Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kilo milo fitlik derken

Sanırım hiçbir konuda bu kadar yaralı olmamışımdır.

Haberin Devamı

Kişi elbet kendinden bilir işi ya; ortamda bitmek bilmeyen fitlik, diyet miyet konusu döndükçe iyice beter etkileniyorum.
Yeter diye bağırasım geliyor. Sürekli kaç aldın, kaç verdin muhabbeti. Hele de bu konuda hassasiyetin varsa, algıda seçicilik yüzünden zıp diye yakalıyorsun bu cins haberleri her yerden.
Ve eğer bu ortamdan ben bu kadar etkilenip bunalıyorsam bilmiyorum sesini duyuramayan, imkanlar içinde yüzmeyen insanlar ne halde. Öyle ki, o kiloyu vermek için zıkkımın kökünü içeceksin deseler, yapacak halde insanlar var...
Sanırım 1-2 sene önceydi, bu konuda yazdığımda beni en çok etkileyen özellikle 13-17 yaş arasında gençlerden gelen yorumlar olmuştu.
Ben üniversitede nasıl blumik olduğumu, kendimi nasıl hırpaladığımı, nasıl şansla kurtardığımı yazmıştım. Bunun üzerine daha ortaokul-lise çağında bir dolu gençten içimi parçalayan mail’ler yağmıştı.
Ailesinin erkek olduğu için kilo problemi olduğuna inanmadığını veya evdeki ortamdan dolayı nasıl da yiyip yiyip kustuğunu, erkek arkadaşına güzel görünmek için başka şansı olmadığını, annesinin takıntısından kendinin de etkilendiğini yazan onlarca genç...
Ya evdeki ortamdan, ya içinde bulundukları çaresizlikten ya da ortamın üzerlerinde yarattığı zorbalıktan bahsediyordu hepsi de.
Haklılardı da.
Gazeteler, dergiler, sosyal medya her yerden sürekli nasıl daha zayıf olunur, nasıl daha fit olunur, nasıl şok diyetler yapılır haberleri yağıyor üstümüze. Paylaşılan fotolar fotoşoplu çoğu zaman. Sen de sanıyorsun ki, ne yapsan olmuyor...
Haftada 6 gün sürekli ve düzenli spor yapan, son 6 senedir hayatımda hiç olmadığım kadar özenli, sağlıklı beslenen ben bile çok yorgunum bu muhabbetten. Gönlüm yorgun.
Ne sporu sağlık için yapabilir oluyor insan, ne de yediğini ağız tadıyla yiyebiliyor. Paranoyak bir durum. Uçlarda geziniliyor. Mevsimlik yaşanıyor gibi.
Çok acıtıcı, incitici şeyler bunlar.
Yaşın büyüyor ve ne bileyim doğal akışında yaşlanma, sarkma, kilo alma halin bile büyük bir “eleştiri” veya beğenilme beğenilmeme ölçüsü haline geliyor.
Nasılsın, neler yapıyorsun demeden önce “nasıl göründüğün” hakkında yorum yapıyor birileri.
İnsanların kişisel, bireysel koşulları göz önünde bulundurulmadan haydaaaa hep beraber kilo verme seansları düzenleniyor. Kulaktan dolma şeyler uygulanıyor.
Korkuyorum ben bunlardan. Yani gelinen durumdan.
Bu konunun çevremizde, çocuklarımız ve onların gelişimi üzerinde yarattığı etkinin, baskının farkında mıyız, ondan da emin değilim.
Yaralarımızdan yaralıyoruz çocukları, gençleri.
Görüntüye endeksli yaşamak çok zor.
İmkansız. Ya da ben beceremiyorum. Eziliyorum böcek gibi.
Bu ortam içinde bitmek bilmeyen bir yargılanma durumunda kalmak var ki, of of of.
Neyse...
Ben bu konunun çok önemli olduğunu düşündüğüm için riski aldım, kendimi olduğu gibi ortaya koyan ve aslında rakamların tamamen hikaye olduğunu kanıtladığını düşündüğüm bir yazı yazdım Elele mayıs sayısında.
Dilerim alır okursunuz.
Bugün başka söylemek istediğim bir şey yok galiba...
Azcık ortam yorgunuyum.
Yonca
“fit-ne”

Yazarın Tüm Yazıları