygulamaya geçmeden önce de kilo sorunuyla ilgili doğru ve yanlışların ne olduğunu öğrenmenizi tavsiye ederim.

Haberin Devamı

Her yeni yıl yeni heveslerle gelir. Eski yılın son günü tamamlanıp da saatler 12’yi vurdu mu çoğu şeyin üzerine kocaman bir çarpı çekilip yeni yılın ilk sabahı keyifle geçirilir, tatil olduğu için de “gelecek yıl planları” bir kez daha gözden geçirilir.

Bu planların içinde mutlaka sağlık planları da olur. Kimimiz sigarayı bırakmaya, alkolü azaltmaya, yıllık sağlık kontrollerimizi en kısa zamanda yaptırmaya, kimimiz de fazla kilolarımızdan kurtulmaya karar veririz yeni yılın ilk gününde.

Eğer yeni yıla ilişkin sağlık kararlarınız arasında kilo vermek, fazlalıklardan kurtulup hafiflemek varsa beş gün sürecek bu yeni diziyi dikkatle izleyip öğrendiklerinizi hayata geçirmenizi, uygulamaya geçmeden önce de kilo sorunuyla ilgili doğru ve yanlışların ne olduğunu öğrenmenizi tavsiye ederim.

NEDEN KİLO ALIYORUM?

Çoğumuz neden kilo aldığımızı bilmeden kilo sorunumuzu sadece “fabrikasyon” ya da “reçete” diyetlerle çözmeye kalkar, doğal olarak da ya fazla kilolarımızdan kurtulamaz ya da verdiklerimizi hızla geri alırız.

Oysa “Neden kilo alıyoruz?” sorusunun doğru yanıtını bularak yola çıkabilsek hem kilo vermemiz kolaylaşacak hem de kilo sorununu sonsuza dek çözme imkânımız olacak.

İnsülin direncine bağlı bir kilo alma hikâyesinin matematiği ile hipotiroidiye ya da yeme bozukluğuna bağlı bir kilo alma hikâyesinin aritmetiği veya metabolik süreçleri birbirinden inanılmaz biçimde farklıdır. Ve yine çoğumuz kilo almayı yalnızca “kazandığımız kalorilerle harcadığımız kaloriler arasındaki dengenin bozulması ve vücudumuzda fazla kalori birikmesi, biriken bu kalorilerin yağa dönüştürülerek depolanması” sürecinin doğal ve beklenen bir neticesi olarak düşünürüz ama bu yaklaşım çoğu zaman doğru değildir.

Kimi “içtiği suyun bile yaradığı”, kimi “metabolizması yavaşladığı”, kimi “vücudu su topladığı”, kimi de “tatlı krizleri” nedeniyle kilo sorunundan bir türlü kurtulamaz.

Bazıları içinse kilo artışının sebebi bunlarla tamamen ilintisizdir, sadece 3-5 ay yatağa bağlı kaldığı, yatmak zorunda olduğu için veya hamilelik kilolarından kurtulamadığından kilo sorunu yaşar.

Konuyu uzatmak istemiyorum ama eğer kilo vermeye kararlıysanız şunu kesinlikle bilmek ve inanmak zorundasınız:

Her kilo sorununun hikâyesi farklıdır. Kalıcı bir çözüm, bu hikâyeye uygun planlar üretilmeden, bu hikâyelere özel beslenme planları, aktivite çalışmaları, hatta ilaçlar kullanılmadan mümkün değildir.

Her bedenin kendine özel bir günlük kalori ihtiyacı, kendine özel bir metabolik ve fizyolojik şartnamesi, kendine özel bir genetik ve biyolojik kurgusu, kendine özel hormonal organizasyonu ve o bedeni yöneten kişiye has psikolojik yapılanması vardır.

Kilo vermeye karar veren herkesin bu yapılanmaların özellikleri bakımından araştırılmaları ve ancak en uygun “beslenme ve aktivite organizasyonu” yapıldıktan sonra kilo verme çabasına girmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Farklı kişilere farklı diyetler ve farklı hedefler

Haberin Devamı

Önümüzdeki birkaç gün size “neden kilo aldığınızı nasıl anlayacağınız” ve “fazla kilolarınızdan nasıl kurtulacağınız”, sağlıklı, neşeli ve lezzetli bir hafifleme yolculuğunu herhangi bir problem olmadan huzur içinde nasıl yapacağınız”, daha da önemlisi “verdiğiniz kiloları nasıl ve ne şekilde geri almayacağınız” konusunu anlatacağız.

Her gün yeni bir diyet modelinden 3 günlük örnek menüler vereceğiz. İlk örnek de yarın yayınlayacağımız 3 günlük “Glutensiz Diyet Menüsü” olacak. Umarım faydalı oluruz, umarım bu konuda size en yeni bilgileri aktarma fırsatı buluruz.

Çörek yasasını unutmayın

 “Fazla kalori=depolanmış yağ” doğru bir denklem gibi görünse de her zaman geçerli olmayabiliyor.

Şu noktayı da unutmayalım: Kilo sorununun her zaman bedensel nedenlerden kaynaklanması şart değil.

Şu veya bu nedenle aldığınız yanlış bir karar küçücük olsa bile sizi fazla kilolu ya da obez biri haline bile getirebilir.

Ben bu noktayı hastalarıma “çörek yasası” ile anlatmaya çalışıyorum. Yasayı 80’li yıllarda yanında çalıştığım İsviçreli hocamdan öğrenmiştim.

Çörek yasasına göre sağlıklı bir kilo aralığında olan, kilo sorunu bulunmayan herhangi biri günün birinde akşamüzeri beş çayına keyif olsun diye 200 kalorilik bir çörek ya da poğaça ekleyecek olursa, bu küçücük çörek bile ona yılda 12 kiloluk bir yağ fazlalığına patlayabiliyor.

Çünkü her gün aldığınız bu 200 kalorilik fazlalık bedene ayda fazladan 6-7 bin kalori yüklemek anlamına geliyor ki bu rakam 1 kilo yağ depolamayı zorunlu hale getiriyor.

Haberin Devamı

Sindirim dostu baharatlar

NANE

Bu baharat kendinden beklenmeyecek ölçüde zengin bir besin öğesi deposudur.

Antioksidan içeriğinin yanı sıra A vitamini, kalsiyum, folik asit, potasyum ve fosfor zenginidir. Tam bir bakteri savaşçısı olan nane, mide bulantısı ve hazımsızlık
sorunlarında ilk akla gelen baharattır.

Damar sertliğini önleyici yapısı, içindeki salisilik asit ile ilişkilendirilmiştir. Solunum yolunu rahatlatıcı etkisine ek olarak hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin de katkısıyla akciğer kanseri tedavisine büyük destek sağladığı bilinmektedir.

NEREDE KULLANALIM?

Taze naneyi daha çok salatalarda, sıcak günlerde sularınıza ve ayranınıza katarak, kuru naneyi ise çorbalarınızda, omlet ve et yemeklerinizde her zaman tercih edebilirsiniz.

Özellikle gece ara öğün olarak tükettiğiniz yağsız veya probiyotik yoğurtlarınıza ekleyeceğiniz bir miktar kuru nane hem midenizi dinlendirmenize yardımcı olur hem de sindirim sisteminizi rahatlatır.

ZERDEÇAL

Tek başına koca bir yazı konusu olabilecek zerdeçal, yine kendisi gibi hayat kurtarıcı bir baharat olan zencefil ile aynı aileden gelir.

Hindistan’ın bu büyülü baharatı parlak sarı rengiyle de gücünü belli etmektedir.

Kimyon gibi demir, manganez, potasyum, B6 vitamini içeriği ile besleyici ve tam bir mide-bağırsak dostu olan zerdeçal, aynı zamanda özel bir fitokimyasal olan
curcumin içeriği ile yoğun bir antioksidan özelliğe sahiptir. Bu özelliği onu güçlü bir iltihap ve kanser savaşçısı yapmaktadır.

Beyindeki oksidatif hasara dayalı kavramsal bozuklukların önlenmesinde, buna bağlı bunama ve Alzheimer hastalıklarının ilerlemesini önlemede ve cilt, göğüs, prostat ve kolon kanserine yönelik yapılan klinik çalışmalarda curcuminin tedavinin etkinliğini artırdığı ve tümör büyümelerini önlediğini destekleyen çalışmalar git gide artıyor.

Dyt. Deniz YEMİŞÇİ

Haberin Devamı

BİR FİKİR

Benzer özellikler göstermesi sebebiyle zerdeçala ulaşımınızın zor olduğu durumlarda köri baharatını tercih edebilirsiniz. Makarna sosları, çorbalar, et, tavuk balık sosları, köfte harcı, salata sosları ve özellikle kıymalı sebze yemeklerinde zerdeçal iyi bir lezzet verici olacaktır.

2013 diyet trendleri neler?

New York kökenli bir araştırma grubunun yaptığı çalışmaya göre 2013’ün diyet trendleri, “in”leri, “out”ları şunlar:

Glutensiz diyetler (Buğday göbeği diyetleri) popüler olmaya devam edecek.

HCG diyeti tümüyle gözden düştü.

Glisemik indeks diyeti hâlâ en popüler diyetlerin başında geliyor.

Diyetlerde meyve ve sebze oranlarını artırmak gerekiyor.

Yiyeceklerin miktarlarından çok kaliteleri ön plana çıkıyor.

Sosyal medya ve akıllı telefonlar, diyet konusunda önemli bir bilgi kaynağı haline geliyor.

Düşük yağlı ve düşük karbonhidratlı diyetler gözden düşüyor.

Tabakları küçültmek ve az yemek bu yılın da en önemli tavsiyesi gibi görünüyor.

Yeni yazı dizisinde neler var

Haberin Devamı

Yeni yılın diyet trendleri neler?

Glutensiz diyet işe yarıyor mu?

Omega diyeti neden önemli?

Glisemik indeks diyetinin yıldızı neden parlıyor?

Alkali diyetler neden moda oldu?

Doğru bilinen yanlışlar, yanlış bilinen doğrular neler?

Hangi ünlü, hangi diyeti yapıyor?

Diyet mi, detoks mu?

YARIN: Glutensiz diyetler faydalı mı, zararlı mı

 

Yazarın Tüm Yazıları